- 460 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
el kapıları... ard-öyk... 62-2020
eskilerin kestirişleri sınaktır.
tecrübeleri yeni neslin ışığı olmalıdır.
benim yaşadığım muhitin ve zamanı, alelade değildi.
düşünüşüm realizme mi, duygusallığa mı örtüşür!
kimse ayranım ekşidir demez!
hissetmek gözlemdir bir şekliyle.
youtube’ta VİNE seyrediyorum.
cem gelinoğlu’nun...
ahenkli bir şehirde yaşadığı besbelli.
esnaflı bir muhitten olduğu neşesinden yaratıcılığından belli.
bu şehirler armonileriyle her ülkenin belkemiğidir.
amerika, almanya, ingiltere, fransa.
sanılmasın, newyork, paris, londradır bu memleketlerin silikon vadileri.
memleketleri; şen oluşlu şehirlerdir, ayakta berdevam ettiren.
amerikan’ın küçük şehirleri bizim düzce, nazilli gibidir onun ileri gitmesinde.
nüfusun çoğu ve inancı, neşesi, ümidi buralarda mevcuttur usa’in.
büyük şehirleri büyük hesaplara dahil etmezler.
neredeyse açık şehirdir buralar.
panayır gibi.
uzun hesapların hele de manevi stokların hiç ilgisi olmaz.
ülkelerin sanat ve kültürleri taşraların ocağında pişer.
buralarda işlenir.
büyük şehirlerde tüketilir ve üreten sanatçı da biter buracıkta.
rus büyük sanatçıları hep taşraya akmışlardır... neden?
taşranın ve illa ki sibiryanın şadlığından bilistifade etmişlerdir!
modern büyük şehirleşme merağı rus sanatını akamete uğratmıştır.
cem gelinoğlu’nda taşranın zevkini gördüğümü sanıyorum.
kars ve ardahan’da hala cadde esnafları şakalaşırlar.
ben bunu açmayacağım. uzun mevzuudur.
o neşe esnaftan yayılır kahvehanelere...
gece oldu mu? evlere!
lirizmadır... bilene.
ironizmadır...
ilk müşterileri bu olguların cin gibi çocuklardır.
onlar hemen sıyrılırlar.
kendilerini dinletirler.
ve seyircileri sokaktadır.
gülmekten kırılırlar.
Allahın hoşuna gitmiştir muhakkak.
göklere çıkar neşeli sesler.
saadettir...
bahtiyar olmuşluktur.
el kapılarına...
esnaf insan düşmez.
bizim oralar... esnaflık adeti kültürü...
almanya’ya giden işçileri beğenmezdiler.
el kapıları derlerdi:
" adam sen de!"
isviçre el kapılarına tenezzül etmiş değildir.
yunanistan kaç defa boşaldı?
amerika’ya oraya şuraya...
italya yine...
isviçreliler atadan dededen esnaflık, çiftçilik, ziraatçilik, saatcilik alelusul devam ettirdiler.
el kapılarına düşmediler!
" kapansın el kapıları
bir daha açılmasın!"
nazım hikmet’in dehası güzel söylemiş değil mi?
yaşlılardan eskiden birisi demiş ki...
kars’ın zenginlerinden; boğatepelilerden sanıyorum.
çocukları memur olmuş: aylıkçı olmuş, bir dana fiyatına bir sene çalışıyormuş.
"o cahcalal... o karanelik!"
yaşlının arz-ı endam eylediği.
isviçrelilerin iktisad-i siyaset zihniyetiymiş ya!
yalçıner yılmaz
960 toki
çanakkale
22-04-2020
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.