- 623 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
BEN ŞOK! BEN İPTAL! BEN CORONA!
Gece daha siyah. Virüsten sonra gece gerçekten daha siyah oldu. Bilmiyorum günlerde anlamsız artık. Günler, geceler, saatler, saniyeler, saliseler hiçbir şey değişmiyor bu karantina günlerinde. Şarkı dinlemiyoruz, keyif alamıyoruz, dışarı çıkıp gezemiyoruz. Gezsek bile robokop gibi zombi gibi geziyoruz maskelerle korkularla. Neden bu şeyleri yaşıyoruz biz? Allah’ın bir oyunu mu? Bize çok mu kızdı yoksa? Ya da biyolojik bir silah mı? Bunu bilmiyoruz. Kimine göre biyolojik bir savaş, kimine göre ufacık bir virüs, kimine göre yağ proteini. Ya hapşırırken geçiyor ya öksürürken. Ya çamaşırlarımıza yapışıyor, ya da sen onu yutuyorsun havada asılı kaldığında. Ne olursa olsun ortada bir gerçek bir virüs var. Ve insanlığı etkiliyor. Kurunun yanında yaş da yanar diye bir söz var ya! Bu söz ne kadar da doğru. Kurunun yanında yaşta yanıyor…
Çin, yarasa yemiş, karıncayiyen yemiş vs. vs. İşte doyumsuz insan doyumsuz. Sen o kadar şeyi yersen sen o canlıları katledersen, bilmiyorum. Her şeyin bir düzeni var ya! Sen o düzeni bozarsan, ekolojik sistemi bozarsan, sen Allaha isyan edersen bunlar zaten önüne çıkacaktır. Sokaklara çıkamıyoruz işte, balkon lüksümüz oldu, pencere kenarları eğlence yerlerimiz oldu belki de. Kızıyorum, sinirleniyorum ama ben koskocaman evrende bir kum tanesinden daha ufağım ki!
Sesimi duyuramıyorum, isyan edemiyorum. Etsem de ki duyacak ki? Ama şuna inanıyorum bizler çok çok doyumsuzuz. İnsanoğlu çok doyumsuz. Kahkahalar atıyorduk kafelerde, barlarda eğleniyorduk. Yurtdışına gidiyorduk! Hadi bi kahve içelim Paris’te Eyfel kulesine karşı, pizza yiyelim İtalya’da hadi!
Ne oldu? Ne oldu? Hadi şimdi yiyin pizzanızı? Şimdi gidin Paris’e… Ahhh ahh insanoğlu. Bu dünya koskoca bir evren ve bir tiyatro sahnesi, aslında hepimiz oynuyoruz. Rollerimiz ayrı sadece. Kimimiz acıyı, kimimiz sevinci, kimimiz kederi oynuyoruz ne olacağımızı bilmeden kendi kaderimizi yazıyoruz belki de.
Can veriyoruz bu sahte dünya ya… Sahte bir dünya için mahvediyoruz kendimizi. İnancımızı kaybediyoruz mesela, mesela en son ne zaman dua ettiniz? Sevginin, aşkın, sadakatin, kıymetini ne zaman bildiniz. En son ne zaman sevdiniz? Ya da bir kadına ne zaman gerçekten ‘Seni Seviyorum’ yada bir adama ‘Senin Kadınınım’ dediniz? Nerde, nerde…
Güzel sözler hep sevişmek için var olmuş, sadece yatağa atabilmek için! Böyle bir dünya yok! Siz dünyanızı böyle adileştirirseniz dünya size yarasayla da döner, kertenkeleyle de, virüsle de, savaşla da döner. İntikam alıyor dünya sizden bunun farkında değilsiniz dimi? Dünya sizden intikam alıyor. Her canlıyı yediniz. Bitkileri, hayvanları. Tamam, belirli şeyler yeniyor da ama siz abarttınız.
Çin’ yarasa yedi! Karıncayiyen yedi! Cenin bile yedi! Ama bunlar yenilecek şeyler değildi. Bunlar Allah’ın yarattığı canlılardı ya! Sonra işte bir yağ proteini, ya da molekülü, yada virüs yada bakteri her neyse o da bizi böyle yer işte!
Zombi gibi geziyor insanlar, kafalarına poşet takmış, bazen gülüyorum ya! Aklıma muziplikler geliyor. Karikatür çiziyorum. Başlarından aşağıya prezervatif takan insanlar düşünsenize bu virüsten kurtulmak için, maskeden daha etkili olurdu bence. Sadece daha büyük boylara ihtiyacımız var.
Şaka bir yana komik bir duruma geldik aslında, şimdi sokaktaki canlılar bizimle dalga geçiyor olmalılar, belki de onların hayalidir aklımdan geçenler. Kimi zaman taşladığımız köpekler, pis diye kovaladığımız kediler, yakalamaya çalıştığımız kuşlar şimdi çok rahatlar.
İnsanlar bu dünyanın düzenini, ekolojik sistemini bozdukça Allah bize hep ceza verecek. İntikam alacak. Gerçek değerler unutuldu. Aşk, sevgi her şey unutuldu. Saygı, sadakat, hoşgörü hepsi unutuldu.
Büyük küçüğünü unuttu, küçük büyüğünü. Aile çocuğunu unuttu, çocuk ailesini. Yabancılaştık, birbirimize yabancılaştık. Dedim ya! Aşkın, sevginin yerini sevişmeler aldı. Kimse kalbi ile sevmiyor, sevişmiyor. Kalp zaten yok, beyinde bir tek oraya çalışıyor işte!
Herkes bedene talip kalbe talip nerde?
O kadar basit miydi? Sevgiler, o kadar basit miydi insanın kalbi? basitleştirdiler. Sonra robotlaşan insanlar, zombileşen insanlar. Bence çok doğal bunlar çok doğal.
Siz bir şeylerin kıymetini bilemezseniz, Allah’ta size ‘ Al İşte ! ‘ der.
Geçecek. Corona geçecek, torona başlayacak, torona geçecek, borama başlayacak. İllaki bir şeyler başlayacak. Bu molekül olur, virüs olur, bakteri olur, ne olursa olur. Belki biyolojik savaş olur bilemeyiz. Allah’ın bir dersi sonuçta bunlar. Yaşlı yaşlılığını bilecek, genç gençliğini. Kadın kadınlığını, adam adamlığını. Siz bunları bu değerleri bilmezseniz, farklı şekilde beyninizi fahişeleştirirseniz, çok saçma fanteziler kurarsanız Allah’ ta size ‘Alın’ der. Alın işte! ‘ …
Şu mart ayında, bahar ayında sabah çiçekleri koklayacakken, akşam mis gibi penceremizi açıp meltem esintisinde uyuyacakken, şuan kapılar bacalar kapalı. Kendimizi poşetlere sarmış zombi gibi geziyoruz.
Alın işte, alın işte! Değerini bildiniz mi bir çiçeğin? Değerini bildiniz mi şarkı söyleyen kuşarın? Değerini bildiniz mi ağlattığınız kadınların? Şimdi bildiniz mi?
Bir annenin elini öpmenin kutsallığını, bir kadının kalbine saygı duymayı… Şimdi öğrendiniz mi? Para dimi her şey? Kapitalizm? Parayla her şey yapılır! Tamam, sen corana olursan bul birini ona para ver yerine geçip boğula boğula ölsün. Bu virüs en azından dürüst zengin fakir ayırt etmiyor para ile iyileşmiyor.
Gerçi bir maskeyi bile para ile alıyoruz hem de on katı fiyatıyla, para araçtır amaç değil bizler bunu anlamıyoruz, anlamayacağız da.
O kadar insan var yoksul, aç… Maskesiz, savunmasız. Devlet yetişiyor yetişemiyor da. Neden bir komşu, komşusuna ekmeğini bölüp vermiyor. Benim bir ekmeğim varken on parçaya bölebilirim.
Sen neden yapmıyorsun? Bu değerleri unuttukça, her şey gökten düşsünde yiyelim diye hazıra alıştıkça hiçbir şey olmaz.
Dualar nerde? Hadi dua edelim, bence duanın gücü var. Ama nerde! Bir kahvenin kırk yıllık hatırı vardı ya! Bence bin yıllık, hatta yüz bin yıllık olmalı. Hadi bir kafeye gidip kahve içelim mi? İçemiyoruz bak! içemeyeceğiz de bu kafayla gidersek.
Ahhh Ahhh ! İnsanoğlu doyumsuz, insanoğlu sapkın, insanoğlu adaletsiz, insanoğlu diyecek çok şey varda neyse.
Söylenecek çok küfürde var, çok sözde. o yüzden rap şarkı dinliyorum ya! Onlar da her şeyi anlatıyor şarkı sözlerinde…
İnsanlar, insanlar, insanlar!
Her şeyi bozan insanlar!
Neden bu virüs hayvanlarda, bitkilerde yok!
Çünkü Allah onları koruyor, onların bir suçu yok ki! Bunlar bize ceza. Biz akıllanmadıkça, corona da koyar, toronada, seronada…
Serap Kaya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.