- 782 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Ekim Soneleri 2. Mektup
Sevgili Şair Hanım,
Bu gece seninle suskunluğa vermiştik kendimizi.
Belki de ilk defa kalemi elime aldığımda yazamadığımı farkettim.
Düşünceler akmıyordu kağıda.
Gelmiyordu bir türlü yazmak istediklerim elimin ucuna.
Belki senden ileri gelen bir çaresizlikti bu.
Fakat öyle bile olsa, şiirle ne ilgisi vardı çözemedim, çözemiyordum.
Yorgunluk insanın üzerine yapışan kaskatı bir şeker gibidir. Ben ki hüznümü alıp gelmişim gecenin bir vakti.
Hakiki bir yıpranmışlığım var. Tarihin tozlu sayfalarında kuruyup giden bir gül yaprağına benziyorum. Anımsatan bir şiir var gülüşünü, yoğrulmuş düşüncelerle savaşıyorum ama galip gelemiyorum.
Bu beni öldüren neydi ki böyle..
Sen misin ey küçük hanım.
Sen misin bu dizginleri elinden bırakan.
Korkunun içinden çıktım. Kendimi senin çıkmazında buldum.
Zaman kamburlaştırıyor sokakları.
Esinlenmeyen düşüncelerimde bile sen varsın. Şimdi sana bu kısacık bölümlerden oluşan Ekim mektuplarını yazıyorum. Belki bir gün eline aldığın kağıt parçalarında bulursun beni diye.
Ben ki seni ölümün kol gezdiği bu vakitlerde, bu manasız çağda, kerpiç taneleri gibi seni anbean beklemekteyim.
Bekleyeceğim de.
Son anımda bile olsa, gelirsin diye..
Umudum şiire bağlıdır şair hanım.
Siz iyi bakın kendinize, ben burada yakalansam da ölüme, onu yeneceğimi bilin isterim.
Lütfen çok dikkat edin kendinize..
Bir başka mektupta görüşmek üzere..
Bir başka mektupta buluşmak üzere..
Allahaısmarladık...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.