- 1779 Okunma
- 13 Yorum
- 5 Beğeni
BİLİM KURGU DEĞİL, GERÇEK!
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Özellikle Amerikan filmlerinde ve pahalı prodüksiyonlarla çekilen bilim kurgu yapımlarda genellikle Amerikalıların cesareti öne çıkarılır ve tüm dünyayı tehdit eden, görünür, görünmez canavarla mücadeleyi ancak Amerikalıların yürütebileceği ve yalnız onların baş edebileceği işlenirdi. Nihayetinde filimin sonunda Amerikalı kahramanlar dünyayı tehdit eden o canavarı yener ve canavardan tüm insanlığı kurtarırlardı. Yerse…. Hatta filimin sonunda koca yürekli kahramanların genellikle biri kadın diğeri erkek olur ve ateşli bir öpücükle zaferlerini kutlarlardı. Gerçi yerse dedim ama genelde de yenilirdi. Öyle ya Amerika süper güçtü ve dünyaya bela olmuş görünür veya görünmez tüm canavarlarla ancak onlar mücadele edebilirdi. Fakat nazar mı değdi ne olduysa bu sefer mücadele edemediler. Çünkü gerçek canavar Covid-19 yani korona virüsle mücadele eden ülkeler arasında Amerika birleşik devletleri (an itibariyle) resmen sınıfta kaldı. Doğrusu üç ay önce böyle bir acizlikten bahsedilse idi büyük ihtimalle dikkate bile alınmaz böyle bir şey olmaz denilirdi.
Ancak oldu. Amerika resmen mikroskopla bile zor görünen korona virüse karşı aciz kaldı. Basına yansıyan John Hopkins Üniversitesinin açıkladığı rapor ve o rapordaki verilere göre ölü sayısı, virüsün yayılma hızının artması ve salgın sürecinin uzaması durumunda Amerikan sağlık sisteminin çökeceği, ve Amerika’nın çok ciddi ekonomik kriz yaşayacağı açıkça itiraf ediliyordu. Dün akşam da haberlerde Amerikan başkanı Donalt Trump acizliklerinin bir göstergesi olarak salgının sorumlusu olarak Çinlilerle beraber hareket ettikleri iddiasıyla ve adeta kendi zafiyetlerinin üstünü örtmek adına dünya sağlık örgütünü suçluyordu.
Bu nedenle Amerika birleşik devletleri dahil tüm dünyayı dize getiren Covid-19 Korona virüsü önemsemek gerekir. Gerçi bu önemsemeyi neredeyse tapınmaya dönüştüren ateistler virüsün yaptırım gücünü Tanrıyı aciz bırakmak olarak görüp sapıkça söylemlerde bulunsalar da kabul etmek gerekir ki, virüsün tehdit gücü küçümsenecek gibi değil. Dolayısıyla insanlık korona virüs denilen bu belayı çok ciddiye almalı. Bu beladan kurtulduktan sonra da ileri yıllarda korona virüslü günleri anma etkinlikleri düzenlenmelidir.
Bu günleri hatırlamak yani bir virüsün insanlığı ırk, dil, din, cinsiyet vs sosyal statü veya ekonomik farklılık gözetmeksizin bir hizaya sokması hatırlanmalıdır. Bundaki hikmeti düşünmek ve bundan ders çıkarmak adına birkaç yılda bir dünya genelinde sanki virüsün varlığı ve ölümcül etkisi sürüyormuş gibi yeniden tüm ülkelerde eş zamanlı on dört günlük karantina günleri düzenlenmelidir. Böylece insanlar sokağa çıkma yasağının uygulanacağı o karantina günlerinde belki dünya kaynaklarını daha dikkatli kullanmanın önemini anlar. Nükleer ve konvansiyonel silahlara harcanan paraların insanlığın mutluluğu ve sağlığı için harcanmasının önemini kavrar.
Ve nihayetinde insanlık hangi teknolojik seviyeye ulaşırsa ulaşsın çıplak gözle bile görünmeyen bir mikrobun tüm dünyayı evlerine tutsak edebildiğini bir kez daha hatırlar ve acizliğinin farkında olur.
Olur mu acaba?!’’
Serhat BİNGÖL.09.04.2020
YORUMLAR
Öncelikle güne gelen yazınızı kutlarım.
Ama ben bu konuda hiç iyimser olamıyorum. Çünkü insanoğlu
tokatları yiyip, yiyip hiç bir şey olmamış gibi davranabiliyor.
Dünya kurulduğundan beri de öyle olmuş :(
Serhat BİNGÖL
Dolayısıyla bunun psikolojik etkileri bireyden topluma tüm insanlığın bilinçaltına işledi. Kısa zamanda olmayacak belki ama dünyada birçok konuda radikal değişimlere tanık olacağız. Daha köklü değişimlerse bu gün dünya genelinde üniversite düzeyinde olan gençlerin ülkelerinin yönetiminde söz sahibi olduğu zamanda göreceğiz ya da bizden sonra ki nesiller görecektir diye düşünüyorum.
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim
Saygı ve sevgilerimle
Eşsiz idi eşsiz.
Bilginin eşliğinde doyurucu bir yazı gündeme dair.
Saygılarımla değerli Serhat Bey.
Serhat BİNGÖL
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim
Saygı ve selamlarımla
Bu durumda Amerika Birleşik Devletleri artık dünyanın lideri değil.
Avrupalılar göründükleri kadar eğitimli, disiplinli çıkmadı.
Çin; dünyaya tank,uçak, füze göndermeden 3. Dünya Savaşını kazandı.
Demek ki neymiş, gezegendeki gerçek ölümcül virüs insanlar.
Tebrik ederim Serhat Bey güzel yazınızı.
Saygılarımla.
Serhat BİNGÖL
Korona virüs yani covid-19 u Çin’mi insanlığın başına musallat etti bilemiyorum ama bildiğim bir şey var ki o da bu virüs salgını ve salgınla ilgili mücadele bize gösterdi ki, bu belayla baş edebilmek için bilim kurgu filmlerdeki gibi sahte kahramanlara ihtiyacımız yok. Çünkü gerçek kahramanlar bizleriz.
Ve o kahramanlıkta korona virüs ile ilgili önlemleri titizlikle uygulamaktan ve sonra da ülkeleri yöneten liderlerden dünyanın kaynaklarını silaha değil, insanlığın mutluluğu ve sağlığına yönelik yatırımlar için kullanmalarını isteyip, talep etmekten geçiyor.
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim
Saygı ve sevgilerimle
Serhat BİNGÖL
Bedri Abim, açıkçası bu yazıyı kaleme alırken bir yazı yayınladım dileyen okusun anlamında değil de virüs salgınının türü yayılma biçimi ve salgın sonrası insanlığı nelerin beklediğine dönük dostların fikirlerini paylaşmasını ve o fikirlerden her birimize farklı bakış açıları kazandırmasını arzu etmiştim kısmen de öyle oldu. Sizin nezdinizde okuyup yorumlarıyla fikrini paylaşan dostlara ve yazıyı güne getiren seçki kuruluna çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle.
Şükrün mikyası kanaattır, iktisaddır ve rızadır,memnuniyettir.Şükürsüzlüğün mizanı, hırstır, israftır ve hürmetsizliktir.Kimseler şükretmedi haline. Dünya düzenini tüm insanlık bozduk. Rabbim gözle bile göremediğimiz bir mikropla tüm dünyayı bir sınavdan geçiriyor. Zengin, fakir ayrımı yok. Din, dil ırk ayrımı yok. Tüm dünya ne kadar aciz ve zavallı olduğumuzu anlamıştır umarım. Yüreğinize sağlık syn şair. Olurmu, olmazmı bilmiyoruz ve bilinmezliklerin içinde bir umut yaşayıp gidiyoruz.
Saygılarımla
Serhat BİNGÖL
Sanırım insanlık bu süreçten, her şerde bir hayır vardır, misali güçlenerek çıkacak ve geleceğe dönük olumlu işleri oluşturacaktı
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle
Merhaba Serhat Bey,
Haklısınız, yaşadığımız günlere konu olan 'virüs'ü din dışı ve ülke siyasetinden uzak irdelersek belki o zaman daha gerçeğe yakın değerlendirmeler yapabiliriz...
'Adrese teslim virüs'ü ( bilim adamları da itiraf ediyorlar ki ) insanlık ilk kez görüyor etkilerini ilk kez yaşıyor. Tüm dünyada ölenleri tümüne yakının ya belli yaşın üzerinde ya da kronik sağlık sorunu olanlar olduğu her gün sayısal verilerle açıklanıyor.
Bu yaşananların, insanlığın önü alınamaz çoğalmasıyla gittikçe gıda ve su sorunu yaşatacağını varsayan 'üst akıllar'ın bir projesi olması çok muhtemel.
İşin ilginç tarafı bu işi planlayan 8-10 'üstaklın' da yurakıdaki kriterleri birebir uyduğu biliniyor. Hem yaşları kemale ermiş hem de kronik birden çok sorunları var. 'üst akıl' bu işte!'...:
- "Sen bana bakma, ben dünyayı yönetiyorum, bana ihtiyaç var. Sen benimle bir misin?" anlaşıyı klasik 'kast' sisteminin bakış açısıdır!
Amerika'da ölenlerin %80'inin Afro Amerikalı ve Latin Amerikalı olduğu açıklanan haberde, bunun da hayat standardı farklılığını ortaya koyması açısından çok acı olduğu belirtildi.
Bu, bir kıyımdır!... Irk, yaş, sağlık yönünden 'olmaması gerektiğini' düşündüklerine yönlendirilmiş 'akıllı bir virüs'ün arkasına saklanarak silahsız, kansız bir kıyımdır!...
"Kontrolden çıkarak Avrupa ve Amerika'da istenmedik sonuçlara sebep oldu" çığırtkanlığına çıkan dış yetkililer de oynuyorlar!... DSÖ'ye yöneltilen suçlamalar falan... hepsi 'danışılıklı dövüş'... Ölenlerin profillerine bakıldığında plan işliyor!... Tıkır tıkır!...
Dünya dışı desteğe gelince...
Son yıllardaki elektronik çağ atlamalar nasıl oldu zannediliyor?. . İnsanoğlu birden hidayete mi erdi!?..
'üst akıl' dediklerimiz, zaten bunların 'bedenlenmişlerini' de kapsıyor.
Neyse!.. Bu konu çok geniş!.... Girersek çıkamayız!... Ama artık 'geniş düşünmenin' zamanı!..
Başlık, yazılanlar ışığında kendi içinde ironi oluşturmuş. Güzeldi.
Günün Yazısını kutlarım Serhat Bey.
Saygılarımla.
Serhat BİNGÖL
Korona virüsünün laboratuvar ortamında oluşturulup sonrada lokal bir uygulamayla hedefteki insanlara bulaştırılması istenirken iş kontrolden çıkıp insanlığın geneline yayılması akla en yatkın iddia olsa da doğrusu bu konuda kafam çok karışık.
Eğer bu iddia doğruysa o zaman tüm dünyanın ilk kez karşılaştığı bu virüs salgınını, ileride yaşanabilecek biyolojik savaşların bir tür provası ya da ısınma turları olarak görmeli miyiz bilemiyorum.
Aslında her insanın ilk kez karşılaştığı bu durum karşısında kendi dünya görüşüne göre yaşanan virüs salgınına bir anlam yüklemesi dünya dışı güçlerin etkisine kadar çeşitli teoriler geliştirmesi gayet normal.
Hangi teorinin gerçek olduğunu sanırım zaman içerisinde öğreneceğiz.
Ancak olumlu yönde düşünme noktasında şunu söylemek isterim ki, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yani başka bir ifadeyle insanlar artık doğanın önemini yaşamın değerini daha iyi kavrayacaktır. Doğal olarak da zaman içerisinde yaşadıkları ülke yönetimlerinden sosyal ve sosyoekonomik yönde standartlarının yükseltilmesini gibi talepleri olacaktır. Muhtemelen buda kısmen bizlerin büyük ölçüde yeni nesillerin daha iyi bir dünyada yaşamalarına imkan sağlayacaktır.
Naçizane kendi adıma biraz zaman alsa da insanlığın olumlu değişimlerine şahit olacağımızı düşünüyorum.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle
Merhaba
Her doğum öncesinde çekilen bir sancı mutlaka vardır. Büyük travmalar, olumlu/olumsuz, büyük değişimleri de beraberinde getirir. Normal şartlarda yüzyıllar alabilen toplumsal ve küresel değişimler; büyük travmalar neticesinde daha kısa zaman dilimlerinde gerçekleşebilirler.
Koronavirüs salgını toplumsal ve küresel bir travma mı, değilse ilerleyen süreçte bu türden bir travma halini alır mı, bilinmez. Fakat bir kıpırdanışa ve sorgulamaya neden olduğu belli. Şu an için küresel çapta gerçekçi görünmemekle birlikte birey açısından düşünüldüğünde, insana acziyetini hissettirmesi bakımından önemli. Aklın kader karşısındaki mahkumiyetini delillendirir bir nitelik kazandığını söyleyebilirim. Umarım bu delil insanı, aklına haddini bildirmesi ve onu amaç olmaktan çıkarıp sadece bir araç haline getirmesi gerektiği hususunda ikna eder.
Tebrik ederim. Saygılarımla.
Serhat BİNGÖL
Naçizane kendi adıma biraz zaman alsa da bu süreçte insanlığın olumlu değişimlerine şahit olacağımızı düşünüyorum.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle
evet düşmanımın mert olanı kalleş, sinsi dosttan yeğdir
gözünü sevdiğim düşmanımı gözüm görmüyor ama bilgim aşikaren görüyor
oldukca da ölümcül
evancelist amcalar çin dedi
diğer ucu da benim yanii müslüman türk ün başını çektiği diğer taraf
lakin hiç ummuyorlardı amerika, avrupa kabak gibi ortada kaldılar
amerika küçülür içine çöker
avrupa bön bön bizi gözler
biz de allahın inayetiyle birliği sağladığımız anda şu dünyada bileğimizi bükecek babayiğit göremiyorum evelallah...
ne demiş asker tankın üzerinde
KIZIL ELMA...
KORONADAN ÇOK ŞİMDİ DÜŞMANLARIM KIZIL ELMADAN KORKUYORLAR
ölen ölür kalan sağlar bizimdir nerede şerefsiz hain varsa cehennemin dibine göndermeyen nağmerttir
selam muhabbetlerimle değerli dost
varolunuz.
Serhat BİNGÖL
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle
Diğer Ülkeleri bilmem de bizim ülkede Havalar ısınınca ne cavit 19 kalır Ne raşit 21.
Yazı güzel sıkıcı değil konu temcit pilavı. E niye okudun
Bilmem iş olsun diye sanırım. Elinize sağlık.
Serhat BİNGÖL
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle
Emperyalizm veya yayılmacılık politikası anlamı belli. Bir devletin başka bir devletin yada halkının üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda faydalanmasıdır. Bu politikayı da gücü fazla olan devletler yapar. Bunu da en çok sanırım dünyada bir kaç devletten biri de Amerikadır. Bu politikayı da yaparken sizinde belirtiğiniz gibi dünyayı kurtardım yalanıyla ortaya koyardı. Lakin şimdi durum farklı. Bir düşman var fakat bu düşmanla topla, tüfekle, uçakla, füzeyle mücadele edilmiyor.
Dünya artık küçük bir köy. Komşu köyleri düşünmeden hareket edersen yapılan o haksızlıklar günün birinde seni bulur. Kendi inisiyatifi dışında olsa da bulur. Birilerini suçlayarak bu durumdan kurtulmamız mümkün değil. Aynı husus içimiz içinde geçerli. Sizin de belirtiğiniz gibi " virüsün tehdit gücü küçümsenecek gibi değil. Dolayısıyla insanlık korona virüs denilen bu belayı çok ciddiye alınmalı" aksi takdirde olacakları düşünemiyorum. Ya dünya büyük bir açık cezaevine dönüşür. Yada kıyamet kopar.
Yüreğinize sağlık Serhat Bey.
Saygılarımla sağlıklı huzurlu mutlu günler dilerim.
Serhat BİNGÖL
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle
Bilim kurgu Amerikalıların kanına işlemiş, dediğin gibi dünyayı kaosa sürüklemeyi ve sonrada kurtarmayı çok sever Sam Amcanın Evlatları... Niye yapmasınlar ki Holiywood denen para makineleri bizim gibi saf ülkelerin insanlarına milyarlarca dolarlık filmlerini kakalarlar... Biz de, bir *ok varmış gibi o filmleri bayıla bayıla izleriz... Hep güzel yüzlerini gösterirler Sam Amca'nın oysa ki parası olmayan bir genç daha iki üç gün önce hastaneye kabul edilmeyip öldü. Milyonlarca insan sokaklarda bir iki dolarla günlerini geçirir. Daha bir kaç ay önce bir çok şehirde bizim gezi benzeri olaylar yaşandı, ölenler yaralananlar oldu, hangimiz duyduk etraflıca... Bir müddet sonra bu da geçecek inşallah, dileyelim de bu zengin ülkeler dünyanın kaynaklarını sömürmekten vazgeçsinler, paylaşmayı öğrensinler, pek ihtimal vermesem de biraz umut da taşımak istiyorum yüreğimde... Güzel ve anlamlı bir yazıydı kutlarım içtenlikle...
Serhat BİNGÖL
O zaman bakalım sam amcanın katil ordusu ve acımasız polisleri olayları bastırabilecekler mi?
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle
Görünen o ki Amerika maddi zararını fazlasıyla Çin’e tazmin ettirecek.
Bi şekilde Amerika'lığını yapacaktır.
Acizliğimizin farkına varmak, varabilirsek tek kazancımız olsun.
Kıymetli yazınız için teşekkürler.
Saygılar.
Serhat BİNGÖL
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve selamlarımla
inanmıyorum virüsün öylesine evrim geçirdi,bölündübirine bulaştı sonra aile mahalleçin hava yolu ile yayıldığına...planlanmıştır abi,lakin planda bir aksaklık olmuştur o da işleri çığrından çıkarmıştır..
korku filmi gibi..
pinpirikli insanların halini düşenemiyorum...her günçamaşır makinesi çalışıyor bizim evde..haftada 1temizlik 2 ye çıktı hem de.. markete gitmek bile işkence..hadigittin dyelim, döndün evedikkat ede ede, önce balkona tüm malzemeler 5-6saatbeklesin,maskeyi havalandır, ayaklarının ucunda lavaboya gitgüzelce yıkan temizle.. sonra üstünü başını değiştir makine boşsa at makineye... değilse banyoda sepete tekrar temizlen...
(klavyeye çaydöküldü aralık bırakma tuşu fazla çalışmıyor)):)
üzerine bir büyükbardan suiç...virüs mideyegiderse mideasitiöldürüyormuş virüsü..ciğere gitmesinden iyidir hesabı...
bilimkurgu ve amerika mı?? şimdilikkonu dışı kalsın..
pc yisökeceğimanlaşılan llavye patara vermeye başladı...:))
sevgive hürmetlerimle..
Serhat BİNGÖL
Adamlar baktı ki bizim insan olacağımız yok küçük bir uyarı bırakmış olabilirler. Zaten uzaylılar yaymışsa büyük ihtimalle yakında dünyanın her yerine ve her dilden konuşan insanlara sözcüler gönderirler. Bize gelen sözcü gurupta dilimizden konuşup üç parmağından birini sallayarak muhtemelen şöyle derler; İyi dinleyin dünyalılar yeter artık sizin yaptığınız kendinize çeki düzen verin Allah'ıma dinime bu sefer öyle bir virüs bulaştırırız ki sizlere, evlere de kapansanız fayda etmez. Ona göre temiz ve helal şeyler yeyip için, edepli bir hayat yaşayın bizi dinden imandan çıkarmayın deyip bir ikide küfür edip, sonrada gelişmiş araçlarına binip ışık hızıyla gözden kaybolup gidebilirler.
Yorumuna ilgine çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle