- 406 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NA-MÜMKÜN BİR SEVGİNİN NA-ÇAR MAĞLUBU
Evvela zihnimde canlandırdığım ve biçimlendirdiğim hadiseler... Sonra yıldızlı gökyüzü ve dağlara yaslanmış yeryüzü arasında yaşadıklarım... İşte bu med-cezir ruhumu cehennem gibi kaynatır. İlki zevklerin ve lezzetlerin yalnızca gölgeleriyle raks ettiğim hayaller; ikincisi hakikatin peşine düşmemiş sefihlerin ve sefillerin meskeni... Ne sığınak var, ne yuva... Sadece adımlar, yolculuklar ve duraklar... Ve devletlerin ilan-ı harbına ya da insanların ilan-ı aşkına mukabil ufuktaki ayetler ölümü bağırıyor. Ölümü yani menzilimizi...
Bu bir otobiyografik nasihat değil sevgili okur! Yalnızca ölü bir aşığın iniltileri... Üzgünüm ama yalancı şairler gibi onlarca insana yürek vuruntularımı dinletmedim ve kutsal kelimelerimi maddi bir aşk uğruna harcamadım. Kelimelerin onurunu düşürecek hiçbir alçaklıkta bulunmadım. Evet sevgili okur! Kelimeler onurludur, onursuzluk insana has bir özelliktir.
Elbette abartılı hareketlerde bulunmamam ve örfümüze uygun davranmam gerektiğini biliyorum ama kelimelerle çığlık atmama kimse mani olamaz. Cemil Meriç Devlet-i Aliye’nin son zamanlarında medrese sıralarının üstünde Kuran ama altında Madde ve Kuvvet olduğunu söylüyor. Dileğim potilik düşünceler ileri sürmek değil ak pak ruhumun bukağılarını kırıp atmak... Evet, sevgili okur... Evet, isyan!
İnsan kimi zaman çığlık ata ata, bağıra bağıra koşmak ister ama koştuğu takdirde onu akıl hastanesine kapatacaklarını bilir, vazgeçer, titrek bir mum ışığı altında titrek bir elle kalemi tutar, yazar. Ruh adamı yere göğe sığamayan biridir, bir maşuğun gönlüne sığmak ister. Yücelttiği ve takdis ettiği aşk ya karşılık görmeyerek ya basitliğe irca edilerek umulanı vermediğinde delirmenin eşiğine gelir ve o sırada sanat dehlizi ile hayat mahrecini bulur.
Düşünceleri ile ermek istediği gök onu kabul etmek için ecelini beklemektedir. Melal ruh adamına ara sıra uğrayan bir misafir değil onun ömürlük halidir. Her insan sonsuzluğu arayan bir taraf taşısa da ruh adamı salt bu taraftır. Herkesin vitrininde bir insan-ı kamil olabilir ama insan teşhir ettikleri değil mahrem tuttukları ya da mahrem tutamayacak kadar taştıklarıdır.
Ruh adamı bir nağmenin eşliğinde, bir deliliğin eşiğinde, bir hücrenin beşiğinde ömür sürer. Omurgasına sonsuzluk elbisesini giydirir o nağme... Zamanı emrine musahhar kılar o delilik... Kelimelerin onuruna leke getirmekle meşhur zavallıları tanıtır o beşik... Ruh adamı insanlığın nimeti olsa da insanlık ruh adamının nikmetidir.
Ruh adamı için iki makam yaratıldı:
Ya mecnunluk ya rehberlik!
Fakat işte sanat! İşte ruh adamının mahreci!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.