- 395 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Mantığını Oluşma 19
Görsel olarak baktığımız durumlar bize türlü biçimle yansır. Büyük küçük; uzun kısa; renkli renksiz; eğri düzgün; biçimli biçimsiz; yakında uzakta; burada orada gibi birçok üssü durumlarla yansır. Bunlar siz ölçmediğiniz sürece belirsizdirler.
Görsel oluşlar entegresi, bileşik bağıntılarla aktarımlardır. Görsel oluşlar bileşiminin içinde bize tekrar eden bağıntı ve parçalı durumlar vardır.
Örneğin; küçüğün büyüğe oranı gibi uzun-kısa oluş gibi tekrar eden parçalı durumların bileşimli görsel kuplajları bu oranlarla bize aktarılırlar.
Kısanın uzuna oranı bir devim ve bir akıştır. Üstel içinde olan bir eksiği tamamlayan fark edişler olmakla yansıyan; bizdeki görsel, düşünsel, çöktürmeyi hatırlayıcı kuplalardır.
Büyüğün küçüğe oranı ya da uzunun kısaya oranı ile küçüğün büyüğe veya kısanın uzuna oranı olan devim bambaşka ve farklı akışlardır.
Küçüğü bir birim olarak matematik diliyle ifade edersek. Büyük olanı ya da uzun olanı da 2 birim olarak söyleyelim. Aradaki fark orandır. Ya da oranlar büyük içinde küçüğün kendisini tekrar eden sayısıyla söylenir. Küçük, büyüğün içinde oran olarak tekrar eder.
Büyük olan küçüğün olan içinde tekrar edemez. Bu ölçüşme ile büyüğün içinde küçük kadar bir kısım vardır. İşte küçüğün içinde büyüğün kendisi değil de ancak büyüğün minimal bir kısmı vardır. İşte bu kısım da büyüğün küçüğe oranını verir.
Yani uzunun içinde kısayı veya kısa olanın içinde uzunu arayan ORANLAMADA bir oran o şeyde kaç kez ya da ne kadar tekrar ediyorsa bu bir belirlemedir.
Üssü durumlar o şeyler arasında oranlama olmakla çelişmesi olan potansiyel bir devim akışı olmakla belirsizdir. Oran belirler ama imajın hacmi olmamakla iki boyut dışında olgularla, belirli şekilde beliremez.
Parça durum kristalize açı momentumuna sahip üç boyutlu durumun belirlisi çöktürme olmakla Üç boyuta göre iki boyutlu belirsizlikle olan bağıntı üçüncü boyut durumla belirli olur. Bu oran büyüğün küçüğe oranı ya da küçüğün büyüğe oranı olan derinlik hacmiyle davranır.
İki boyutla birbirinin yüzeyinde olup, içinde olamayan devinimi derinlik oranını matematiğin diliyle belirtelim.
Kısaya 1 birim dersek içinde tekrar edilen uzunu birden fazla değerlerle söyleyebiliriz. Örneğin uzuna da 2 dersek küçük büyüğün içinde 2/1 olmakla 2/1=2’dir. Yani küçük, büyün içinde iki kes tekrar etmektedir. Ve bu belirliliktir.
Büyüğün küçüğe oranı da şudur. 1/2’dir yani 1/2= 0,5’tir Yani büyük küçüğün içinde kendisini tekrar edememektedir. Ancak büyüğün az bir kısmı küçüğe karşılık gelen çakışma olur.
Büyüğün sıfır onda beşi kadar bir kısım küçük içinde tekrarlanır. Büyüğün küçük içinde tekrarlanmayan ve küçüğe göre taşan kısım vardır.
Bir duruma göre diğer durumun belirlisi var veya yoktur. Cam bir kâse üssü durumla olası, vakti gelmiş durumla da zaman içinde de olanaktır. Cam kâse var oluşu üzerinde kırılacağı hep olası durumla üssü durumdur. Gerçekleşir veya gerçekleşmez.
Ama gerçekleşenin gerçekleşmeyeni oluşla ve gerçekleşmeyenin de gerçeklemişi oluşla o şey bu âlemde değilse sonsuz âlemin birinde mutlaka olur.
Kırılmayan kâse bir başka âlemde aynı anda kırılıyor olacaktır. Üst üste durumların sonsuz evrenler açılımı budur. Kırılan kâse de başka bir sonsuz evrende kırılmayan kâse olarak belirlidir. Bu evrende kâse kırılsa da imaj olarak kırılmayan kâse iki boyutlu imajda vardır.
Sonsuz evren; üstel durumlu her bir permütasyona karşılık gelen her bir durumlarla aynı anda olaylar gerçekleşmesi olan evrenlerdi. Sonsuz evrenlerden birisi de hiç olmadığınız evrendir.
Hiç olmadığınız durumla burada olacaksınız. Burada olduğunuz durumla orada olmayacaksınız. Bunlar açılımdı. Tekillik belki de bunların bir arada olduğu bir boyut zamandır. Bildiğimiz kadarla, bilmiyoruz.
Bunda yanlış olan, garip olan, şaşılacak olan bir şey yok. Bildiğimiz kadarla olanın üstel durumu bilmediğimiz kadardır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.