- 523 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇOCUKLUĞUMDAN KALANLAR-SÜNNETİM
Çocukluk dönemine gittiğim zaman, bakıyorum karanlık bir sayfa çıkıyor karşıma.. O dönemden çok az şey hatırlıyorum... Sünnetim bir de, Ankara’ya göçmemiz. O karanlıktan çıkıp, gözlerimin önüne geliyor. Beynimi zorluyorum ama bunların dışında hiç birşey aklıma gelmiyor..
Yaz geldimi sabah kalkar, yüzümüze su çarpar, avluya çıkarız. Orada amca çocuklarıyla akşama kadar değişik oyunlar oynarız. Küllük ve buğday kuyumuz vardı. Koşuşturmalar, onların etrafında olurdu ..Ayrıca tavuklar, hindilerde aynı avlunun içinde arkadaşlarımızdı.
Bir gün köye iki kişi geldi. Evimiz köyün girişindeydi, gireni çıkanı görebiliyorduk. Birden davul çalmaya başladı,’’ sünnetçi, sünnetçi geldi ‘’diye bağırıyordu, sonra bizim avluya yöneldiler. Kendileri mi geliyordu, yoksa biri mi davet etti bilmiyordum onlara bakarken biri beni tuttu bacaklarımı açarak Abdal’ın karşısına getirdi. Yüksek bir yere oturmuştuk, ben kıpırdayamıyordum, Abdal’ın elinde parlak iki şey vardı.. Onlarla oynuyor gibiydi.. Birini sünnet derimin üzerine taktı, diğerini açıp bana bakmaya başladı..
-Kuşa bak dedi...
Ben yukarıda kuş ararken birden canımın yandığını hissettim... Ne oluyor diye baktığım zaman sünnet yerinin kanadığını gördüm.. Adam cebinden kül çıkardı, kanayan yere serpti..
- Tamam, bunu alın deyince, bir beşikte sıcak toprağın üzerine yatırdılar... Ağlıyordum, çok canım yanıyordu.. Bir lokum verdiler.. Onun tadıyla acım azalmıştı...
Sonra uyuyakalmışım.. Uyandığım zaman Nirgiz halam ( nergiz teyzem) gelmiş bana bakıyordu.. Üzerinde resimler olan kağıt para verdi.. O zaman ağrım daha da azaldı..
Günlerce o toprağın üzerinde yattım.. Hatta toprak soğuyunca ısıtılıp tekrar altıma konuluyordu.. Ayağa kalkamıyordum.. İki üç gün kanama oldu, sonra yara kabuk bağladı...
10-15 gün sonra kabuk düştü tekrar avluya çıktım, koşturmaya başladım... Sünneti çoktan unutmuştum...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.