- 667 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
"ÖF ÖF!" ÜZERİNE BİR YAZI
Bugün ünlü halk ozanı Ali Kızıltuğ’un bir türküsünü Koray Avcı’dan dinledim. Türkünün adı “Sen Gel Diyorsun” diğer söylenişiyle “Öf öff”. Daha önce de radyoda Ali Kızıltuğ’un sazından, sesinden dinlemiştim, ilgimi çekmişti.
Bu kez çok etkiledi beni. İçinde bulunduğum durumdan dolayı olmalı. Çoğunuz gibi on bir on iki gündür evde kapalıyım. Kendimi oyalayacak bir şeyler bulsam da yazmak, çizmek gibi uğraşlarım olsa da sıkıldım iyice. Özgür olmanın değerini bir kere daha hem de çok iyi anladım. Sokağa çıkıp “Hey özgürlük!” diye Livaneli’nin kulaklarını çınlatasım geliyor.
Bu dokunaklı türkünün sözleri nasılmış merak ettim. Öyle dinleyince dertlendiren “Öf öff!” çektiren türkünün sözleri şöyle:
Aramıza girmiş dağlar, denizler
Gelemem diyorum, öf öf, sen gel diyorsun
Kar yağmış yollara örtülmüş izler
Bulamam diyorum, öf öf, sen bul diyorsun
Sanma bu sevgimiz, sence yaygara
Ne dertler bıraktın, öf öf, hep sıra sıra
Sen yoksun ya böyle ıssız Ankara
Duramam diyorum, öf öf, sen dur diyorsun
Esiyor başımdan kavak yeli
Kapladı gönlümü, öf öf, bir sevda seli
Her gün ağlıyorum gittin gideli
Gülemem diyorum, öf öf, sen gül diyorsun
Kızıltuğ’um baharımı yazımı
Hangi kalem yazmış, öf öf, benim yazımı
Dert ortağım olan dertli sazımı
Çalamam diyorum, öf öf, sen çal diyorsun
Dokunaklı sözler, türkünün öyle bir tınısı var ki siz de söyleyenle birlikte “Öf öf!” çekiyorsunuz. Her ne kadar türküdeki dizeler anlattığı konu yönünden bizim içinde bulunduğumuz durumla ilgili olmasa da dokunaklı söyleyiş, daha doğrusu işin “Öf öf!” kısmı gün boyunca sıkıntıdan “Öf!” çeken halimizle tam örtüşüyor.
Siz her gün belli saatte evden dışarı fırlayın, istediğiniz gibi gezin tozun, arkadaşlarla buluşun, söyleşin, kahveye gidip okey oynayın, ara sıra torunu alıp gezdirin daha bilmem neler yapın, bir gün hiç akla gelmeyen bir neden yüzünden “Siz, altmış beş yaşını geçenler, bundan sonra sokağa çıkmayacaksınız!” desinler. Ne kadar süreceği de belli değil. “Bu yasak …. kadar sürecek.” deseler ona da razıyız. Öyle olmayınca da bize gün boyunca birkaç defa “Öf!” çekmek düşüyor. Bir de “Sabır sabır!” demek.
Ali Kızıltuğ, bu türküsünde sevdiğine kahırlanıyor. Her dörtlüğün sonunda “Sen … diyorsun” diyerek sitemini söylüyor. Biz bu ev tutukluğunda “Öf!” çekerken kime serzenişte bulunalım?
Ben, Ali Kızıltuğ yazdığı biçimde yazamasam da kendi yazış biçimimle içinde bulunduğumuz “Öf öf!” durumunu dizelere dökmek istedim.
Yirmi birinci yüz yılın ilk çeyreğinde
“Ne belaymış kardeşim, nasıl virüsmüş bu?” diye diye
Günlerdir tutukluyuz
Evlerimizde
Şimdiki gençler gibi rahatına düşkün değiliz biz
Ne sıkıntılar, zorluklar yaşadık bu yaşa kadar
Ama bu işte inanın
Bir tuhaflık var
Neymiş, bu virüs altmış beş yaşı geçenler için
Tehlikeliymiş, ölümcülmüş
Onun için getirlmiş bu yasak
İyi, kabul
Sağlık için boynumuz kıldan ince
“Faydası yok bu eve tıkılmanın” diyoruz
Sokakta gezen taşıyıcı bunca insanı görünce
Çözüm mü ne
Sokağa çıkma yasağı getireceksin belli bir süre
Herkese
Kim hasta kim değil testten geçirip
“Haydi defol!” diyeceksin
Bu baş belası virüse
Şakaya gelir yanı yok bu işin
Batı’nın gelişmiş ülkeleri de baş edemediler
Çok insan yitirdiler
Türküyü dinleyip “Öf öf!” çekerken
Hayrullah’tan bir telefon
“Şefim ne yapıyorsun, durum nasıl?”
“Ne olsun Hayro! Bildiğin gibi
Senin alışverişi kim yapıyor
Dışarıdan mı getiriyorlar ekmeği?”
“Evet, sen nereden aldırıyorsun?”
“Bak, açık ekmek tehlikeli olur, un aldır, hamur yoğur.
Bazlama, gözleme yaparsın
İçin rahat keyfine bakarsın"
“İyi dedin, pek severim hamur yoğurmayı
İnan şimdiden sıvadım kolları”
Gülüştük, konuştuk
En azından bir süre “Öf öf!” demeyi unuttuk
Ivır zıvır eğlence programları izliyorum
Artık televizyonda
Moral sıfıra düşüyor
Anlatılanları dinleyince pek çok kanalda
Bilmem ki bu “Öf öf!”ler ne zaman bitecek
Bizim gibi yaşı altmış beşi geçenler
Sokaklara çıkıp
Şöyle bir “Yaşasın özgürlük” diyerek
“Oh!” çekecek
…...........................................
Numan Kurt
27 Mart 2020