Keşke Herkes Yazabilse
Hiçbir insan içinden geçenleri, hayallerini başkalarıyla paylaşmak istemez. Yazar ama bu kurgudur, olmak istediğini, muzipliğini, çılgınlığını yansıtır kelimelere… Okuyan yazan kişiyi tanımadığı için ya güler, ya kızar, ya ağlar… Bu kurgunun başarısına bağlıdır sonuçta. Sineme filmleri, romanlar, kısa hikâyeler, fıkralar, şiirler… Hepsi süslenir okuyucu için, gelin olacak kız gibi, nazlıdır da, cıvıl cıvıldar da…
Yazıyı eleştirdiğini sanar bu kişiler ancak esas kendini ortaya koyarlar. Yazan kişi kızsa da, gülse de, ders alsa da çiçekler üstünde dolaşan arı gibi balını çoktan koymuştur kovanına… Bu bal, başka yazılarının malzemesi, başka tatları sunar. Balı bedava yapan arıdır eleştirenler. Çoğuna deseniz, siz elinize kalemi alın yazın, asla derler, utanırlar da. Kendilerini yeterli bulmazlar yazma konusunda, o lükstür onlara… Güzel bir erek ve hayaldir.
O insanlar sessiz konuşurlar. Başları yere dönüktür. Bakan kamburunu görür adeta. Hatta ne kadar kısa zamanda yaşlandın, başına neden bu kadar ak düştü gibi konuşmalarına acı bir mizah da katarlar.
İçinde neler yoktur ki… Belki bir kraldır, belki dünyanın en zengin insanı, belki Leyla’yı seven Mecnun… O kadar çok bilinmezi ve paylaşmadığı şey vardır ki… Hani bir olduğu gibi kabul etse, onunla ilgilense, nelerine şahit olacaktır belki de… Ne kadar terbiyeli dediği kimsenin, aslından ne kadar terbiyesiz olduğunu görür… Ne kadar güvenilir dediği kimse, borç verdiği parasını alamayınca, ortak olduğunda kendisinden gizlice parasını çaldığında… Pasaklı dediği kimsenin, belki de engelli olmanın sıkıntısıyla bunu yaptığını fark eder, tertemizdir.
İnsanlar göründüğü gibi değiller, başka bir kişiyi yaşıyorlar. Yazmadıkları için, kendilerini yaşamıyorlar. Bir iki muhabbetten sonra terk edilip, toplumdan da dışlanıyorlar da. Yalnız kalmayım, birilerine benzeyeyim derken, ne benziyor ne de yalnızlığına çözüm bulabiliyor. Sonuçta yazacaksın ki, içinde sen olacaksın ki, kendini yaşayacaksın sözcüklerinde. İsterse yazdıklarını kimse beğenmesin. Sen kendini yaşadıktan sonra, dünyanın en kalabalık yerindesindir, inan.
Eleştirmek için elini keleme alma, seni anlatmayan bir senaryo yazma. Sen tecrübelerini, yanılgılarını, mutluluklarını yaz ki, herkes ders alsın yazından… İnsanlar içinden dışarı çıksınlar, etraf gerçekten şenlensin. Çalsın sazlar oynasın kızlar misali…
Eleştir de ama illaki yaz da …
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
saf şiir
Rahmetin iz düşümü.
Yazmak devasa bir aşk ve yaza yaza aşılan engeller.
Ve işte güzel yazınız ne de muhteşem resmetmiş içimizdeki doğayı.
Hatta son yazdığım yazının da paralelin de bir yazı kalem almışsınız.
Sonsuz tebriklerimle.
Selam ve dua ile ağabeyim
saf şiir
Ne güzel olur, en nihayetinde ne demişler ''Söz uçar yazı kalır.'' kutlarım içtenlikle Saffet kardeş selamlarımla...