Tarihin içerisinde bazı kişiler vardır ki anlamasıda zor anlatılmasıda zordur. Herkes kendine göre bir hayat yaşarken o idealist insanlar kendilerinden uykularından tavizler vererek yaşarlar. İnandıkları uğruna göze aldıkları riskler ile adeta sirkteki akrobatlar gibi tehlike ile iç içedirler. Birde sorumlulukları itibari ile düşünmekten,çalışmaktan haleti ruhiyeleri yüzlerine yansır evet bugün Abdülhamit Han’a bir vefa borcu ödemek için bu yazıyı kaleme alıyorum. O bahseddiğim Oğuz beyi Gök Sultan Abdülhamit Han’dır.

Önce payitaht dizisini ele almadan olmaz. Çünkü Şehzade Orhan ile Hasbel kader Bursa Murat Hüdavendigar Camiinde Cuma namazında karşılaştığımda sormuştum.

Abdülhamit Hanın bilimsel yüzü dizide işlenecekmi diye yuvarlak cevaplar ile detaylara girmenişti. Ertuğrul Firkateyni,Japon İmparatoruna hediye edilen 5 vakit ezan okuduğu iddia edilen rabotu sordum. Net cevaplar alamamıştım. Tutarsa bir kaç sezon devam edeceğinden başka cevap alamadım.

Koskoca Osmanlı imparatorunu o odadan o odaya gezdiren,şehzadelerin ve Naime sultanın aşk meşklerinden başka birde düşmanlarının entrikaları reytin için olmayan sahneleri izlemekten sıkıldı millet.
Gerçi Kulaktan dolma Kitap okumayan Neo Osmanlıcılarımız sanal alemde yapmadıklarını bırakmasalarda bilimsel çevrelerde artık mide bulantısı haline geldi.
Değinmeden Edemeyeceğim bir konuda "Türkler Geliyor" adlı film yapımcısı Mehmet Bozdağı tebrik ederim. Başarılar dilerim...

Özellikle Devletimizin sinema sektörüne daha çok destek vermesi ve Tarihi, milli,manevi filmler çevrilmesi gerektiği kanaatindeyim. Yabancı devletleri sinema sektörüne akıttığı meblağları az çok duyuyoruz.

Şimdi asıl mevzu yazıya konu olan Roçhildler meselesine gelelim. Kitabı okudum. Osmanlı devleti izlenilen politikalar gereği dış borçlanmalar yapmıştır.

Ancak malum kitaba konu olan borçlanmalar Sezai ve Mustafa beylerin kitapta belirttikleri gibi değildir. Osmanlı sarayı belirli dönemlerde resmi ve gayri resmi borç aldıkları malumdur. Galata Bankerleri ve Sarraflardan alınan meblağlar buna örnektir.

Ayrıca Sanki Tek arşiv çalışması yapanlar Sezai ve Mustafa beyler. Halbuki piyasada hali hazırda bir çok araştırmacı çeviri yapmaktalar,Hem biraz zahmet edip kıyaslama yoluna gitselerdi. Bazı gerçekleri görürlerdi.
Suçladıkları Abdülhamit Han olmaması gerekirdi. Bilakis Vali Kaymakam Paşa saray erkanı çeşitli desiseler ile satın alınmıştır.
Rüşvet Tehdit Şantaj Entrikalar sanki hiç olmamış gibi Gök Sultan Abdülhamit Hanı suçlamak vicdansızlıktır. Tarihe ihanettir.
Şimdi bu yazılan kitap üzerinden Gök Sultan Abdülhamit Han’a Saldıranlar Sultanı İsrail devletini kurmakla itham edenler hiç başka kaynaklar ile kıyaslama gayretine neden düşmezler???
Hal bu iken Abdülhamit Hanın Gazze ve Filistin iradelerine neden bakmazlar???
Durun ben söyleyeyim; Bunların kuyruk acıları farklıda olsa birleştikleri nokta aynıdır. Sözde istimdat,Halbu ki O sultan devleti ayakta tutabilmek için elinden geleni yapmıştır.
Tarih ve belgeler buna şahittir ki Abdülhamit Hanın eserleri,devletçiliği sayesinde devlet ayakta kalabilmiş ve 33 sene gibi bir zaman dilimi devleti dimdik ayakta tutmuştur.

Toprak kayıpları hep söylenir durur. Ancak o zamanın konjektürü göz önüne hiç alınmaz. Tabiki Abdülhamit Handa bir insan sonuçta hatalar yapabilir,Yapılan baskılar oyunlar entrikalar yaşadığı sitres bulunduğu haleti ruhiye hiç düşünülmez. Tahsin Paşanın anılarında belirttiği sarayın oduncusu bile ingiliz ajanıydı ifadesi o dönemi anlatmaya yeter sanırım.
Sosyal medyada hazine bulmuş gibi atladıkları Rothschildler ve Osmanlı imparatorluğu Mustafa Balcıoğlu ve Sezai Balcı tarafından yazılan kitapta ise Osmanlı Türkçesi çeviri hataları mevcuttur. Bu çeviri hatalarını yayınevine ileteceğimi beyan ederken kitap hakkındaki görüşlerim güzel bir arşiv çalışması olmasına rağmen istismara açıktır. Yeniçeri artığı kesimler tarafından güzel kullanıldığı aşikardır. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere iyi okumalar...
İlhan Erdem