- 864 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
AHMET KUTSİ TECER'İN SİVAS YILLARI
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Celaleddin ÇINAR
AHMET KUTSİ TECER’İN SİVAS YILLARI
Ahmet Kutsi Tecer babasının o dönemde Duyunu Umumiye Müdürü olarak Kudüs’te çalışıyor olmasından dolayı 1901 yılında Kudüs’te dünyaya gelir. Ahmet Kutsi, dört çocuklu ailenin en küçüğüydü. "Kutsi" adı, Kudüs’te doğmasından dolayı kendisine veriliyor. İlköğrenimini Kudüs’te bir Fransız Okulu olan Kudüs Frers Okulu’nda tamamladıktan sonra Ahmet Kutsi, babasının Kırklareli’ne tayini sebebiyle ortaokulu Kırklareli’nde, lise öğrenimini Kadıköy Sultanisi’nde tamamlamıştır. İlk olarak 1928 yılında araştırmalarını Halk Bilgisi Derneği’nin çıkardığı Halk Bilgisi Mecmuası’nda yayımlamaya başlıyor.(1) 1929’da daha sonra İstanbul Üniversitesi ismini alacak olan zamanın üniversitesi Darülfünundan mezun oluyor.(2)
1929’da öğretmen olarak Samsun’a tayini çıkar, Samsun’a gitmeyince Ankara Erkek Lisesi’nde Türkçe öğretmenliği ve müdür yardımcılığı görevleriyle işe başlar. Ankara’dan Sivas Erkek Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak tayin edilir. Ahmet Kutsi için her şey aslında Sivas’a tayin edilmesiyle başlar. İlk olarak Sivas Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olarak göreve başlayan Ahmet Kutsi için Sivas, yönünü bulması bakımından önemli bir yer olmuştur. Âşıklık geleneğinin büyük bir canlılıkla yaşatıldığı Sivas’ta şiirin ve çalışmalarının kaynağını bulmuştur. Bu zengin kültür Ahmet Kutsi’yi çok heyecanlandırmış ve bir şeyler yapmak için harekete geçirmiştir. Bu sırada Sivas Lisesi’nde idareci olan Muzaffer SARISÖZEN ile tanışır. Bu tanışmadan sonra her ikisinin de hayatları çok değişir. Ne Ahmet Kutsi o eski Ahmet Kutsidir. Ne de o eski Muzaffer artık eski muzafferdir. Tarihe not düşecek o çalışmalar ilk olarak; talebelerine ve öğretmen arkadaşlarına kendilerini ifade etme, dağarcıklarında var olan birikimi insanlarla paylaşma, yeni şeyler üretebilmek adına “Toplantı” adlı bir dergi çıkarmaya karar veriyorlar.(3) Uzun süre yayın hayatına devam eden dergide birçok edebi eser yayınlanıyor. Daha sonra ikili Halk Kültürü üzerine çalışmalara devam edip, köy köy dolaşıp derlemeler yapamaya başlarlar. İşte o köy gezilerinin birinden dönerken o unutulmaz şiirlerinden olan “Orda Bir Köy Var Uzakta” şiirini yazıyor. Bakın o şiir nasıl yazılmış.
Turizm Bakanlığı Devlet Türk Halk Müziği İstanbul Korosu Şefi Uğur Kaya´nın anılarından dinleyelim;(4)
“İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Konservatuarı´nda öğrenciyken, Muzaffer Sarısözen´ in ayrıldığı eşi Neriman Tüfekçi Hanım da konservatuarda hocamız idi. Bir gün, Neriman Hocamız, benim Sivaslı olduğumu öğrenince, Muzaffer Sarısözen ile ilgili bir anısını anlattı. Bu hatıra beni çok etkiledi. 1930´lu yılların başında, Muzaffer Sarısözen Sivas Lisesi´nde müzik öğretmeni; Ahmet Kutsi (Tecer) Bey de edebiyat öğretmeniymiş. Bu iki öğretmen, Sivas´ın köylerini dolaşır, folklor araştırmaları yaparlarmış. Bir gün araştırma yaptıkları köylerden şehre dönerlerken, Ahmet Kutsi Bey uzaktan görünen Sivas Merkeze bağlı Çelebiler Köyü´nü Muzaffer Bey´e göstererek, “Orda bir köy var uzakta” demiş. Muzaffer Bey de “Pek gidip gelmeyiz ama o köy bizim köyümüzdür” mealinde bir şeyler söylemiş. Ahmet Kutsi Bey de bu konuşmadan esinlenerek
Orda bir köy var uzakta
O köy bizim köyümüzdür
Gitmesek de gelmesek de
O köy bizim köyümüzdür.
Diye devam eden şiirini yazmış.”Çalışmalarına hız veren Ahmet Kutsi daha sonra 1931’de Sivas’ta "Halk Şairlerini Koruma Derneğini" kurdu.(5) Bu çalışmalar Halk müziğinin tanınmasında, bu müziğin okula ve radyoya girmesinde önemli bir rol oynamıştır. Sivas’taki çalışmaları Maarif Vekâlet’ince (Milli Eğitim Bakanlığı) takdir görünce 1932 yılında Sivas Maarif Müdürlüğü’ne (İl Milli Eğitim Müdürlüğü) atandı.(6) ancak ders vermeyi ihmal etmedi. Sivas Lisesi’nde Fransızca dersleri verdi. Ayrıca Kız Muallim Mektebi ve Kız Meslek Lisesi’nde de edebiyat öğretmenliği yaptı. Sivas Halkevi’nin başına geçti, çevrede Halk Odaları’nın açılmasına önayak oldu. Ahmet Kutsi; Millî Eğitim Müdürlüğü yaptığı sırada Sivas’ı karış karış gezer, yörenin halk bilimi unsurlarını araştırır. Tek şiir kitabı olan “Şiirler”(1932) adlı kitabını da Sivas’ta yazar.(7) Sivas’ı o kadar çok sever ki Soyadı Kanunu çıktığında Sivaslı Âşık Ruhsati’nin bir şiirinde geçen Tecer Dağı’nın adını soyadı olarak seçer.(8)
Dört helalim olsa perde yüzünde,
Birinin olmasa dünya gözünde
Bir saray yaptırsam Tecer özünde
Ah neyleyim yürekte var, elde yok.
Arkadaşları Vehbi Cem ve Muzaffer Bey ile birlikte Halk Şairleri Bayramı’nı gerçekleştirdi. Bayrama; Âşık Veysel, Revanî, Meslekî, Suzanî, Süleyman, Karslı Mehmet, Müştak, Yarım Ali, Talibî, Yusuf, San’atî, Ali gibi âşıklar katılır. Üç gün süren Bayram sonrası Tecer, iştirak eden âşıklara ’Halk Şairi’ olduklarına dair bir belge verir. Bu belge, gezici âşıklara gittikleri yerlerde çok kolaylıklar sağlar. Şenlikler sırasında yapılan yarışmada;
Atatürk’tür Türkiye’nin ihyası
Kurtardı vatanı düşmanımızdan
Canını bu yolda eyledi feda
Biz dahi geçelim öz canımızdan
Dizeleri ile Âşık Veysel birinci seçiliyor. Kendisine 10 lira hediye verilmek isteniyor fakat Veysel bunu kabul etmiyor. Kendisinin bayrama çağrılmasının en büyük ödül olduğunu söylüyor.(9) Bu şiirin gün yüzüne çıkışı, aynı zamanda Veysel’in de köyünden dışarıya çıkması oluyor.
Ahmet Kutsi Tecer’in bu olaydan sonra Âşık Veysel ile dostluğu başlıyor. Birçok konuda Veysel’e destek oluyor. Tecer’in Yardımları ile Veysel bundan sonra iyi bir aylıkla her sene bir enstitü olmak üzere Adapazarı Arifiye Köy Enstitüsü, Hasanoğlan Köy Enstitüsü, Eskişehir Çifteler Köy Enstitüsü, Kastamonu Gölköy Köy Enstitüsü, Yıldızeli Pamukpınar Köy Enstitüsü ve Samsun Ladik Akpınar Köy Enstitüsünde öğretmen olarak çalışmıştır. Bu arada Çifteler Köy Enstitüsünde iken meşhur ’Toprak’ şiirini yazmıştır. Ayrıca Çanakkale’nin Savaştepe, Erzurum’un Pulur, Malatya’nın Akçadağ, Kırklareli’nin Kepirtepe, Adana’nın Düziçi Köy Enstitülerinde de konserler verir.
Ahmet Kutsi Tecer Âşık Veysel’in yanı sıra, Suzani, Ruhsati, Mesleki, gibi halk şairlerinin tanıtılması için çalıştı bunların dışında, dinlediğimizde bizi alıp geçmişe götüren türkünün sahibi;
Nasip Olsa Gine Gitsem Yaylaya
Doya Doya Baksam Suna Boyluya
Senin İçin Yalvarayım Mevla’ya
Belki Seni Bana Yazar Yaradan
Diyen Âşık Talibi Coşkun’un da tanınmasında önemli katkıları olmuştur.(10)
Ahmet Kutsi Tecer 1937 yılında öğretmen Meliha Hanım ile evlendi, bu evlilikten iki çocuğu oldu.
1938’de Yüksek Öğrenim Genel Müdürü olarak atanan Tecer, Sivas’ta halk kültürü üzerine yapılacak daha çok çalışmanın olduğunu ve bunları gün yüzüne çıkartmak için arkadaşı Muzaffer Sarısözen’in Ankara Devlet Konservatuarı Folklor Arşivi Şefliğine tayinini sağlayıp, halk müziği derlemeleri yapmasına yardımcı oldu. Bugün TRT repertuarı incelendiğinde ne kadar isabetli bir iş yapıldığı aşikârdır.
Bu görevi sırasında özellikle Devlet Konservatuarı’nı teşkilatlandırdı. 1942’de Talim ve Terbiye Kurulu üyeliğine atandı ardından Adana ve Urfa milletvekili oldu. (1942-46) 1941-45 yılları arasında ülkü mecmuasını yönetti. Bu yıllarda köy temsilcileri ile ilgilendi, köy tiyatrosunu inceledi ve Koçyiğit Köroğlu oyununu yazdı.
1948’de Devlet Konservatuarı’na, 1949’da Paris Kültür Ataşeliğine atandı. Daha sonra UNESCO ( Uluslararası Çocuk Yardımlaşma Derneği) Yürütme Komitesi Türk Delegesi oldu. 1951’de Galatasaray Lisesinde,1953’te İstanbul Konservatuarında görevlendirildi. 1957’de Güzel Sanatlar Akademisinde estetik dersleri verdi; İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsünde ve İstanbul Radyosunda folklor öğretmenliği yaptı.1966’da İstanbul Eğitim Enstitüsü Öğretmeni iken yaş haddinden emekli oldu.
SELAM OLSUN
Selâm olsun bizden güzel dünyaya
Bahçelerde hâlâ güller açar mı?
Selâm olsun sonsuz güneşe, aya,
Işıklar, gölgeler suda oynar mı?
Hepsi güzeldir kar, tipi, fırtına
Günlerin geçişi ardı ardına.
Hasretiz bir kanat şakırtısına
Mavi gökte kuşlar yine uçar mı?
Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan,
Çocuk sesinden, gül ve sarmaşıktan,
Dönmeyen gemiler olduk açıktan,
Adımızı soran, arayan var mı?
Dizeleri ile bizlere veda eden Ahmet Kutsi TECER 25 Temmuz 1967’de İstanbul’da öldü ve Zincirli kuyu Mezarlığı’na defnedildi. Ahmet Kutsi Tecer’in ismi Sivas’ta Ahmet Kutsi Özel Eğitim Meslek Okulunda Yaşatılmaktadır.
Eserleri:
ŞİİR:
1932 - Şiirler
OYUN:
Yazılan Bozulmadan
Köşebaşı
Köroğlu
Beş Mevsim
Bir Pazar Günü
Satılık Ev (1961 ’de oynandı, kitaplaşmadı)
İNCELEME:
Sivas Halk Şairleri Bayramı
Köylü Temsilleri (Köy seyirlik oyunları derlemesi)
Türk Folklorunda Sosyal Mesele
Kaynakça:
(1) Dr. Aslan TEKİN Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ankara, 2005
(2) Ahmet Kutsi TECER (1901-1967), Turkceciler.com sitesi
(3) Hayat Ağacı dergisi 26. Sayı, 2014
(4) Metehan DAĞCIOĞLU Sivas İrade Gazetesi, Ağustos, 2019
(5) tr.wikipedia.org/wiki/Ahmet_Kutsi_Tecer
(6) Dr. Aslan TEKİN Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ankara, 2005
(7) Metehan DAĞCIOĞLU Sivas İrade Gazetesi, Ağustos, 2019
(8]) tr.wikipedia.org/wiki/Ahmet_Kutsi_Tecer
(9])Şahamettin KUZUCULAR, Aşık Veysel Hayatı ve Edebi Kişiliği, www.edebiyatvesanatakademisi.com/
(10) DERGİLER, Altıncı Şehir, Sayı,8
Celaleddin ÇINAR
Şair-Yazar