- 654 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KIRMIZI ETEKLİ KADIN 3
Çok tatlı, sürekli yanaklarını sıkasım ve boynuna sarılasım geliyor. Sarılamıyorum çünkü ilgimden bıkmasın istiyorum. Ayaklarının üşümesinden korktuğumdan, sabah kalkınca sıcak giysin diye geceleri kalkıp ayakkabılarını kaloriferin üstüne koyuyorum . Daima sabahları benim için ekmek kızartır, hepte yakar ekmekleri, üzülmesin diye ”ben zaten böyle seviyorum” dedim inanmadı, inansın diye reçel sürmeden yiyorum. Galiba artık yanmış ekmek sevmeye başladım. Sabahları uyanınca yataktan hemen kaçarak uzaklaşıyorum çünkü dayanamayıp öpüp onu uyandırıyorum. Dışarı çıkıp yürüyüş yapıp uyanmasını bekliyorum.
Anlamlandıramadığım şeylerde oluyor tabi, mesela onun getirdiği su, benim doldurduğum sudan daha tatlı geliyor neden bilmiyorum halbuki aynı şişe. Hep suyun onun getirmesini istiyorum, üşendiğimi zannediyor çünkü söyleyemedim. Gömleklerimde bıraktığı ütü izlerini görünce onu hatırlıyorum, istemsizce gülümsüyorum, bazen iş yerinde kendimi ütü izi ararken buluyorum. Film izlerken bir süre sessiz kalınca sesini özlüyorum, kaçırmış numarası yapıp film hakkında sorular soruyorum, kızıyor bana ”niye dikkatli izlemiyorsun” diye. Galiba bana kızmasını da sevmeye başladım.
Sonunda onunla aynı evde aynı tavana bakarak hayaller kurabiliyorum. Hayata dair bütün talihsizliğime karşı mükafat olarak ona kavuştum. Yaşamın beni onun yokluğuyla sınaması korkunç bir deneyim olur, benim için bile fazla. Eve her geldiğimde gardırop üstünde duran boş bavullar yerinde mi diye kontrol ediyorum. Bir gün bavulların birisine eşyalarını doldurup gitme ihtimali beni mahvediyor. Evin her köşesini onun eşyalarıyla süsledim, dolabınızın içinde bana ait çok az şey bırakıp birçoğunu da kışlıkların yanına kaldırdım. Dolap kapaklarını her açtığımda onun kırmızı kazaklarını ilk fark edebileceğim şekilde özenle yerleştirdim. Bir bavulla beni terk edemeyeceğini anlasın diye bütün eşyalarını bana taşıdım. Kalbimde kapladığı yerle kıyaslayınca ne yazık ki yeterince eşyası yok.
Onu kandırmış gibi hissediyorum. O kadar güzel ki beni sevmesini istemek haksızlık gibi bu haksızlığı ve bu bencilliği hayatım boyunca yapmaktan kendimi alıkoymayacağım. Bu cümleyi ilk defa Kadıköy de bir kafede, titreyen ellerim masanın altındayken, onun gözlerine bakıp ”seni seviyorum” diyerek kurdum.
Her ölü birazda olsa unutkandır aslında,
Arkasında bir dünya bırakmasıyla.
Her aşık azda olsa zalimdir aslında,
Sevdiğini kendisine yakıştırmasıyla.
Mustafa Onur ORHAN
YORUMLAR
Öyle keyifle okudum ki!
Doğru niteleme bu mu bilmiyorum ama; çok sevimli:)
İyi geldi, teşekkürler...