- 323 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Arnika Günlükleri 03.01.15
03.01.15
Sınavdayım. Yıllarca öğrenci olarak geldiğim sınavlara 27 yıldır öğretmen olarak giriyorum. Ya sınavın hazırlayıcısı benim, ya hazır sorularla yapılan sınavda salon başkanı ya da gözcü. On yıldır değişen nesilleri sınava soktuk. Babalarını sınav yaptığımız kişileri de sınava soktuk. Belki onların oğulları ya da kızlarını da sınav yapacağız.
Sınav yapmak çok sıkıcı bir şey. Belki de sınava girenlerin sıkıntısı yansıyor bize. Sınav kağıtlarını okumak öğrenciyken bana çok zevkli bir şeymiş gibi gelirdi. Oysa hiç de öyle değil. Aksine çok bunaltıcı bir işlem. Cevap anahtarı karşınızda bile olsa kağıtları doğru değerlendirememek korkusu strese sokuyor insanı.
Sabah hava çok soğuktu. Ellerimi ceplerime sokuyor, paltoma sıkı sıkı sarınıyor, atkımla boynumu sarmalıyor, yün şapkamı kulaklarıma indiriyordum. Arabanın kaloriferinden daha fazla ısınabilmek için bir durak ötede indim. Sert rüzgar suratımı yakıyordu.
Sabah patates yahnisi yemiştim acılı. Acıyı daha fazla koymadığıma pişmandım şimdi soğuğun şiddetini görünce. Salon da soğuktu. Zaman geçmez diye düşündüğümden yanıma şiir kitabı ve muhtemel sıkıntımla baş edebilmek için şiir yazarım düşüncesiyle ajandamı yanıma aldım.
Bu yıl bu ajanda bana çok şiir armağan etti. Son Durak, Yanılgı, Veda, Özge Aşk, Git Git Yabancılaşıyorum Buralara, Biz Buradayız Artık, Aşk Bir Dama Taşı, Her Şey Yerli Yerinde, Canan, Ben Bunu Hep Bilir Bunu Söylerim, Utku, Şimdi Ben Kendimi Nerede Bulsam, Ölüme Koşuyorlar, Her Şey Yerli Yerinde. Son Durak 1-6. Şiirleri. Sıkıldığım, ders anlatamadığım, dinleyen öğrenci bulamadığım zamanlarda, özellikle 12. Sınıflarda. Onlar kendilerini aşmış durumda.
Sınıfta elif Şafak’ın ‘Siyah Süt’ünü buldum. İçerek okumaya başladım. Korkunç bir şekilde sardı beni. Bu nasıl bir roman. Roman tarihini özetliyor, romancı biyografilerini bize aktarıyor, onlarla beraber yaşatıyor biz. Düş dünyasını gerçeğe taşıyor. Bir nevi Harry Potter tarzı uyguluyor. Düş dünyasını alegorik tarzda bu denli canlı anlatabilen başka bir roman okumadım ben. Alev Alatlı’nın ’Beyaz Türkler Kızacak’ını da okuyorum bu günlerde. O da yakın çevremizdeki ünlüleri canlandırıyor romanında.
Eyvah daha soğuk bir hava geliyor. Ne yapacağız. Arabayı kapıda yatırıyorum. Çalışmıyor zaten. Artık yaşlandım. Yeni bir arabam olsa herkes gibi sıcak bir mekanda okula gelsem. Artık rahat etmeye benim de hakkım var değil mi? millet borç harç araba lamayı ihmal etmiyor. Ne derler ayranı yok içmeye…
Camide telefonla konuşuyorum. Cemaat çıkmış, kuran okuyorum. Gelen telefonlara cevap vermek istiyorum arkamda kimse yok zannediyorum. Alçak sesle konuşuyorum sanıyorum. Bir gelip beni ikaz ediyor. Aldırmıyorum konuşmaya devam ediyorum aynı adam bu kez tekrar gelip azarlayarak uyarıyor. Adam haklı diyorum. Konuşmayı kesiyorum. Adam haklı. Ben haddimi aştım. Anlayışla karşılıyorum. Cemaatten bir adamın üslubunu aşırı buluyor. Ama ben bunu hak ettim diyorum ben bunu hak ettim. Başkası yapsa kınayacağım bir hareketi nasıl yapabilirim. Daha fazlasını bile hak ettim ben.
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.