- 838 Okunma
- 8 Yorum
- 5 Beğeni
SÖYLEMESİ KOLAY…
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
*Altmış yaş ve üzerindekiler bir takım elbiseye, bir aylık maaşlarını verdiler. Onun içindir ki, o bir takım elbiseyi en az on yıl giyindiler. Kumaşı ters yüz ettiler. Gömlek yakası çevirdiler. Anneler, aynı giysilerle çocuk büyüttüler. Aynı elma şekerini dişledi altmış yaş ve üzerindekiler. Asla ikiyi bir arada görmediler. Askeri darbelerden en çok onlar etkilendiler. Karakollarda işkence edildiler. Altı ay geçmesine rağmen, cumhurbaşkanını seçemeyen riyakâr ülke liderlerine bile küsmediler. Saatlerce yağ kuyruğu, gaz kuyruğu, şeker kuyruğu beklediler. Kadınları, kırk yamalı elbiselerle ömür geçirdiler. Eşlerine şeker çuvallarından iç donu diktiler. Şimdikiler gibi bir pantolonun paçasını çevirmek için terzilere gitmediler. Musluk tamircisi, evin elektrikçisi, toprağın bekçisiydi altmış yaş ve üzerindekiler. Onlar ki her acıyı bal eylediler. Ölülerini yalnız gömdüler. Aç kaldılar, açıkta kaldılar, soğan- ekmek yediler…Yine de devletin kapısında dilenmediler.
*Çevreyi asla kirletmedi altmış yaş ve üzerindekiler. Irmak kenarlarına söğüt, çeşme başlarına dut ağacı diktiler. Yolda buldukları taşı kaldırıp bir kenara yerleştirdiler. Topladıkları ufacık çalılarla ocak üflediler. Bir bakraç suyla çimdiler. Aynı tastan su içtiler. Kedi beslediler, köpek beslediler. Bırakın çöplüklere ekmek atmayı… Ekmek kırıntılarını yaşadıkları müddetçe kat’iyen israf etmediler. Kısacası onlar bütün bu olanların sorumlusu asla değiller!
Yazan: MEHPARE GÖKÇE
YORUMLAR
Mekpare Hocam!
Şiirinize yaptığım yorumda sen bizim oralardan olmalısın gibi laf ettiğimi hatırlıyorum.
Bu yazınızı okuyunca siz evet demeseniz de, ben emin oldum. Bizim anamız, bacımızda
sizin yazınızda altını kalın çizdiğiniz, olayları bi-zati yaşadı. Yufka yapmayı bitiğinize göre,
yufkanın ufalandığını da bilirsiniz.
Bizim köyümüzde de ekmeğin ufa dökülmez, ya yoğurda ya da ayrana doğranır yenirdi.
O da olmazsa Üstüne tereyağlı yumurta kırılır oğmaç yapılır tüketilirdi. Oğmaçın lezzeti
damaktan hiç gitmez. ::))
Küçük Not: "Karakollarda işkence edildiler." cümlenize itirazım var. Benim komuta ettiğim karakollarda işkence asla edilmedi. İnsan gibi karşılandı, işi görüldü, Allah razı olsun diye ayrıldılar.
Bir iki tokat yiyen elbette olmuştur. Lakin işkence amaçlı değil, devletin saygınlığını koruma adına tokatı devlet vurmuştur. Vururken de bu devletin sana uyarısı diye hatırlatılmıştır
Sizi bir kere daha kutlarım.
Saygılarımla.
mehpare gökçe
Öncelikle tebrik ediyorum Sevgi dolu. Şiir dolu o kocaman yüreğinizi değerli Mehbare Gökçe can dostum. O kadar anlamlı. O kadar duygu dolu.ki yaş itibarı ile an ben yaşadığımız konuları ele almışsınız. Anam bırakın ekmekleri çöpe atmayı hepsini bir kaba doldurur. Üzerine sarımsaklı yoğurt dökerek. Bizlere yemek olarak verirdi. Un çorbası yapar. Helle çorbası yaptım yavrularım der bizlere ikram ederdi. Yenileyecek bidurumda olan ıslak Yanık pişmemiş kısımlarında tavuklara veya ineği izin yemine kayardı. Çok hoştu ayrıca paylşımınız. Şiirleriniz bir harika.edebiyatdefterinde eskilerdenizbiliyorum şiirinizi okur götirürde es geçermiyim hiç yerli yerinde açıklayıcı yorumlarımla.la taçlandırmayı çok iyi bilirim. Ayrıca şiirime yazmış olduğunuz değerli yorumunuz ve bu nazik ziyaretinize çok teşekkür ediyorum. Kucak dolusu selam ve sevgilerimi yolluyorum şiir yüreğinize..