- 482 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Nefes
Ev salonu… Perdelerin önünde kanepede oturan bir adam… Kucağında laptop… Ekran ışığı gözlüklerinden yansımaktaydı. Uzak bir yerden yaklaşan elektrikli süpürge uğultusu… İçeriye kadın girdi. Hemen arkasında çekip sürüklediği süpürge… Ortam loş… Gözlerini kırpıştırdı. Süpürgeyi durdurdu. Sitemkâr tonla “Bir işin ucundan tutmuyorsun.” Perdelere yöneldi. “Aralık bile bırakmamışsın ışık girsin.” Kadın perdeleri açarken adam başını arkasına çevirdi. Yüzüne vuran ışıkla gözleri kapandı. Elini siper etti. “Cihaz tasarlıyoruz şurada.” Kadın terlemiş alnını silip adamın yanına oturdu. Tam gevşerken adamın buyurgan sesi “Çerez olsa da yesek.” Kadın ters ters baksa da kalktı. Klavyede gezinen parmaklar… Adamın bacağının yanına bırakılan çerez tabağı… Tabağa dalan el… Avuçlanan çerezler… Zar zor anlaşılan konuşma “Meyve, meyveee.” Klavyede gezinen parmaklar… Çerez tabağının önüne bırakılan meyve tabağı… Yanlış tabağa giren el… Kadın oturdu. Bacaklarını uzattı. Tabakların üzerinde gezinen el… Çerez tabağı devrildi. Örtüye saçılan kabuklar… Kadın tam patlayacak adam elmadan kocaman bir parça ısırdı. Çiğnerken “Canım, kahve,” diyordu ki kadın ayağa fırladı. “Boşuna tasarlama solunum cihazını çalışmaaaz, çalışmaz!” Adam şaşırdı. Şiş yanak… “Nefes nedir haberin yok.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.