İlgi Delilik
Ben Bahadır Böge, nörolojinin tıkandığı ve psikolojinin üzerine atılmış olup, onların da strestendir stresten yaftasına maruz kalarak terapilere itilmiş bir mazlum demek isterdim kendime. Ama öyle olmadı. O kadar kolay olmadı. Sarsıntılarım sancılarım ve kasılışlarımı size sonra en sonra ve çok sonra anlatacağım belki.
Üzerinde durmak istediğim konu ilgi ve delilik, hiçlik mertebesi gibi bir şey alsında.
Bir sürü dikenli yollardan geçiyorsunuz, elinizden tutulmadığı ve ilginin tarafınıza bahşedilmediği anlardan başlayarak sonunda hiçlik gibi deliliğe peyda oluşunuzu izliyorsunuz. Tabi hiç bir deli, deli olduğunun farkında olamıyor .
İlginin, bitkiye, hayvana hatta doğaya ve havaya nasıl iyiliği dokunduğunu anlatmak istiyorum. Sürçi lisan ettiysem afoluna.
Bakarsan bağ bakmazsan dağ, atasözündeki dağlar o kadar çoğaldı ki civarda insanların üç değil dört tarafı dağlarla çevrildi. Coğrafyanın, 4 tarafı dağlarla çevrili olan bir kavrama bir cevabı yok.
İlginin manyak bir ilaç olduğunu bilinç insanları biliyor ama halen el üstünde tutulup kendilerinden başka hiç kimseyi lokman hekim göremeyen bilim insanları tarafından uygulanmıyor.
İlgisizlikten, aptala dönenin ve deli çıkanın haddi var hesabı yok ülkede. İnsanların içlerindeki cevheri, yeteneği eldeki imkânsızlıklardan çözemeyip yerinde saydığını gördükçe ille de liyakat diye soyunup bağırasım geliyor her defasında bir hükümet binasının önünde ya da içinde. Anlamayacaklar asla. Aynı dili konuşup da çözülmeyecek sorunlar silsilesinden biri mesela. Usule ve anayasaya aykırı davrandığım öne sürülerek sorgusuzca sualsizce gözaltına alınacağım belki de. Neden diye sormayacak biri canım ülkemde bence nesli tükendi babacan işinin ehli insanlar hatta artık liyakatiyle emekli olup aramızdan ayrılan ya da keyfini sürenler.. Kurallara hukuka sadece kitaptan değil de elini vicdanına koyup yargı dağıtan aklı selim birileri işte ya da.. Bir şekilde normal görünüp insan familyası arasında sakince dolaşıp içinde fırtınalar koparan bir sürü birey. Taşkınlık yapmadan huzuru bozmadan ancak kendisini yiyip bitirmiş bir sürü birey. Ülkenin tavanında bir skor tablosu olsaydı ve aklı eksikler ile akıllı oldukları sanılanların arasında kıyasıya bir rekabet dönseydi mesela ülkede. Yılsonunda bir bakmışsın akıllı oldukları sanılanlar bir sıfır geride. Liyakat yok ilgi yok, sevgiyi kaybetmek üzereyiz. Saygı kayıp. Bunların hepsi hükümsüz, geçmiş ve de başımız sağ olsun..
Bir de! Deli mi bunlar ayol deyip karşı kaldırımdan yürüyen ablaların ağabeylerin arasında kalakalmışlarımız var. Plansız davranmayı seviyoruz. Plan olunca sanki işler çığırından çıkacakmış gibi davranıyoruz. Spontane aykırılıklarla tavşan gibi bilinçsizce ürüyor ve bunu veren rızkını da verir diyip yarını düşünmüyoruz. Düşünmüyoruz ey halkım. Düşünmeden yapılan birçok şeyin altında zevkin imzası var. Başrolde ki Şehvet gözümüzü, kör etmiş biz hâlâ kör topal onun peşindeyiz. Bir de cehalet var. Onun hikâyesi çok eskiye dayanıyor ve şehvetin bilmem kaçıncı kuşaktan akrabası oluyor.
Devam edecek →
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.