- 363 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARLA GELEN ÖLÜM BÖLÜM- 17
KARLA GELEN ÖLÜM BÖLÜM- 17
Büşra Baş komiser, arabasını Recep’in evine sürerken, Doğrudan Sena’yı aradı.
‘’ Sena Baş komiserim, Tugayı da alın Recep’in evinde buluşalım. Konu hepimiz için çok önemli.’’
‘’Söyle bakalım Büşra, bu akşam şapkandan tavşan mı çıkaracaksın?’’
‘’ O kadar becerikli değilim Tugay, şimdilik size yapabileceğim yardım bu.’’
Çantasından çıkardığı teybi masanın üzerine bırakarak çalıştırdı,
‘’ Dinleyin fikrinizi sonra söylersiniz.’’
Cafer’e yaptığım konuşmayı teypten dinlerken, arkadaşlarım dikkat kesildi. Teybi kapattıktan sonra,
Sena,
‘’ Bunu nasıl başardın Büşra? Adam dört dörtlük bir itirafta bulunmuş.’’
Tugay,
‘’ Bu itiraf elimizde olduktan sonra, istediğimiz an Cafer’i tutuklarız.’’
Büşra,
‘’ Orda durun bakalım. Bana bir söz vermiştiniz. Ben ne zaman istersem o zaman tutuklayacaksınız. Şehmuz ve adamlarının dosyalarını istiyorum. Ayrıca Cafer Ağanında dosyası aralarında olacak.’’
Recep,
‘’ Şehmuz’la Cafer’in arasında bağlantı kurabildin mi?’’
Büşra,
‘’ Bağlantı gözünüzün önünde duruyor, ama nasılsa oluyor da kimse görmüyor?’’
Sena,
‘’ Nasıl yani?’’
Büşra,
‘’ Şöyle ki market soygunu sırasında Şehmuz’un adamlarından biri, markette kasiyer olarak çalışan Cafer’in kız kardeşini öldürüyor. Cafer, uzun bir araştırmadan sonra, kız kardeşini öldüren kurşunun, Sami’nin tabancasından çıktığını öğrendi. Yıllarca sabırla beklemeyi göze aldı sonrada akan kanı kanla temizledi. Eğer biz bu kan davasının önüne geçmezsek daha çok kan akacak. ‘’
Sena,
‘’ İstediğin bütün dosyaları yarın sabah sana teslim ederim.’’
Büşra,
‘’ Yarın pansiyondan ayrılmak istiyorum. Benim bu dava çözülünceye kadar rahatlıkla çalışacağım bir mekâna ihtiyacım var.’’
Beliz Hanım,
‘’ Kutsal, bizim ev ne güne duruyor?’’
Beliz Hanım, cebinden bir anahtar çıkartarak, Büşra’ya uzattı.
‘’ Al Baş komiser kızım. Biz nasıl olsa buradayız, istediğin kadar kal.’’
Büşra,
‘’ Teşekkür ederim Beliz Hanım teyze. Serra, bizim Asayişi ara Sedat Amirle görüşeceğim.’’
Serra,
‘’ Emredersiniz Baş komiserim’’
Büşra Baş komiser, Serra’nın elinden telefonu alarak, Sedat Amirle konuşmaya başladı.
‘’ Amirim, eğer bu olaylar zincirini çözebilirsem, yılın olayını göz önüne sermiş olacağım. Sizden, Kirli, Vedat Komiser ve Ruşen Komiseri borç olarak istiyorum.’’
Birkaç dakika daha Sedat Amiri ikna etmek için uğraştıktan sonra telefonu kapattı.
‘’ Bu işi de hallettik.’’
Sena,
‘’ Büşra Baş komiserim, üç kişi daha istediniz. Biraz abartmıyor musunuz?’’
Büşra,
‘’ Abartmak mı? Az bile takviye istedim. Olayları kökünden söküp halletmemi istiyorsanız o adamlara ihtiyacımız olacak.’’
Tugay,
‘’ Büşra haklı, çağırdığı adamların hepsi bir numaradır. İşlerini düzgün yapan polisler. Deringöl Kasabası, büyük bir savaşa tanık olacak.’’
2
Geç vakit bizimkilerle kasabanın otobüs garajında buluştuk. Ben önde bizim tayfa arkada, Kutsalların eve geldik. İçeri girdikten sonra,
‘’ Siz salonda kendinize bir yer bulun, ben çay suyunu ocağa koyup geleyim.’’
Kirli,
‘’ Çayı falan boş ver. Sen Sedat Amiri nasıl razı ettin onu anlat?’’
‘’ Zor olmadı Kirli, öyle bir işe bulaştım ki, aklın durur.’’
4 Nisan 1999 yılında Recep’in evine yapılan baskından başlayıp geçen hafta Cafer’in yaptığı katliama kadar her şeyi anlattım.
Ruşen,
‘’Vay canına, ne biçim bir işe bulaşmışsın?’’
‘’ Ben bulaşmadım, Tugay Baş komiser bulaştırdı. Biraz sonra, Sena Baş komiserle beraber buraya gelecekler.’’
Bizi fazla bekletmediler, yanlarında Recep ve Kutsal’da vardı. Uzun bir tanışma faslından sonra, Çaylarımızı içerken Kutsal,
‘’ Büşra Baş komiserim, arkadaşların yatacakları odaları göstereyim. Belki yorgundurlar erken yatmak isterler.’’
Vedat,
‘’ Boşuna yorulmayın. Birer köşeye kıvrılırız.’’
Kutsal, Ne münasebet, bu evde herkese yer bulunur, derken gözü pencereye takıldı. Karanlıkta hareket eden gölgeler vardı.
‘’ Beyler, misafirlerimiz var, herkes kendine korunaklı bir yer bulsun.’’
Kirli,
‘’ Vedat, Ruşen üçümüz yukarı kata çıkıyoruz. Tugay sen burada kal.’’
Recep,
‘’ Bana da bir silah verin, ellerim armut toplayacak değil.’’
Sena, belinden tabancasını çıkartarak, Recep’e seslendi.
‘’Yakala.’’
Büşra,
‘’ Herkes kendine bir hedef seçsin? Ben ateş etmeden, kimse ateş etmeyecek.’’
Kutsal,
‘’ Bana da bir silah verin?’’
Gelenler bahçeden içeri girmeye başladı. Adamlar tedbiri elden bırakarak adeta çayırda volta atar gibi eve yaklaşıyorlardı. İçlerinden biri ateş serbest diye bağırınca, hep beraber rasgele ateş etmeye başladılar. Bir anda etraf cehenneme döndü.
Büşra biraz bekledikten sonra, ateş diye bağırınca, ortalık iyice karıştı. Kurşunlar havada uçuşmaya başladı. Kutsal, Sena Baş komiserin omuzuna dokunarak, ‘’ Baş komiserim benimle gelin.’’
Sena, Kutsal’a olur işareti yaptıktan sonra peşine takılarak, mutfağa geldiler. Kutsal, mutfak kapısını açarak, dışarı süzüldü. Sena Baş komiserde peşinden dışarı çıktı. Yavaşça, ‘’ Yaklaşık on kişi kadarlar, arkalarına dolanıp, iki ateş arasında bırakalım.’’
‘’ Sen deli misin kızım? Başını belaya sokacaksın. Burada oyun oynamıyoruz.’’
‘’ Sen benim oyun oynadığımı mı sanıyorsun Sena? Konuşmada yürü.’’
Allah’tan ortalık oldukça karanlıktı, adamların bize dikkat edecek halleri yoktu. Arkalarına dolandığımız anda, Kutsal birden ayağa kalkarak, ateşe başlayınca, bize saldıranların kapıldığı panik görülmeye değerdi. İçerdekilerde dışarı çıkınca, çatışma kısa sürdü.
Sena Baş komiser,
‘’ Işıkları yakın, görelim bakalım bunlar kimin köpekleri?’’
Tugay,
‘’ Beşi ölmüş yedi yaralı var. Ben ambulans çağırıyorum.’’
Sena, yaralılardan birinin yakasına yapışarak, ‘’ Söyle bakalım, sen kime köpeklik yapıyorsun?’’
Biraz bekledikten sonra, ‘’ demek konuşmayacaksın? Arkadaşlar, bu adamı bırakın olduğu yerde geberip gitsin. Hiç olmazsa bir mikrop eksilir. Ben konuşturacak birini bulurum. ‘’
‘’ Durun Baş komiserim, Amca işi bize ihale etti.’’
Sena,
‘’ Cafer’le Şehmuz yetmemiş gibi birde amca çıktı başımıza.’’
Beş, on dakika sonra, Kutsal’ın evinin önü ana baba gününe dönmüştü. Olay yeri ekibi sabaha kadar sürecek olan çalışmalarına şimdiden başlamışlardı.
Hepsini zorlu geçecek bir gece bekliyordu. Ambulanslarda çoktan iş başı yapmıştı.
Kirli,
‘’ Formundan hiçbir şey kaybetmemişsin Büşra Baş komiser.’’
‘’ İltifat edeceksen, bana değil Kutsal’a iltifat et. Bu başarının altında onun imzası var.’’
Sena Baş komiser,
‘’ Bu kadar iyi silah kullanmayı ne zaman öğrendin kutsal?’’
‘’ Çocukluğumdan beri silah kullanırım. Burada silah kullanmayı bilmeyene adam gözüyle bakmıyorlar Baş komiserim. Bu biz kadınlar içinde geçerlidir’’
sena, Tugay’ı bir kenara çekerek,
‘’ Sinirden ölüyorum Tugay, nasıl olur? Nasıl burada olduğumuzu bilebilirler?’’
‘’ Bunu bende çok düşündüm, bir tek olasılık aklıma geliyor.’’
‘’ Dinliyorum anlat, yoksa meraktan çatlayacağım.’’
‘’ Bu işte Şehmuz’un parmağı yoksa bizi izleyen başkaları da var. Dikkat edersen çok acemice hareket ettiler. Demek ki ellerine geçen fırsatı kaçırmak istemediler. Onlarda hazırlıksız yakalanmışlardı.’’
‘’ Haklı olabilirsin, bundan sonra, daha dikkatli olmalıyız. Adamların hiç birini tanımıyorum.’’
‘’ Bende öyle.’’
Gece üçe doğru Recep’in eve döndük, tadımız tuzumuz kaçmıştı. Ben esneyerek,
‘’ Arkadaşlar benden bu gece bu kadar. Yorgunluktan ölüyorum. Bu gece burada idare edin, yarın yeniden Kutsal’ın eve geçeriz. Şimdilik hepinize iyi geceler.’’
Kutsal,
‘’ Büşra Baş komiserim, bu gece bana katlanacaksın aynı odayı paylaşacağız. Serra, sende bizim yanı başımızdaki odayı annemle beraber paylaşırsın. Geri kalanlarda bir köşeye kıvrılsın. Hepinize iyi uykular.’’
3
Artık ezberlediğim yollardan geçerek, Cafer Ağanın kapısını çaldım. Bizi Yasin içeri aldı.
‘’ Hoş geldiniz, Babam beş dakikaya kadar gelir. Bu arada ben size bir şeyler ikram edeyim.’’
Büşra,
‘’ Bir şey almasak daha iyi olur. Buradan çıkınca arkadaşlarıma bir kahvaltı borcum var.’’
Yasin,
‘’ Olur mu öyle şey? Şimdi ben Halime Hanıma söylerim, Allah ne verdiyse yeriz.’’
Bu sırada Cafer ağa içeri girdi,
‘’ Hoş geldiniz, çok bekletmedim inşallah?’’
‘’ Fazla beklemedik Cafer Ağa, adam aramanıza hiç gerek kalmadı. Ben bildiğim tanıdığım arkadaşlarla çalışmak isterim.Tanıştırayım, dayımın oğlu, lakabı Kirli. Tanıdım tanıyalı suyla arası hoş değildir. Küçük kuzenim Ruşen, serserinin teki. En büyük hobisi itle kopukla gezip dolaşmak. Şu sünepeyi sorarsan, aramızda en aklı başında olan odur, adı da Vedat’tır. Arkadaşlar karşınızda bulunan beyefendi de Cafer Ağadır. Görevimiz Cafer Ağayı korumak ve gözetmektir. Zira çok güçlü düşmanları var. Gelelim arkadaşlarıma, üçünün ortak noktaları çok iyi silah kullanmalarıdır. Kardeşim Serra’yı daha sonra getireceğim.’’
4
Kamil, Şehmuz’un odasına girerek,
‘’ Abi, bizi ilgilendiren önemli bir haber aldım. Cafer iti etrafına adam toplamaya başlamış. Duyduğuma göre bir punduna getirip bize saldıracakmış.’’
‘’ Bırak toplasın, toplayacağı adamlar da kendisi gibidir.’’
‘’ Abi bir şey daha söylemem lazım.’’
Sami dayanamadı lafa karıştı,
‘’ Söyle be Kamil, sana konuşma diyen mi var?’’
‘’ Aldığı ilk tetikçi adam değil kadınmış?’’
Kadın lafını duyan Sami ile Şehmuz bir birlerine şaşkınlıkla baktılar.
Şehmuz,
‘’ hah şimdi oldu, Cafer’den de bu beklenirdi. Desene kadının etekleri altına saklanacak.’’
Kamil,
‘’ Abi biz yine de çocuklara dikkatli olmalarını tembih edelim.’’
Sami,
‘’ Bizim biralar nerede kaldı Kamil?’’
‘’ Şimdi geliyor abi.’’
Şehmuz,
‘’ Bırak şimdi birayı çıkıp biraz dolaşalım. Kamil, sende takıl peşimize.’’
Sami,
Şimdi gezme işi nereden çıktı?’’
Şehmuz gülerek cevap verdi, ‘’ Bakarsın saçı uzunla karşılaşırsak, hoş geldin deriz. Kasabamıza misafir olarak gelmiş. Karşılama töreni yapmazsak ayıp olur.’’
Sami,
‘’ Ne duruyoruz o zaman çıkalım hemen.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.