- 499 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
PİJAMA
Yaz gelince bizim oralar bir başka sıcak olur, ağaç yok, orman yok direkt güneş ışığı ile karşı karşıya kalırız. Yüzümüz yanar adeta güneşte kavruluruz. Köydeki çocuklar olarak bizler de kendimize göre bir çözüm geliştirmiştik, akarsuların önüne set kurup ya da köydeki sulama amaçlı yapılan küçük göletlerde yüzerek serinliyorduk. Derelerde set kurduğumuz zaman pek sıkıntı olmuyordu ama sulama göletlerinde yüzdüğümüz zaman göletler zarar görüyordu. Bu yüzden gölet sahipleri bizi göletin içinde gördükleri zaman evimize kadar kovalıyorlardı. Yine de aynı şeyi yapmaktan geri durmuyorduk. Çünkü serinlemek için başka çaremiz yoktu. Adamlar da haklıydı yonca sulamak, patates sulamak, bağ bahçe sulamak için yaptıkları göletlerin kenarlarının yıkılmasına sebep oluyorduk. Yine Yaz günlerinden sıcak bir gün mahallede arkadaşlarla top oynadık, terlerdik. Musa’nın gölüne mi? yoksa Adıgüzel’in bağına mı? Gidelim diye konuşurken, Adıgüzel’in bağına gitmeye karar verdik. Çünkü Adıgüzel’in bağı köyün hemen çıkışında hem köye yakın hem de gölet yüzmeye çok elverişliydi. Ayrıca bağın içinde güzel meyve ağaçları vardı. Yüzüp serinledikten sonra ağaç dallarından taze meyve yemekte bir başka oluyordu. Karar verdik ama Adıgüzel’in bağında bir tehlike vardı. Yadigâr Teyze! Yadigâr teyze, bizi gölde yüzerken yakalarsa çok fena kızıyordu ve köyün içine kadar kovalıyordu. Her şeyi göze alıp önce Yadigâr teyzenin evin önünden geçip Yadigâr teyzenin evde olup olmadığını kontrol ettik. Yadigâr teyze kapının önünde tezek yapıyordu. Bu bizim için iyiye işaretti. Vakit kaybetmeden Adıgüzel’in bağına gittik. Adıgüzel, Yadigâr teyzenin kocasının ismiydi. Kocası ölmüştü bu yüzden de bağ bahçe işlerini Yadigâr teyze tek başına yapıyordu. Gölün kenarında bulunan çalıların dibinde üzerimizi soyunduk ve gölün içine girdik. 8-9 kişi vardık güneşin alnında o kadar eğleniyoruz ki gölet yıkılacak neredeyse. Göletin kenarlarına çıkıp suya atlıyoruz. Topraktan yapılan gölet haliyle zarar görüyordu. Suyun rengi kıpkızıl çamur olmuştu. Eğlencenin tadını çıkarıyorduk. Saçlarımızın arasına kadar çamur dolmuştu. Nerede var nerede yok omuzunda kürekle, Yadigâr teyze aşağıdan bağırmaya başladı “yine mi geldiniz siz aha! Şimdi gösteririm size”…Yerden aldığı taşları bize doğru fırlatmaya kalmadı ki göl içinden patır patır çıkmaya başladık .Gölün kenarındaki elbiselerimizi kucağımıza bastırarak çırılçıplak gölün arkasındaki dağa doğru koşmaya başladık. Yadigâr teyze yaşlı olduğu için bize yetişemedi. Kayaların üzerinde üstümüzü giyinip eve geldik. Annem kapının önünde ocağı yakmış, su ısıtmış, çamaşırları yıkıyordu. Bizi de öyle toz toprak içinde görünce haydi soyunun bakalım üstünüzü, sizi de elbiselerinizi de yıkayacağım dedi. Üzerimizi soyunduk. Benim altından pijamam duruyordu fakat abimin pijaması yoktu, annem de pijamalarımızı yeni dikmişti onun için çok özen gösteriyordu” Kadir senin pijaman nerede” deyince abimin kafasında şimşekler çaktı. Çünkü sabah pantolonunu giyinirken pijaması vardı. Şaşkın bir şekilde anne vallahi evdedir herhalde, bugün sabah giymeyi unutmuşum deyince annem nasıl olur daha bu sabah üzerinde değil miydi? Diye kızmaya kalmadı ki bir sopanın ucuna bayrak gibi abimin pijamasını takmış uzaktan Yadigâr teyze göründü. “Saadet Hanım, Saadet Hanım ”bağırarak evimizin önüne geldi. “Artık yeter senin şu çocuklarından çektiklerim ben gölü yapıyorum bundan yıkıyorlar, Yeter yahu Allah aşkına çocuklarına bir terbiye ver” deyince annem “kusura bakma Yadigâr bizimkiler değil hep şu yukarının çocukları bunların aklını çeliyor. Taa oradan gelip alıp götürüyorlar. Daha bir saat önce buradaydılar, ne zaman gittiler anlayamadım. Ben bunların kulağını çekerim bir daha olmaz” dedi. Yadigâr teyze sinirli bir şekilde sopanın ucundaki pijamayı anneme doğru savurup gitti. Annem pijamayı almaya gider gibi yapıp yerden aldığı taşla bağırarak abimi kovalamaya başladı. Ben size başkasının bağına gitmeyin demiyor muyum?... ”Abim toz olmuştu, o kaçışla akşama kadar eve gelmedi. Yadigâr teyze kürekle gelince o kargaşanın içerisinde abim pijamasını alamamış anlaşılan pijamasını alamadan dağa doğru kaçmış, o telaş ile pijamanın olmadığını bile fark edememişti. Yadigâr teyze gölün kenarında bulduğu pijamayı kısa bir soruşturmadan sonra da adres belli, doğru bizim eve gelmişti.
YORUMLAR
Çok güzel bir anı olmuş .
eline emeğine sağlık hocam.