- 894 Okunma
- 8 Yorum
- 1 Beğeni
BOZACI
Akşamın saat 22.00 Dolaylarıydı. Balkona çıktım sigara içmek içmek için. Hava soğuk, bir taraftan da bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu.
Kendimi yağmurun sesine kaptırmış sigaramdan derin derin nefesler alıyor bir taraftan da Allah’a şükrediyordum.
Niçin mi şükrediyordum? Çünkü daha dün haberlerde İstanbul’un barajlarındaki su seviyesi ile ilgili bir haber verilmişti ve durum vahimdi. Barajlardan birinde su seviyesi %64, diğerinde %39 a inmişti.
Tüm ülkede olduğu gibi özellikle ülke nüfusunun beşte birini barındıran İstanbul’da da şu lanet virüs sebebiyle insanlar suyu daha fazla kullanıyorlardı ve böyle devam ederse su seviyesi yaz ayları başlamadan daha da aşağılara inebilirdi.
Şimdi yağan bu yağmur belki de barajları dolduracak, doldurmasa da su seviyesini belki daha yükseğe çıkaracaktı.
Bir nefes daha çektim sigaramdan ve usulca Emel Sayın’ın o kadife sesiyle bizleri mest ettiği güzel şarkıyı boru gibi sesimle mırıldanmaya başladım.
Çatlayan dudaklara
Sararan yapraklara
Kuruyan topraklara
Yağdır Mevlam su
Alev saracak kadar
Yandım yanacak kadar
Suya kanacak kadar
Yağdır Mevlam su.
Evet, Mevlam suyu yağdırıyordu ama o an işte olan oğlum ve gelinim aklıma geldi. Acaba sabah çıkarken şemsiye almışlar mıydı yanlarına? Eğer almadılarsa kesin iliklerine kadar ıslanırlardı. ‘’Vah benim evlatlarım vah. Islanmış sıçana dönerler bu yağmurda.’’ Diye düşünüp onlar için endişelenmeye başlamıştım ki yıllardır duymadığım, adeta tamamen unuttuğum bir ses geldi kulaklarıma:
‘’ Boooo zaaaaa’’
Hay Allah’ım ya. En son 1989 Yılında sadece üç ay yaşadığım Kocaeli merkez’de duymuştum ben bu sesi. ( Kocaeli’de yedi sene kaldım ama ilk üç ay dışında hep Akmeşe köyündeydim.)
Çok çok eski bir dost ile sanki birden bire, hiç beklemediğim bir anda karşılaşmış gibi heyecanla balkonun sokağa bakan tarafına geçtim.
Bozacı tam olarak karşımızdaki sokak lambasının altında balkondan kendisine bakan beni görünce bir ümit tekrar bağırdı:
‘’ Booooo zaaaaa’’
Ben de ona baktım dikkatlice. Yaklaşık 50 yaşlarında zayıf bir adamdı. Bir askılığa asmış olduğu boza güğümlerini zorlukla taşıdığı belliydi.
Kendi kendime önce ‘’Şundan bir litre boza alayım. Bu havada ne güzel gider.’’ Diye düşündüm ama sonra ‘’ Kim bilir nerede, nasıl yapıyor? Ya adamda Korona virüs varsa? Öte taraftan oğlum ve gelinim hem bozayı asla sevmezler hem de bir sokak satıcısından böyle bir zamanda boza almış olmamdan dolayı bana söylenmedik laf bırakmazlardı. Onlarla münakaşa etmektense hiç almamak daha iyi olacaktı.
Bozacı son bir umut tekrar bağırdı.
‘’Boooo zaaaaa.’’
Utandım adamdan.
Utandım biraz önce oğlum ve gelinimin bu yağmurda ıslanacak olmasından dolayı endişelendiğimden.
Utandım o adamdan hiç olmazsa bir litre boza almadığım için
Ve en çok da neyden utandım biliyor musunuz?
Günlerdir, sosyal medyada ‘’ Evinde kal Türkiye’m’’ Mesajları paylaştığım için utandım.
Nasıl evinde kalsındı o zavallı adamcağız?
Kim bilir evinde kaç nüfus onun eve getireceği ekmeğin yolunu gözlemekteydi?
Hem mecbur olmasa deli miydi bu soğukta koskoca iki güğümü sırtlayıp o yağmurun altında sırılsıklam olarak boza satmaya uğraşsın?
Maalesef koskoca sokakta hiç kimse penceresini açmadı, balkona ya da evinin kapısı önüne çıkan da olmadı boza almak için.
Zavallı adamcağız, sırtladığı boza güğümleriyle ‘’ Booo zaaa’’ Diye bağıra bağıra evimizin önündeki yokuşu tırmanmaya başlarken ben hiç adetim olmadığı halde ikinci sigarayı yaktım ve arkasından ‘’ Ah ulan yalan ve kahpe dünya’’ Demekten başka bir bir şey yapamadım.
YORUMLAR
Ben şu anda Güzel Köy'deyim. Bozacı ne mümkün ! Gençliğimde Bursa' da yaşarken kışın her akşam Şaban Sirkeci'den alırdık. Çok soğuk olursa da Mahalleden geçen Boooozacı 'dan alırdık. çok Nefis günlerdi ... anılarıma daldım gittim. Sağolasın Taco, sayende o güzel günleri hatırladım. Korona sonrası da inşallah daha güzel günlerde beraber oluruz .selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve saygılar.
hocam çok güzel konulara değinmişsin finalde güzeldi bu güzel kalemin boru gibi sesi olmaz güzeldir saygı ve sevgilerimle
sami biberoğulları
son zamanlarda okuduğum en vicdan sahibi yazıydı
dün gece uzun bi yorum yapmıştım netin azizliğine uğradım:)
önce korona korona furyası yazılar şiirlerde sonra evde kal evde kal
tamam emekliler ve devlet memurları yani 65 yaş üstü hadi hepsi emekli diyelim memurlarda esnek mesai uzaktan öğretim maaşlarında kesinti olmayacak bu tamam
peki?özel sektör üreten kesim şu evde kal evde kal diyenler aldıkları gıda malzemelerinin temizlik ürünlerinin gökten zembille mi indiğini sanıyorlar?
ya yevmiye usulü çalışanlar?işte yazdığınız bozacı Abi örneğin o gün kazanırsa evine ekmek götürecek kazanamazsa çoluk çocuk ne yiyecek?evden çıkma korona var ama evde açlıktan öl demek değil midir bu?ben işyerinin bekçilerine evde kalın gelmeyin desem o günün gecesinde işyerini depolarla birlikte temelinden söker götürür hırsızlar peki ya üretim?vergiler?uzaktan davulun sesi hoş geliyor evde kal diyeceksin ama evde kalan insanın sosyal devletsin ve masraflarını karşılamayacaksın saraylardan evde kalmak demek kolay evde kalanın hali nedir bu önemli bu süreçte emniyet mensuplarının yaşlılarımızın evine ihtiyaçları için gitmeleri de saygı duyulası herkes böyle üzerine düşeni yapsa keşke evde kal evde kal demek yerine tamam herkes evinde kalsın ama düzenli geliri olmayan da aç kalmasın mağdur olmasın çok su götürür daha bu konu
yazı çok vicdani ve çok güzeldi çok teşekkürler sevgiler çokça
sami biberoğulları
Sizin de belirttiğiniz gibi konu oldukça su götürür bir konu. Sadece devletin değil bu günlerde herkesin bir şekilde elini taşın altına koyması gerekiyor.
Selam ve saygılar.
Değerli hocam umarım ve dilerim şu lanet virüsün biran evvel aşısı ve tedavisi bulunur. Yoksa insanlar ciddi manada geçim sıkıntısına düşecek ve yiyecek içecek temin etmekte zorlanacak.
Bu arada sigarayı azaltalım lütfen virüsten korunalım derken sigara yüzünden sıkıntı yaşamayalım.
Kaleminize emeğinize sağlık
Saygı ve sevgilerimle
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
İnsan olmak ve olduğu şey olarak kalabilmenin şiarıydı satırlar. Dilerim her okur kendini yeniden hatırlar. Zira ben insan olmanın sadece ve sadece ademde teçhiz edildiğine bir kez daha şahit oldum.Ellerinize sağlık.
sami biberoğulları
günlük kazancıyla yaşayan insanlar var, hele bugün lerde işlerde durdu,Allah fakirin yardımcısı olsun,
ha birde virüse karşı bağışıklık sistemini güçlü tutacak vitamini bol yiyecekler tüketmek lazımmış
fakir nerden bulupta yiyecek,güzeldi yazı,emeğinize sağlık saygılar ve selâmlar Sami hocam
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler.
sami biberoğulları
İşte tam da bu yüzden; devlet, karşılasın vatandaşının ihtiyacını ve sokağa çıkma yasağı ilan etsin diyoruz ya!
Oysa;
“Herkes kendi OHAL’ini ilan etsin” derken hiç utanılmıyor!
sami biberoğulları
Selam ve saygılar.