- 425 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GEÇMİŞİN MİLLETİMİZE OLAN BÜYÜK VARLIK MALİYETİYLE, GELECEGİMİZİ İNŞA ETMEK MECBURİYETİ IŞIĞINDA KALEME ALINMIŞTIR
Gereği ve önemi:
Bu genelge niteliğinde bir sunumdur:
Anadolu da yüzyıllardır yaşamını sürdüren insanımızın hürriyetini, sahip olduğu tüm değerlerini öz iradesi ile 85 yıldır yaptığı bu mükemmel coğrafyada geçmişten bugüne bu günden geleceğe sürekliliğini sağlayacağını, tıpkı sıcak insanlığımızla, cumhuriyetimizle ve Türk oluşumuzla devam ettireceğimizi büyük bir önemle belirtmeliyim.
Geçmişte uzun süren anlaşmazlıklar ve nedenlerinden dolayı büyük zorluklar yaşamış toplumlar illaki olabilir. Ama bir millet, bir ulus olmuşluğumuz yadsınamayacak kadar açık ve aleniyken bu derece zedelenmelimiydi? Devlet bu derece devletliğiyle malum şekilde halkımıza umut ışığı olacakken hırpalanmalı mıdır?..üzerinde yaşadığımız coğrafyanın onu yakından tanıma fırsatı bulan her insanın, hakikaten onunla gurur duyması, bin yıla yakın bir süredir yaşıyor olduğumuz bu topraklar oldukça bereketli, ayrıca ona varlığıyla can veren akarsularıyla yeryüzünde ki en güzel toprak olma özelliğini veriyor.
Ulusumuz üzerinde huzurla yaşadığı ve sınırlarını kendisinin de belirleyemediği bütün olur olmaz düşlerinin onun üzerinde hayat bulacağını anlamıştır. Bir şehit torunu olarak bu toprakları vatan diye seviyor olmamız, milyonlarca şehit evladını bağrına basmışlığı da vatan için düşünmeden ölmüşlüğü de zaten bu değil midir?
Cumhuriyetimizin son yıllarını dikkate alarak, Türk ulusunun büyük bir endişe ve geçim sıkıntısı içerisinde olduğunu görmemek olanaksızdır.
Bu söylemlerimin sadece benim düşüncelerim olmadığı, yurt genelinde ki gezilerimde görüştüğüm bütün insanımızın genel bir kanısı, haklı kaygısı olduğunu belirterek, bu coğrafyada ulusça birlikte hareket etmek gerekliliğinin önemli olduğunu, bunun yanında elbette ki öz yurt sevgimle haklı olduğumu ve endişelerimi bu yazıyla birlikte tüm yurt insanıyla açık bir yüreklilikle paylaşmak dileğinde olduğumdan kaleme almaktayım.
Cumhuriyetin bir yaşam şekli olduğunu kişi için kendini ifade etmenin tek temel koşul olarak kabul gördüğü, damarlarımızda kan olarak dolaştığını bilen bütün yurtseverler, cumhuriyet düşmanlarının her zaman kafalarını gelip çarpacakları çelik zırhlı birer duvar olmuşlardır.
Türklerin orta Asya dan Anadolu ya göçüyle birlikte islamiyeti de kendisine inandığı din olarak benimsemiş olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Anadolu da ki tarihimizle birlikte her Türk vatandaşı inandığı dinin gereklerini özgürce yerine getirebilmektedir. Müslümanlığı kabul ettiğimiz tarihten bu yana bu topraklarda camilerden ezan sesi eksik olmamıştır.Din bir kulluk görevidir. Bunu da her fert sadece kendi vicdanıyla baş başa kalarak kul olduğundan, inandığı dinin gereklerini kendisi için hazırlanmış mevcut ortamlarda yerine getirmekle sorumludur. Bu bağlamda başkaca bir düşünce yoruma o denli açık olur ki….yeryüzündeki bütün insanlar üşüdükleri zaman soğuktan korunmak için soğuğa maruz kalan kısımlarını örtünerek korunmuşlardır. Başka türlü şartlarda da vücudumuzun çeşitli bölgelerini kapatmak gerekebilir buda en çok kış aylarında soğuk bölgelerde soğuktan çölde yaşayan Araplar da ise kum fırtınasından korunmak için örtünmek şeklinde görülmektedir.
Kanber İhsan Öcel
(Esasen 2003 te kaleme alındı. 2007 yılında çankaya köşküne fax olarak çekildi. Mavi didim gazetesinde yayımlandı. Sonuç alınamayınca da buraya yazıldı.)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.