- 467 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KAYIPLARIMIZ
Sıfır anlayış, sıfır tolerans ve yok olmuş empati duygularımız!
Yoksa kaybolmuşmu demeliyiz?
Kaybolmak nedir bilmezken duygularımızı kaybettiğimizi nasıl düşünürüz?
Veya gerçekten düşünür müyüz...
Hayır.
Yıllardır kendimizi bulmak adına yaptığımız şeylerin sonunda hala bulamamışsak kaybolduğumuzu düşünmeye başlarız.
Fakat cevaplarını bulduğumuz yerlerde yanıldığımız aklımıza hiç gelmez.
Olduğu gibi kabul etmeye çalışırız, başka yollar ararız veya oymuş gibi kendimizi kandırırız.
Aslında bizler doğduğumuz andan itibaren hayatlarımızı birer kayıplar üzerine kurmaya başlarız.
Bir şeyler gelir ve gider. Duygularımız, iletişim kurduğumuz insanlar hatta eşyalarımız bile birer kayıplar üzerinedir.
Her şey bu düzen çerçevesi içindedir.
Bilim, din her şey!
Bizler bu kayıpların içinde sevginin, aşkın bize geldiğine inanıyorsak, yine yanılıyoruz demektir.
Sevgiyide, aşkıda bize kayıplarımız getirir ve bunları tekrar kaybederiz.
Pekala neden bunca şeye gerek duyuyoruz veya duyduğumuzu sanıyoruz?
Kayıp vermek için mi?
Sanki bir şeylere biz karar veriyormuşuz gibi davranıyoruz.
Oysa ki sadece sonsuz paradokslar döngüsünde sıkışıp kaldığımız için biz karar veriyormuşuz gibi sanıyoruz.
O zaman neden...
Sanırım bunu hiç bir zaman bilemeyeceğiz.
Ve yeni kayıplarımızla en sonunda kendimizi tamamen kaybedeceğiz.