- 600 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ötesi
Dağlar denizlere dökülürken siz orda yürümenin keyfinimi çıkardınız. Biliyorsunuzdur gezebilmenin nederece önemsel olduğunu.
Bir hücresel hastalıkla muzdaripseniz size oksijen ve huzur gerek. Denizler bunu size verebilir.
Bir masa olsa şurda şu denizin yamacındaki dağda burdayım deyip çöküverseniz iskemleye.bir kadın gözlerinizin içine bakıyordur. Siz olmuştur belki ruhunda. Sonra o denizin sınır tanımaz özgürlüğü vurur dalgalarını kayalara. Sizden sonrada var olacaksınız. Sizse bir meçhuliyetin arefesinde. Evre dört bir çaresizliktir bu.
Rahat bir nefes almalısınız daha üç ay var kontrollerinize ! nüksler metestaslar bagışlıklık sisteminizin gücü. Boş verin bunları masada bir beyaz peynir ,belki bir Diyarbakır karpuzu ,belki bir alanya muzu . Gaziantep ezmesi .şimdi anı yaşamaya bakın denizle merhabalaşın yüreğinizi koyun ortaya.
Ölüm hepimiz için bazılarımız biraz daha yakın görünüyor ölüme ama daha ırak değildir bazılarımız.
Ya. klaşık dörtyıl olmuş ıraklara dahil hayal kurmalardan vazgeçmişligim. Kırık bir cam parçası değmiş yaralı kalbimi kendine bırakmışım.
Son pet çekildiğinde herşey iyi gidiyor dedi onkoloğu sonra covit ondokuz geliverdi sokakların özgürlüğüne. Dag yamaçları kendi halinde yanlızlaştı o tahta masadaki sandalye ağırlaştırılmış muhabbet yanlızlıgında.
Herkes korku içindeyken sığınılacak dini varsallar kenara itilmiş gibi ! rahat zamanında tanrıyla kucaklaşılan muhabbetler kapalı. Şimdi öncül görünen mikroskoplar !
Tüm kutsal kitaplar içlerinde birşeyler gizler ! onu bulabilmekse bilgelik istiyor. Kimbilir küçük kıyamet kopuyor yasakların ayıpların anlamsızlaşcagı cennet bizi bekliyor olmalı.
Cehenneme kötüler girsin. Buruyganlar emek kanı içiciler. Rezilliğin akbabaları.
Bilim bildiklerimizse bilmediklerimizi nasıl tarif etmeliyiz.
Yine sabah oldu ,yine çaydemlendi bu evde. Yine şiirler saklandı güneşten geriye bir izdüşümü kaldı yaşananın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.