- 319 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARLA GELEN ÖLÜM BÖLÜM- 18
KARLA GELEN ÖLÜM BÖLÜM- 18
Dönüş yolunda, müsait bir yer bulunca, arabayı sağa çekip stop ettim. Kirli, şaşkınlıkla,
‘’ Ne var Büşra, bir şey mi oldu?’’ Diye sorunca,
‘’ Olan bir şey yok. Şimdi beni iyi dinleyin. Kasabada arabadan indikten sonra, beni beş, on adım geriden takip edeceksiniz. Ben daha evvel takıldığım bir kafeye girip, sırtımı duvara vereceğim bir masaya oturacağım. Buraya kadar anlaşılmayan bir şey var mı?’’
Vedat,
‘’ Bir şey anlatmadın ki daha?’’
‘’ İyi o zaman devam ediyorum. Kirli, sen benim sağımda ki masaya oturacaksın, bir şeylerle meşgul olursun. Vedat, sende solumdaki masaya oturacaksın, gazete falan okursun artık. Tugay, sende benim tam karşıma düşen masaya otur.’’
Tugay,
‘’ Ben ne ile meşgul olayım?’’
‘’ Tugay benim kafamın tasını attırma? Eğer düşündüğüm gibi olursa, bu gün Şehmuz efendi ile tanışacağım. Benim silahım dizimin üzerinde olacak. Sizde silah elde bekleyeceksiniz, ama kimsenin de dikkatini çekmeyin. Ben işaret vermeden de müdahale yok. Anlaşıldı mı?’’
Kirli,
‘’ hadi hayırlısı, anlaşıldı Amirim.’’
Olaysız bir halde, kafenin bulunduğu sokağa yakın bir yerde arabayı park edip yürümeye başladım. Bizimkiler beş, on adım geriden beni takip ediyorlardı. Kafeye girdim, kendime istediğim gibi bir yer bulup oturdum. Arkadaşlarım da istediğim gibi birer yer bulup oturdular. Herkes kendine çay ısmarlarken, ben neskafe tercih ettim. Ağır, ağır içmeye başladım. Bakalım beklentim gerçekleşecek mi? Merak ta etmiyor değildim.
Yarım saatim etrafıma bakınarak geçti. Yavaş, yavaş sıkılmaya başladım. Ben namı değer Selma’yı bekletmek kimin haddine düşmüştür. Bakıyorum bizimkilerde boş boş oturmaktan esnemeye başlamışlardı. Ben bunları düşünürken kafenin kapısı açıldı, içeri önde Şehmuz, arkasından Sami ve bir arkadaşı içeri girdi.
Şehmuz içeriyi kolaçan ederken beni görünce, yüzünde gizleyemediği bir gülümseme oluştu.
Tahminimden daha yakışıklı bir adamdı. Masama doğru yöneldi ve karşıma dikildi.
‘’ Merhaba, adım Şehmuz.’’
‘’ Tanıştığımızı sanmıyorum ama kaba biride değilim. Adım Selma. Buyurun oturun.’’
Nazik bir şekilde, sandalyeyi çekerek, karşıma oturdu. Bir an göz göze geldik.
‘’ Sizinle tanışmayı dört gözle bekliyordum Selma Hanım. Yanılmıyorsam sizde beni tanımayı istiyorsunuz.’’
‘’ Diyelim ki öyle, benden beklentin ne?’’
‘’ Ben insan sarrafıyım, bir bakışta nasıl biri olduğunu anlarım. Cafer Ağa tahminimden daha akıllıymış. Kendisine sağlam bir koruma bulmuş.’’
‘’ Yapmış olduğun iltifat için teşekkür ederim. Ben bir işi üzerime alırken işverenime hiçbir şey vadetmem. Uzun bir araştırma yaparım. Ondan sonra aklım yatarsa o işi kabul ederim. Bu günde burada aynı şeyi yapıyorum. Cafer Beyi dinledim anlattığı kadarıyla yerden göğe Kadar haklı. Ama o kendi hikâyesini anlattı. Ve senin hikâyen, şu anda burada sana doğrultulmuş dört silah var. Fakat bu silahlar yanlış bir hareket yapmadığın takdirde kullanılmayacak. Sadece konuşacağız. Doğruları, sadece doğruları anlatıp beni ikna edeceksin. Ne dersin?’’
‘’ Doğruları konuşmak, benimde işime gelir Selma.’’
Şehmuz, belinden silahını çıkartarak yanındaki sandalyenin üzerine bıraktı. Aynı eylemi diğer arkadaşları da yapınca, kafenin sahibine seslendi, ‘’ Dayı makineleri tezgâhın altına koyar mısın?
Selma,
‘’Delikanlı adammışsın Şehmuz. Şu hikâyeyi bir de senin ağzından dinlemek isterim.’’
‘’ Anlatırım anlatmasına da, daha sonra anlattıklarımı bana karşı kullanmaya kalkarsan?’’
‘’ Bu ne demek oluyor şimdi?’’
‘’ Şu demek oluyor, Özür dilerim size adınızla hitap edebilir miyim?’’
‘’ Tabi, Şehmuz sevinirim.’’
Büşra’nın teklifsiz konuşması Şehmuz’un hoşuna gitmişti. Yüzünde o güzel gülümseme yeniden belirdi. Şu andan itibaren aynı ipte gösteri yapan iki cambaz gibiydiler. İki samimi arkadaş gibi muhabbet tadında konuşmaya başladılar.
‘’Bizim hikâyemiz çok eskiye dayanır, bir zamanlar kanımız damarlarımızda deli, deli akardı. Şeytana uyduk bir marketi soymaya kalktık. İşler istediğimiz gibi yürümedi. Kasiyer kız, tahminimizden dişli çıktı. Bizim arkadaşlardan birini sırtından vurdu. Beni de vurmak için ateş ederken, arkadaşlarımdan birinin kurşununa hedef oldu.’’
Şehmuz’un konuşmasına müdahale ederek, ‘‘ Bu normal bir hareket değil mi?’’
‘’ Görünüşte evet, belki ani bir refleksle ateş etmiş olabilir. Burada size anlatılmayan bir şey var?’’
‘’ Nedir anlatılmayan şey?’’
‘’ Markette bizden başka bir çocuk daha vardı. Benim en küçük kardeşim. Kasiyer kız önce onu vurdu.’’
‘’ Bana bundan hiç bahsetmediler. Anlattığın bu hikâye hiç inandırıcı değil. Yine de devam et.’’
‘’ İşte o zaman Sami hepimizden önce davranarak, kasiyer kızı delik deşik etti.’’
‘’ Anlayamadığım şey, market soygununda çocuktan bahsedilmiyor?’’
‘’ Bahsetmeleri işlerine gelmez, bu kasabada öyle şeyler oldu ki araştırsan dudakların uçuklar. Neyse ben anlatmaya devam edeyim. Kardeşimi hastaneye götüremezdim, daha yolda ruhunu teslim etti. Bizde gece toprağa verdik. Başucunda bir mezar taşı dahi yok. ‘’
‘’ Anladığım kadarı ile basit bir market soygunu kan davasına dönüşmüş. Cafer’in çocuklarını öldürmek için niye bu kadar beklediniz? Bunun bir sebebi olmalı?’’
‘’ Benim çocuğumu altı yaşında öldürdüler. Cafer’in çocukları da bu sene altı yaşına bastı.’’
‘’ Ben iyice karıştırdım. Recep’ten girdik, Cafer’den çıktık. Bu işin sonu yok Şehmuz, gel teslim ol.’’
‘’ Teslim olmak mı? Düşüncesi bile tüylerimi diken, diken ediyor.’’
‘’ O zaman sana başka bir teklifim olacak.’’
‘’ Dinliyorum Selma.’’
‘’ Öncelikle bundan sonra Recep’i rahat bırakacaksın. Bu bir. Geri çekil, bana zaman tanı iyice araştırayım, daha sonra tekrar buluşup konuşalım. Benim derdim kasabanın üzerine çöken kâbusu ortadan kaldırmak.’’
‘’ Kabul, sana bir hafta müsaade eğer bu işi çözemezsen yeniden silahlar konuşacak. Gelelim Recep’in dosyasına, Mutlaka onun dosyasına da göz atmışındır Baş komiserim.’’
Büşra, birden Şehmuz’un gözlerinin içine bakarak,
‘’ Yine hayal görmeye başladın. Ben polis değilim ama benzetmen hoşuma gitti.’’
‘’ Şunu çok iyi biliyorum Selma. Bir gün karşıma polis rozeti ile çıkacaksın, yine de polis olduğunu sadece ben biliyor olacağım. Recep’in ailesini ben ve arkadaşlarım katletmedi. Onu da Cafer’e sorun. Bana müsaade, benimle ne zaman görüşmek isterseniz ocaktaki arkadaşa haber bırakın. Yada bana telefon numaranızı verin, bende size numaramı vereyim.
Tabi veririm diyerek numaramı verdim. Şehmuz, arkadaşlarıyla kafeden çıkıp gittikten sonra, bende kalkıp kafeden çıkarak, arabayı park ettiğim sokağın başında arkadaşları beklemeye başladım. Biraz sonra hareket ettik. Kasabanın çıkışında müsait yerde arabayı yolun kenarına çekerek durdum.
Kirli,
‘’ Toplantı nasıl geçti? Anladığım kadarı ile kafan iyice karıştı.’’
‘’ Hiç sorma Kirli, her şeye sıfırdan başlayacağız. Eve gidip dosyaları tekrar gözden geçireceğiz. Belki gözümüzden kaçan bir şey olmuştur. Bizi uzun bir gün ve gece bekliyor.’’
Kirli,
‘’ Başa gelen çekilir, arkadaş hatırına çiğ tavuk bile yeriz. Öyle değil mi arkadaşlar?
‘’ Homurdanmayı kesin akşam yemekleri benden.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.