- 464 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Boş Kanepe
Sessizlik hâkimdi içeride anlamsız, güç yetmeyen, derin bir sessizlik … Korku ve umut arası bir yaşantı! Ağlamak istersin haykıra haykıra, ama bazen izin vermez hayat! Sağ eliyle tuttuğu sürahiden sol elinde bulundurduğu bardağa suyu boşaltırken titreyen eline müdahale edememişti. Çat diye ses çıkmış kırılan bardağa tepki bile verememişti. Tekrar sendelenerek uzandığı kanepeye geri dönüp, elini yanağına koyarak, şişmiş olan ayaklarını uzatıp, vücudunu dinlendirmeye çalışıyordu. Günlerdir aç kalması nedeniyle karnından gelen guruldama sesi dışında hareketsizlik devam ediyordu.
Dört gecelik mesainin son gününde gelmişti eve. Bu şimdiye kadar ki en yoğun gecesini yaşamıştı. Fırtına öncesi sessizlik gibiydi. Yoğun bakım ünitesine gitmeden önce hastaları hayatta tutmak onun işiydi. Personelin yarısı yok, kendilerini karantinaya alıp izole etmek zorunda kalmışlardı. Çünkü birçoğunun kendilerinde ve akrabalarında “Virüs” belirtileri vardı. İnsanların nasıl hızlı bir şekilde kötüleşeceğini bilmenin ne kadar güç olduğunun farkındaydı.
Hastalıkta nefes darlığı oldukça yaygın ve gelen herkes korkuyordu. Hastalara güven vermek istiyor fakat bunu yapamıyordu. Vardiyası bitene kadar tam altı yaşlı hastayı kaybetmişti. 24 saatte 20 hastanın gelmesi yorgunluğunun en belirgin kanıtıydı. Koruyucu kıyafetler yetersiz olmaya başlamış ve bir hastasını daha kaybetmemek için koruyucu kıyafetin gelmesini beklemeden kalp masajı yapmaya başlamıştı. Arkadaşlarının ihtarlarına kulak asmadan bu virüsün bulaşacağını bile bile ölmesine izin vermemiş ve kalp masajı işe yaramıştı.Işık olmuştu yaşananlara inat! Hayata tekrar dönmesine sebep olduğu için mutluluktan ağlamaya başlamıştı. Çünkü gözlerinin önünde ölen hastaların çoğu kalpleri yetmediği için ölüyorlardı.
Hastaneye gelmekten çok korktukları için ölecek olan ya da yoğunluktan yaşları çok fazla olan yaşlılarla daha fazla ilgilenemedikleri için ölüyorlardı. Boş kanepeye oturmadan önce tam 6 hastanın ölümünü izleyerek gelmişti.
Uzun süren sessizliği telefon melodisi bozmuştu. Yanıt vermek için artık çok geçti.
Çünkü mesleği uğruna şehit olan tek kişi o değildi…