- 526 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
DUAN KADAR KIYMETLİSİN
CAN TATLIDIR, CAN AZİZ
"Bana dua edin ki size karşılık vereyim. Zira Bana ibadet, yani dua etmeyi kibirlerine yediremeyenler, zelil ve rezil olarak cehenneme gireceklerdir." (Mümin suresi-60)
İnsanoğlu can taşır ve can azizdir, can tatlıdır. Bu yüzden canımız, hayatta her şeyin gönlümüze göre olmasını ve mutlu olmasını arzu eder ama hayat gönlümüze göre bal kaymaklı olmayabilir, imtihan dünyasıdır dünyamız.
Allah kullarını türlü türlü imtihan edecektir. Bu imtihanın şekli hayatta yaşadıklarımız olarak karşımıza çıkar. Şu anda yaşadığımız dünyayı çaresiz bırakıp diz çöktüren koronavirüs salgını gibi..
Bazen nefesimiz kesilir, bazen dizlerimizin bağı çözülür, bazen saçlarımıza ak düşer, bazen de dünya sanki geçmez, zaman durur. Artık tükendiğinizi sanır, çaresizliğinizi dibine kadar yaşarsınız. Kendinizi Hz. Yusuf’u attıkları kuyuda hissedersiniz. Ya da emek emek ,tırnak tırnak birşeylere yaklaşır bir sonuç elde etmek istersiniz ama sonuçtan emin olamazsınız; ya olmazsa dersiniz. İşte bu kaygı denizinde kulaç atıp yüzmeye çalışırken acizliğiniz, çaresizliğiniz iliklerinize kadar işler ve bu durumda da kendinizi kuyuda hissettiğiniz zamandaki gibi bir güce sığınmayı, bir destek bulmayı arzularsınız.
Bazen de birşeylere odaklanıp ateş edilen füzenin vuracağı cisme kilitlendiği gibi hedefinize kilitlenirsiniz, yüreğinizin göğüs kafesinden çıkacağını hissedecek kadar beklentili bir heyecana girersiniz. Bu anda da yüreğinizi tas tamam ortaya koyarak sonuna kadar samimiyetle beklentinizin olması için yine bir güçten yardım istersiniz.
İşte bütün bu hallerin aynadan yansıması insan olarak bize döner.
Hayattada olumsuz özelliklere sahip insanların zorbalıklarıyla, toplum düzenine verdikleri zararlarla; masum, mazlum ve iyi insanların hayat tutunabilme mücadelesi alır başını gider ve adı “yalan dünya” olur, “imtihan dünyası” olur. Bu imtihan dünyasında karşılaşılan zorluklar sadece dünyanın zorlukları olarak görülmemeli. Bu zorluklar veya hep zorluk demeyelim verilen nimetler de bir imtihandır ve hem zorluklar ve hem de nimetler karşısındaki duruşumuz imtihanımızın şeklini bu da ahiret yurdumuzu şekillendiriyor bir bakıma. Ve "Dünya âhiretin tarlasıdır." Hadisi dünyayı önemsememiz ve hakettiği yerde tutmamız için güzel bir uyarıdır.
İşte bu yüzden ahiretin tarlasında çalışırken; Allah korusun Allah’ın rızasını değil de gazabını hak edebilir. Allah’ın gazabından da yine Allah’a sığınmak gerekir. Peygamberimiz (s.a.v.) in dusında olduğu gibi:
"Allahım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini sena ettiğin gibi yücesin." (et-Tergib ve’t-Terhîb, 2:.119, 120.)
Şu an neredeyse herkesin pek çok şeyi bırakarak korkudan evinden dışarı çıkamadığı dünya salgın hastalığı koronavirüs kimin askeri? Elbette kendisine görevi belletilmiş ve belletilen göreviyle Allah’ın emrinde olan Allah’ın bir yaratığı. Ve bizler Allah’ın bu amansız hastalığından yine bu hastalığı yaratan Allah’a sığınacağız. O’nun El- Mü’min ve El- Hafız isimleriyle bizi korumasını, hastalarımız için de Şafii ismi ile şifa vermesini dualarımızda isteyeceğiz. Hadisi şerifte olduğu gibi; azabından affına, gazabından rızasına sığınıp Allah’tan yine Allah’a iltica edeceğiz.
İyilerle kötülerin kavgası hep olur; çünkü bu kavga Adem babamızın çocukları olan hakkı temsil eden Habil ile batılı temsil eden Kabil arasında başlamış ve hak batıl kavgası kıyamete kadar devam edecektir. Ne mutlu ki ; bu kavgada safını Habil tarafında belirleyenlere... Bu taraftan bakınca görülen böyle ve tamamıyle bir hakikat. Bir de bizim kendi dünyamızın zorları var, yukarıda bahsettik, imtihan demiştik.
Gerek toplumsal boyutta ve gerekse bireysel boyutta karşılaştığımız bu zorluklar canımızın zoru olup canımızı daraltacaktır. Yazımızın başlarında ifade ettiğimiz gibi; bu çaresizliktir,yetmezliktir. İmkansızlıkta imkan, çaresizlikte çare, zayıflıkta güç aranır ve ona sığınılır; O da yegane hüküm, hikmet, güç, kuvvet ve kudreti elinde bulunduran Allah’tır.
DUAN KADAR KIYMETLİSİN
Allah’a yaklaşmanın, Allah’la beraber olmanın, O’nun katında kıymetli olmanın yollarından önemli olan yöntemlerinden birisi de duadır.
Dua; güçtür, kuvvettir, çaredir, huzurdur, dertlere dermandır, umuttur, hayattır,dünyadır, ahirettir. Dua; kulluğun bilincinde olmak, insan olmaktır.
Dua; Allah katında kıymetli olmaktır; “De ki: “Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin! ...” (Furkan 77)
Allah biz kullarının kendisine dua etmelerinden, istemelerinden memnun olur ve ısrar edildikçe bıkmaz, usanmaz tam tersine hoşuna gider. Çünkü O bizim Mevlamızdır, bizi bizden ve herkeslerden çok sever, şevkat abidesi anamız ve merhemet yürekli babamızdan bile daha çok sever.
“Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm. O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar”(Bakara: 186).
Kur’an’ı Kerimde pek çok dua örnekleri vardır; peygamber dualarından tutun da Rabbimizin biz kullaruna Kendisine nasıl dua etmemiz gerektiğini öğreten dualara varana kadar pek çok dua örnekleri vardır. Bu dualar bizim dua ederken içimizin coşmasına ve manaları üzerinde tefekkür ederek ihlasımızın artmasına vesile olmakla birlikte duada esas olan bizim dualarımızdaki samimiyetimizdir, duamızın yürekten kopmasıdır.
Son söz olarak dememiz gerekirse;
Geliniz evden çıkamadığımız şu günlerde bu hastalığın bizlere ağır bedeller ödetmeden ortalıktan kalkması için, bozulan ticaretimiz, sıkıntıya giren her türlü hallerimiz için ve bu hallerin Allah’a yönelmemize vesile olması için çok dua edelim. Ömrümüz ne kadardır bilemeyiz ama ömrünü dua dua dolduranlardan olalım. Ve ömürlerimiz huzurlu, bereketli, Rabbimizle barışık olsun.
Dualarımız dünyamızı ve ahiretimizi aydınlatan bir nur olsun. Duada kalın, dualarda yaşayın..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.