Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
ismail karaosmanoğlu
ismail karaosmanoğlu
@ismailkaraosmanoglu

CAMİLER VE TOPLUMUN DÖNÜŞÜM MERKEZLERİ

20 Nisan 2020 Pazartesi
Yorum

CAMİLER VE TOPLUMUN DÖNÜŞÜM MERKEZLERİ

2

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1436

Okunma

CAMİLER VE TOPLUMUN DÖNÜŞÜM MERKEZLERİ

CAMİLER VE TOPLUMUN DÖNÜŞÜM MERKEZLERİ 

Camiler birleştirici mekanlar olarak asli vazifelerine ne zaman dönecek. Arap mescid demiş namaz kılma mekanlarına; mescid yani secde edilen yer. Secde kişinin Allah’a en yakın olduğu ibadet. Namazın bir rüknü gibi görünse de kulluğun en çok ve derinden idrak edildiği ibadet rüknü. 
Bu rükün kendi başına bir ibadet şekli aynı zamanda. Tilavet secdesi, şükür secdesi olarak karşımıza çıkıyor bu ibadet. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’de de bu adla geçiyor. Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa özel isimleri yanında,’Allah’ın mescidlerini Allah’a ve ahiret gününe iman edenler imar eder ‘ayetinde cins isim olarak geçer. 
Biz Türkler bu ad yerine onun toplumsal fonksiyonunu öne çıkaran bir isimle anmışız tarih boyu. Ayasofya Camii, Sultanahmet Camii. Ancak bu fonksiyonu nedense Cumhuriyet tarihi boyunca engellenmiş, adeta yasaklanmıştır. 
Biz şimdi ülkenin demokrasi ayarından sonra öncelikle bu noktayı ele almalıyız. Dahası bu ülkede maddi kalkınmanın bu denli yükseldiği, ilerlediği şu zamanlarda onunla at başı gitmeyen manevi kalkınmanın aşırı dünyevileşmeye yol açmasının gençliği dejenere ettiği ya ve z kuşaklarının zuhur ettiğini görmek bu gençliğin iyi bir gelecek vadetmediğini anlam gerek. Yalnızca anlamak yetmez bu gidişin önünün alınması, gençliğin maddi gelişmeye kurban edilmemesi için gerekli önlemlerin alınması bir zaruret halini almıştır. 
Bu zaruretten daha ileri hayati bir zorunluluktur. Bu alanda yapılacak bir ihmalin geleceğimizi karartacağını bilmek için kahin olmaya gerek yoktur. Bu önlemlerden birsi de camileri asıl fonksiyonlarına kavuşturmak olacaktır. Camileri toplumun değişik kesimlerini eğitmede en uygun mekan olduğu hatırdan çıkarmamalı. Milli eğitimi millileştirme, ahlaki nesiller yetiştirme söyleminin bir parçası da bu olmalı değil mi? burada en büyük vazife Diyanet’e düşmektedir. 
Bir zamanlar kahvehaneleri aslına irca hareketi başlatmak isteyen yönetimin bu çabasının boşa çıktığını hatırlatalım hemen. Plansız programsız, hiçbir araştırmaya dayanmadan yapılan bu çalışmanın toplum psikolojisi, alışkanlıklar ve ortam düzenlemesi, özendirme çabaları olmadan yapılamayacağı bilinmeliydi. 
Demek ki tüm toplumsal hareketin ön araştırmaları, fizibilitesi, uygulanabilirliği hesap edilerek, gerekli argümanlar önceden hazırlanarak yapılmalı. Biz de bunu önererek düşüncelerimizi sıralayacağız. Öncelikle toplumu eğitmeyi planlamalı. Bu eğitimi eve, aileye, sokağa ve mahalleye yaymalı, dernekleri olduğu kadar, okulları, camileri ve tüm mekanları kültür, bilim ve araştırmaya yönelik olarak yeniden organize etmelidir. 
Camilerin bir odasına kurulacak kütüphanelerde günün belli saatlerinde cami görevlilerinin yönetiminde, Kur’an eğitimi, hadis öğretimi, namaz surelerinin anlamının öğretilmesine yönelik tefsir çalışmaları, fıkıh ve ilmihal öğretimi yapılmalıdır. 
Bu öğretimler yöresine göre günün en uygun saatinde olmalı. Derslerin yöneticisi cami görevlileri ders ücreti almalı, ders saatleri muntazam programlı olmalıdır. Halkın her yaş ve sınıfının tasnif edilerek değişik günlerde derse alınması sağlanmalıdır. Ayrıca derse katılanları özendirici ödüller ve programlar yapılmalı, diyanet ‘te bu eğitim faaliyetlerinden sorumlu planlayıcı uzman grup kurulmalı, onların araştırma ve buluşları, illere aktarılmalıdır. Bu alanda Milli eğimdeki tecrübeli eğitimcilerden de istifade edilmelidir. 
Ayrıca camilerde çeşitli mekanlar ihdas edilerek yörenin yetişkin bilim adamları ders vermeleri sağlanmalıdır. 
Böylece cami asıl vazifelerinden biri olan (Ashab-ı Suffe ve Efendimizin sahabesini mescidde eğitmesi gibi) toplum eğitiminin merkezine alınması sağlanmalıdır.

Ahmet Kemal

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Camiler ve toplumun dönüşüm merkezleri Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Camiler ve toplumun dönüşüm merkezleri yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
CAMİLER VE TOPLUMUN DÖNÜŞÜM MERKEZLERİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
sorgunlu
sorgunlu, @sorgunlu
21.4.2020 01:23:13
Kusura bakmayın siz iyi niyetle yazıyorsunuz ama kibir dağının baş mimarı saraylardan saltanat edasıyla halkına sesleniyor. Ankarada 1000 odalı küllüyeden, istanbulda uber köşkünden nutuk çekiyor. Halktan para toplayıp ingiltereye, italyaya yardımlar yolluyor. Eyt linin hakkını inkar ediyor. Camiler Allahın evi ama imamlar resmen birinin sesi gibi..
Malesef gerçek bunlar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.