- 569 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ç.B.S.Ö. 2
Aylar geçiyordu elimden kayar gibi ve o gün 27 Cemaziyelevvel 1439 Salı .. ben bir minibüsün arka koltuğunda senin memleketine giderken telafonda çok sevdiğim bir ses az önce kantinden açık bir çay aldığını söyledi.. yüzümdeki tebessümü, kalbimin çırpınışını görmeni isterdim. Bir çay alışını duymuştum sadece. . O günden sonra içtiğim çaylarda hep senI düşünür oldum artık...
Ardından Konyalı bir arkadaşım aradı ve çok alakasız bir şekilde senin atandığını söyledi.. Ne diyeceğimi bile-medim bana niye söylemişti onu da pek anlamadım. Seni anlattığım bir Rukmanim vardı, sen de bilmiyordun. Vel hasıl kelam o gün beni mutlu eden tek şey seninle ilgili duyduklarımdı.. Evet, sen benim için imtihanımın hep güzel tarafı oldun ama gerçek hayattaki imtihanımızda oldukça zorlandık ve o gün buna bir yenisi daha eklenmişti... Allah lutfetmişti: biraz olsun yüreğime su serpilmişti atandığını duyunca .. Ve tüm bunları atmış bir kenara bugün yine seni yazıyorum. Sanki hep seni yazsam hiç yorulmam, usanmam gibi geliyor. Normal mi bunlar, sevda mı gerçekten? Beni ne korkutuyor biliyor musun? Gerçekten bir sevdaysa ben hakkını verebilecek miyim !? Yine yersiz bir saçmalık .. Senin bir şeyden haberin yok hangi sevda acaba değil mi ?! ...
Bir gün öğlen vakitleri daha yeni çıkmıştım dersten, eve gidiyordum otobüsle. Yaslamıştım başımı sağ cama.. Acaba ne dersin var, nerdesindir şimdi, yemek yemiş miydin diye tam seni düşünüyordum ki AZG caminin karşısında, üst geçitin ordan üni kapısına doğru yürürken gördüm seni.. yol nasıl geçiyor anlamıyorum, hayat nasıl devam ediyor adapte olamıyorum. Seni düşünürken aklım duruyor sanki. Mantığım zaten devre dışı kalıyor kendiliğinden. Normal yaşantımı, evi, sorumluluklarımı hatta bazen nefes almayı unuttuğum oluyor. Genelde napacağımı bilmez haldeyim ki hâlâ öyle.
Kendi kendime neler ediyorum böyle, değil mi !? Allah affetsin. Belki bir gün gözlerine hapsolduğum gibi gözlerimde kaybolursun diye bekliyorum sadece...
Bir yılda iki üç kez görmek, evet yetiyor bana. Ya hiç göremeseydim. ’Arkadaşım’ bir keresinde gönlünde biri var mı diye sormuştu. Normalde sorana " yok öyle bir şey, ben ve gönlümde biri, yok daha neler! " gibi sözlerle geciştirirdim. Nasıl inanmıyorsam beni sevebileceğine artık. Neyse ilk defa belki orda gerçekten gönlümde olduğun içindir ki, "evet var ama kim olduğunu bilmeni istemiyorum" dedim. Ve artık ev dışında iki kişi biliyordu.. etrafa söyledikçe korkum artıyordu.. benden önce başkasından duyarsan çok üzülürdüm.
Zaman akmaya devam ediyor tabi. E kendimi de inandırmışım imkansıza. Seni en fazla hayal edebilirim diye kendimi şartlandırmış ne zamana kadar saçmalayacagimi seyretmekteyim. Biter mi bir gün bu seyir?! Allah u a’lem.
Bir yazar "aşk"a 22 ay ömür biçmiş .. Eğer bu aşk ise ben haddi aştım yok değilse bu yaşanan bir ismi hak ediyor..
"Neçar díl" olsun, bir şarkı sözü, hangi dilde bilmiyorum ama dinlerken sanki gönül diliyle gönlüme hitap etmişti..
Gerçek hayat akmaya devam ediyor ve ben yine seni gördüğüm zamanları anlatabilirim.. bir gün yine fakültede (sanki başka bir yerde karşılaşacakmışız da) neyse dersler bitmiş öğleden sonra 3-4 suları ama eve gitmek istemiyorum. Sonra okuma salonuna gelip biraz kitap okuyayım dedim ki sen diğer tarafta bir arka masadaydın. Biraz ter basmıştı kitabı okumaya çalışyorum ama nafile senin orda olduğunu bilmenin heyecanı beni benden almıştı. Biraz vakit gectikten sonra çıkmıştın. ben de çok durmadım senden 15-20 dk sonra çıktım, acıkmıştım da dosdoğru evin yolunu tutmalıyım Kafamı yerden kaldırmadan durağa kadar gittim .. O an ki duygu halim bulanık, mutlu muyum Üzgün müyüm bilmiyorum. Sonra Güven kırtasiyeden çıkıp benim içinde olduğum otobüse geldin.. ben sol da çift kişilik koltuklardaydim sen sağdaki teklilerde arkaya yakın oturmuştun. Yol hiç bitmesin diye dua ettiğimi hatırlıyorum. Ne kadar bencilim değil mi? Derken ineceğim yere yaklaşınca arka kapıya doğru geçtim. Sen telefon da birine "nerdesiniz " diye soruyordun. Ben butona basıp indim ( ne hazin son )..
Sonra yine hep yeniden ayrılığın anlamını kazandığı dakikalar saatler günler bir bir akmaya devam etti yüreğimdeki sızıya inat...
Şimdi sosyal medyada Hayatı İnanç hocadan duydum "Eğer aşktan kavuşmak gibi bir muradınız varsa kabahat etmiş olursunuz, aşkta sadece verirsiniz!." diyordu..
...
Kendimi düşündüm ama ortada bir aşk var mıydı bilmiyorum bu güne kadar aşk ben de iki kişilikti yani sen yoksan aşkta yoktu. Bu söz bana sen olmasan da hep iki kişi olduğumuzu hatırlattı.. Sen bilsende bilmesende benim cümlemin öznesi sensin (gizli öznem) .. Yine de aşk demek için erken.. Sanki çekilmemiş bir çile var eksik olan.. daha bir iki yıl olmuş sana sevdalanalı. Gelirsen görüyorum, zamansız özlüyorum, bazen kendimi kaybediyorum ama hepsi level 1 gibi ve kaçıncı levelde aşk var bilmiyorum..
Bir akşam vakti ezan okunuyordu baktım kardeşimle arkadaşı dışarı çıkacaklar. O an nedensiz ben de onlarla gitmek için hazırlamaya başladım .. Her zaman giydiğim kıyafetleri giymedim biraz özeniyorum -tamamen içimden geldi- kızlar şaşkın şaşkın beni izliyorlar .. hatta inanmayip altında bir sebep arıyorlar -akşam akşam neyin hazırlığı bu - diye soruyorlar .. Bende " belki onu görürüm o yüzden hazırlanıyorum " dedim .. İnanılmayacak bir durum oluşunu hatırlatır tarzda gülüşütüler biraz .. Ama olsundu ben hep mucizelere inanmışımdır.. Ve daha evden çıkalı 5 dk olmamıştı aynı kaldırımda birbirimize doğru yürüyorduk .. Kızlar o bilindik sözleri - keşke başka bir şey isteseymişsin vb - söylüyorlar ama ben o anın heyecanını doyasıya yaşamakla meşguldüm .. Yüzümdeki tebessümlere vesile olduğun için sana ve seni buna vesile edene çok şükür ..
...
Yine bir müddet belki biraz da önceliklerim değiştiği için senden bahsetme fırsatı yakalayamadım.. Tabi ki seni yazmak gibi bir zaruret yok Lâkin arada yaşadıklarıma bir tanı koyma isteği doğuyor ve bunun ne olduğunu yine en iyi kendim anlayabilirim diye yazıp yazıp değerlendirmeye alıyorum. Bazen bir kelime bazen bir cümle bazen bir paragraf yazıp bırakıyorum Bazen de açıyorum not sayfasını öylece bakıııp duruyorum. Aklıma gelenlerin hepsini kağıda dokebilsem ne güzel olurdu ama ............*
Aşktan mı tüm bu hallerim yoksa Aşksızlıktan mı ? yüklenen mânâya göre değişir tabi. Sen bende hiç bitme istiyorum hep kal ölene kadar. Kitap okurken seninle okuyayım, dağ bayır gezerken seninle gezeyim, seninle gülüp ağlayım, seninle nefes alıp vereyim..... Biliyorum çok şey istiyorum hem de hiç hakkım yokken ama aksini düşünmek içimi dağlıyor ve buna engel olamıyorum. Bilmiyorum belki de benden gidecek olman düşüncesini kabellenemiyorumdur. Sana verdiğim değerin adı aşktır inşâAllah. Yoksa bu saçmalıklarima çok üzülürüm.. Aşk fedakarlık istermiş ben senin için hayallerimden vazgeçmeyi bile düşündüm.. Tabi hâlâ sen benden bihabersin :) Aslında artık bir miktar haberin var ama bunun beni mutlu ettiği söylenemez. Çünkü bu bir aşk olacaksa yapacağım en büyük fedakarlık seni kendimden uzak tutmak olur. Sebep mi? Endişelerim var...
Unutma çabaları
Yazdıklarıma bakılırsa senden uzaklaşma çabası içerisindeyim. Belki başarırım. Başarısız olmak istiyorum gibi bir eda uyandırdı "belki" .. Aslında inanmam yeterli olacak ama ben hâlâ çıkmadık candan umut kesilmez deyip kürek çekmeye devam ediyorum. Bazen öyle oluyor ki boşa çektiğimi göre göre devam ediyorum. Evet kendimi telkinlerim devam etmekte lâkin bir arpa boyu yol alamamaktayım..Yine seni düşünürken buldum kendimi, n’olacak böyle nereye bu gidiş kestiremiyorum. Sonuç; "seni" ya da "kendimin sende kayboluşunu" yazmaktayım. Bulamıyorum ki bir çıkış yolu.
Koşuyorum yine sayfalara esir ettiğim sevdamın peşinden ama yolun sonunda seni orda bulamam korkusu yok mu.. Yazarken bile kanımı donduran bir soğukluk bu .. Nasıl olurda beni orda bekleyeceğini düşünebiliyorum -bilmiyorum-. Aşırı mantıksız lâkin bir o kadarda kendimi inandırmışım ki; umarsızca bel bağlamış durumdayım bu saçmalığa.. Saçmalık dediğime bakma.. Çok mânâlar gizli içinde.. Ve bendeki yerine bir bakayım desen dimağın uçuklar :) Bir başkasın bende ama tarif de edemiyorum işte ..
Yine birgün seyahat ediyorum şehirler arası
Sağıma denizi aldım soluma fındık bahçelerini
Yüreğimde sen ve radyoda yâr diye bir türkü
Uzadıkça uzayan bu yolda çekilmez ne varsa
Hepsini dünyaya bıraktım
Senle dolu tüm hayallerime dalıp gittim öylece ...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.