- 1114 Okunma
- 7 Yorum
- 1 Beğeni
UZAY İSTASTONU V-X 20 DEN UÇAN DAİRE C-19/ 01’İN DİKKATİNE!
Gece yarısı 00.03 pasifik Okyanusunun orta noktası.
*C-19/01 Ben, ko mu tan Ri ki. Son du rum hak kın da ALFA V-X 20’ye bil gi geç in ta mam.
Dünya dışı canlıların içinde olduğu uçan daire C-19/01. Kaptan Miki ve üç kişilik mürettebatıyla Pasifik okyanusu üzerinden gökyüzüne doğru yükseliyordu. Uçan daire ışıklarını yakarak gökyüzüne yükselirken bir yandan da yukarıda resmi olan iki milyon ışık yılı mesafedeki bir galakside yaşayan ALFA V-X 20 uzay İstasyonunun komutan Riki ve ekibine son durumla ilgili bilgi geçiyordu.
-C-19/01’den ALFA V-X 20’ye bil gi ge çe ce giz fa kat se si niz, ke sik, ke sik, ge li yor ta mam.
*Man yak mı sın lan, ne ke siği biz uz ay lı de ğil mi yiz oğ lum on nun iç in böy le, he ce le ye rek, ko nu şu yo ruz. Se lam dün ya lı biz dost uz he sa bı çak tın mı köf te yi hay ret bir şey sin ta mam.
-Ha! Şim di an la dım ta mam.
Uçan daire ile galaksideki merkez istasyon da yaşayan uzaylılar arasında süren konuşmalar bu şekilde sürüyordu. Uzay istasyonun komutanı Riki uçan daire kaptanı Miki ye dünya da yaşanan virüs salgını ve karantina süreci hakkında sorular soruyordu.
*Kap tan Mi ki dün ya da ka ran ti na sü rü yor mu, sal gın dan öl en çok mu, vi rü sü kim yap mış bel li mi?
-Ko mu tan Ri ki ka ran ti na sü rü yor ve çok öl en var an cak vi rü sü kim in ür et ti ği bel li de ğil.
*Kap tan Mi ki ba na bak! Ul an bu in san lar vi rüs ola yı nı bi ze kit le me sin ler?
-Ko mu tan Ri ki ma a l es ef böy le bir teh li ke var. Çün kü dün ya si ya set çi le ri su çu bir birle ri nin üz er ine atı yor lar. Biz im üz er im ize hay de hay de at ar lar.
*Vay an na sı nı mi ki yim.
-Ba na mı de di niz ko mu tan ım? ta mam.
* Yok, be oğ lum sa na, de me dim ta mam.
Olan biteni anlamaya çalışan uzaylılar virüs salgınından dolayı Amerika’nın, Çin’i ve dünya sağlık örgütünü, İngiltere ve Fransa’nın Rusyayı ve Çini, İran’ın Amerikayı, Rusya ve Çin’in de tüm Avrupayı suçladığı dünyamız da Uzaylıları bile şaşırtan garip olaylar yaşanıyordu.
Bu ülkeler virüsün yayılması konusunda birbirlerini suçluyorlardı. Ancak ve aslında hiçbir ülke masum değildi. Çünkü on yıllarca dünya kaynaklarını israf etmiş ve milyarlarca hatta trilyonlarca miktardaki parayı insanlığın mutluluğu ve sağlığı için kullanmak yerine gerçekte hiçbir zaman kullanmayacakları binlerce nükleer başlıklı füzelere harcamışlardı. Dahası o kadar parayı boş yere Tank, top, savaş uçağı, roket, bomba vs türünden milyonlarca adet ve çeşitte konvansiyonel silahlara yatırmışlardır.
Kaldı ki binlerce nükleer başlıklı füzelerden biri bile Hiroşima’ya atılan atom bombasının yaptığı radyoaktif tahribatın en az otuz katını yapabilecek kuvvete ve yıkım gücüne sahiptir. Füzelerin böylesine tehlikeli ve etkili olduğu düşünülürse beş, altı tanesi bile dünyanın felaketi olmaya yeter. Hatta bazı bilimsel verilere göre dünyayı yörüngesinden çıkarıp, insanlığı tümden yok edebilir. Ama buna rağmen insanlık anlamsızca büyük bir ekonomik kaynağı bu silahlara ayırmıştır. Kelimenin tam anlamıyla bu büyük ekonomik kaynağı ölü yatırıma dönüştürmüştü.
Geçmişte okuduğum bir bilim teknik dergisinde dünya bin dokuz yüz elli den bin dokuz yüz doksan dokuz yılının sonuna kadar olan sürede yani son elli yılda silahlanmaya ve askeri alanlara bu kadar çok parayı harcamamış olsaydı. İnsanlığın iki yüz yıl sonra ulaşacağı teknolojik gelişmişlik seviyesine bu gün sahip olacağının bilgisine ulaşmıştım. Bu istatistiksel bilgi ( iki bin- iki bin yirmi yıllı arasındaki son yirmi yıllık süreyi kapsamıyordu.) Başka bir değişle insanlığın son yirmi yılda silaha ve ordulara harcadığı paralar bu değerlendirmenin dışındaydı.
İnsanlık sağlıktan eğitime ulaşımdan iletişime kadar vs iki yüz yıl sonra ulaşacağı gelişmişlik seviyesi ne ise o seviyeye günümüz de ulaşmış olacaktı. Peki, dünya genelinde her ülkenin para birimi üzerinden harcanan trilyonlarca miktardaki paralar nereye gitti? Buhar olup uçmadı tabi, dünya siyasetine yön veren bir avuç uluslar arası silah tüccarının ve çok uluslu silah baronlarının kasasına girdi.
Aslında bu gün bir birini suçlayan dünya liderlerinin bilinçaltında yatan suçluluk duygusu ve travmatik paniğin nedeni kendi ülkelerindeki insanların her an bu paraların hesabını sorma korkusudur. Çünkü bu ülkelerin askeri anlamda süper güç olmaları hiçbir işe yaramamıştır. Güçlü olarak bilinmelerine rağmen kapasitesinin on da biriyle bile hayatı felç eden Covid-19 korona virüsüne karşı süper güçler son derece aciz kalmışlardır. İnsanlık yaşadığı acizlikten gereken dersi çıkarmış mıdır onu zaman gösterecek.
İnsanlığın refahı için harcanması gereken paralar hiçbir işe yaramayan silahlara yatırılmış sağlık hizmetlerinden beslenme ihtiyacına kadar birçok alanda tüm dünya ülkelerinin sosyal devlet açığı gün gibi ortaya çıkmıştır.
Dolayısıyla bu gerçeği bilen uzaylılar faturanın kendilerine kesilmesinin haklı tedirginliğini yaşıyorlardı. Doğal olarak uzay istasyonu ALFA V-X 20’nin komutanı Riki uçan daire C-19/01’nin kaptanı Miki’nin dünyayı terk edip galaksideki uzay istasyonuna acilen dönmesini istiyordu.
*Kap tan Mi ki, der hal üs se ge ri dön ün ta mam.
*Tek rar ed di yo rum der hal üs se ge ri dön ün ta mam.
Komutan Riki bu anonsu yaparken zor duyulsa da boğul tulu bir sesle kaptan Miki’nin üzerinde ki cip’ten onun biriyle konuştuğunun sesini duyuyordu.
Gö zü nü se ve yim vur ma abi,uç an, da ire miz bo zul du ül ke ni ze ac il in iş yap tık baş ka ama cı mız yok tu abi. Kur’an çarp sın biz im vi rüs le bi iş im iz ol maz. Biz de em ir ku lu yuz. vur ma abi, yok abi ne dal ga geç me si, bi zim ko nuş ma mız böy le!!!
Serhat BİNGÖL 19.04. 2020
YORUMLAR
Kesin Uzaylı Mustafa Topaloğlunun da parmağı vardır bu işte... Şaka bir yana biyolojik savaşın bir parçası gibi görünüyor ve birilerinin elinde de patladı sanki. Boşuna dememişler ''Homo homini lupus'' diye yani ''İnsan insanın kurdudur.'' sonra da gider vahşi hayvan diye doğada sadece yaşamak için yiyen kurtları öldürürler... Atom silahı, nükleer başlıklı füzeler maliyetli işler, niye uğraşsınlar ki laboratuvarda üret bir virüs, sal dünyaya dünyanın anası ağlasın zaten panzehiri çaresi de sendedir, sonrada bütün dünyaya aşı ilaç pazarla, daha ne olsun? Manidardı kutlarım...
Serhat BİNGÖL
Saygı ve sevgilerimle
Sevgili Serhat.
Dünya liderlerinin birbirlerine yaptıkları suçlamaları izlerken çok önemli bir hususu atlamışsın. Mesela İngiltere'de baz istasyonlarının yakılması olayı. Bu virüsün müsebbibi olarak görülen gariban baz istasyonlarını cayır cayır yaktı İngiliz halkı. Ancak Türkiye'de de olayın baz istasyonlarının marifeti olduğuna inanan bir sürü insan var ve bu bir sürü insan bu inançlarını en büyük düşman ilan ettikleri 5-G uyumlu cep telefonları vasıtasıyla paylaşıyorlar sosyal medyada.
Baz istasyonları dışında bu olayın kabağı ne Çin ne ABD ne de bir başka devletin değil Bill Gates'in başında patlayacak gibi zira o herifin herkese çip takıp dünyadaki tüm insanları kontrolü altında tutmak için böyle bir virüs ürettiğini söyleyenler de hem ülkemizde hem dışarıda bir hayli fazla.
Sonuç olarak uzaylılar için henüz endişeye mahal yok. Şimdilik rahat olabilirler. Sen bu bilgiyi kendilerine ulaştırırsın bir zahmet)))))))))
Selam ve sevgilerimle.
Serhat BİNGÖL
Baz istasyonlarının bu virüsün oluşmasında etkisi var mıdır yok mudur bilmem ama işin kötü tarafı artık neye şaşıracağımıza şaşırır olduk. Yani ileride bu istasyonların bu tür bir virüsün oluşmasında etkisi olduğu ispatlanırsa herhalde çokta şaşırmayız.
Ancak virüs bahanesiyle insanlara cip takılma konusuna kesinlikle inanıyorum. Belki çok yakın bir zamanda olmayacak ama bilim kurgu filmlerinde gördüklerimiz aynen gerçek olacak gibi görünüyor.
Uzaylıların kaygısını nasıl gideririm bilmiyorum fakat dünyanın kaynaklarını kurutan israf edip insanlığın sonunu hazırlayan dünya siyasetçileri olayların faturasını uzaylılara kesmekte bir an bile tereddüt etmezler onu iyi biliyorum.
Fakat yinede söylemeye çalışırım:)))))
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle
Hayal kuracağız ki yazalım. Hayal dünyanızda kısa bir film seyrettik. Bugünler geçtiğinde uzun bir filmin senaristi siz olursunuz belki.
Eğlenceli yazıydı. Yüreğinize sağlık Serhat Bey.
Saygılarımla...
Serhat BİNGÖL
Ama yinede eğlenceli bir yazıyı kurgulaya bilmişsem naçizane ne mutlu bana.
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle
Serhat BİNGÖL
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle
Muhteşem . Muhtemelen yer yüzünün son harikası yazınız. İçine düştüğü kuyuda kahkahayla gülen adamı şahsımda hissettim. Bırakın yazının kendisini duygusu bile Anlamış olma çarsezliğinin, ifade yetersizliğinde insana ne yaptığını bizzat yaşatıyor.
Nasıl teşekkür edilse mutlu olacaksanız öyle teşekkür ettim sayın kardeş.
Ellerinize sağlık. Kaç sabah güne bununla başlarım bilmiyorum.
Serhat BİNGÖL
Fakat bir gerçek var ki gelecekte çok başka bir dünya düzeni oluşacak.
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle
yeğinadnan
filizlenen geçmişidir millet, fert yada devletlerin.
Sevgi ve selam.
Heheheee.. Şimdi anladım nereye indiklerini; Nevşehir :)
Sen gırgırını yapıyorsun ama uzaylıların parmağı olma ihtimali bence yok değil.
Lan bunlar güzelim gezegenin ağzına s...lar biz de şunların ağzına s...lım demiş olabilirler.
Ya da, bir parti var, seçmen yaşının ortalaması 60'ın üstünde deyip tırpana oradan başlamış olabilirler :)))
İyiydi be :)
Güldürdün bizi. Teşekkürler.
Serhat BİNGÖL
Yorumuna ilgine çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle
Bilirim hayal dünyan geniştir.
Mizahı da katınca değişik bir tat vermiş yazıya.
Sağ ol Serhat'ım.
Kalemine yüreğine sağlık.
Serhat BİNGÖL
Bunlarla ilgili ancak böyle bir komedi yazısı kaleme alınırdı. Yani hayal kurmak için insanın zihnini zorlamasına gerek bile kalmıyor.
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle ellerinizden öperim.