LEYLİM
LEYLİM
Öyle güzel değil belki ama çok merhametli, çok eli açık ve de hızı rüzgârla yarışır gibi iş yapıyor derdi Rüzgârı’nı annesi Leylim için…
Leylim, komşu köyde yaşayan sıradan bir ailenin kızıdır ve maddi durumları çok iyi düzeyde olmasa da kendilerine yeten ,kimseye muhtaç olmadan yaşayabilen ender ailelerdendi.. Rüzgâr ise esnaf oğluydu ki, o yıllarda esnaflık üst düzey bir meslek sayılıyordu.
Rüzgâr çelimsiz değildi, heybetli bir delikanlı da değildi ama çok yakışıklı, çok saygılı oldukça dürüsttü ama tembel bir yapısı olan bir delikanlıydı
Rüzgar,.Ailenin ilk çocuğu olduğu için çok kıymetli, çok ilgili büyütüldü ailesi tarafından ve bu ilgi çevresine de yansımıştı ki köyde hemen herkesin Rüzgara karşı bir ilgisi, bir sempatisi, bir hayranlığı vardı.Aile, kimin kapısına gidip kız istese hiç kimsenin hayır diyemeyeceği bir konum dalardı ama gel gör ki, Rüzgar gönlünü komşu köyün sempati,iyi yürekli kızı Leylime kaptırmıştı bir kere ve bunun da geri dönüşü yoktu.
Rüzgar’ın annesi ilk başlarda bu aşka karşı çıksa da sonraki yıllarda kızı tanıdıkça kızı sevdi, ve bu kızı almak için harekete geçti. Köyün önde gelen isimlerini toplayıp muhtarı da yanlarına alarak kızı istemeye gittiler ta komşu köye. Aileden kızı istediler istemesine ama gel gör ki kızın ailesi kızı vermedi, yok da demediler, sadece kızımız çok küçük biraz daha zaman istediler Rüzgâr’ın ailesinden ve de aldılar da. Bu durum Rüzgâr’ın ailesinin ağarına gitmişti aslında. Oğullarına, sana kız mı yok neden bu kız için ısrar ediyorsun deyip oğullarını vaz geçirmeye çalışsalar da oğullarını bir türlü ikna edemediler, ne yaptılarsa vaz geçiremediler bu aşktan.
Rüzgar’ın annesi oldukça sinirli, ve etrafında küçük gördüğü insanlara tepeden bakışları çok hoş karşılanmasa da, kimse bu kadın niye böyledir diyemiyordu ve buna rağmen yine de herkesten fazlasıyla saygı görüyordu. Bu duruma biraz da sebep kocasının ilçede kos kocaman bir esnaf olmasıydı.
Rüzgar’ın annesi, Leyli’min annesinden aynı ilgiyi görmedi her nedense, hatta Leyli’me, sen o evde yapamazsın, o aile çok kalabalık ve sen o evde aç kalırsın deyip birde küçümsemesi, Rüzgar’ın annesini kızdırsa da oğluna söz geçiremeyince yeniden kızı istemek için yollara düştüler mecburen;aile yine kızı vermeyince bu kez Rüzgar’ın hem annesi, hem de sakin mi sakin, tatlı mı tatlı olan babası kesin karar aldılar bir daha asla o eve elçi gitmeyeceklerdi ve oğullarına da,sen ne yaparsan yap arkandayız ama asla o insanların kapısına bir daha kız istemeye gitmeyeceğiz dediler Rüzgar’a…
Rüzgar’la –Leyli’min aşkı köylerden taşmış tüm ilçeye yayılmıştı ve herkes,Rüzgar’la-Leyli’min aşkını konuşur olmuştu.Kızın ailesi, gelin artık isteyin kızı deseler de Rüzgar’ın anne ve de babası asla kızı istemeye gitmiyorlardı ve seviyorsa kız kendisi kaçıp gelsin deyip kıza haber yolladılar…
Kız, birkaç kez kaçmaya söz verse de son anda kaçmaktan vaz geçiyordu, ısrarla Rüzgar’a, son bir kez daha gelin isteyin beni, eğer bu kez de vermezlerse söz kaçacağım demiş ve kaçma işini ertelemişlerdi bir süreliğine. Ertelemenin ötesine görüşmüyorlardı artık.
O yıllarda yeni- yeni uygulanan biçki dikiş kursu onların bağlı oldukları ilçeye de gelmişti ve Leylimde biçki dikiş kursuna yazılmıştı. Leylim’in ilçeye gelip gitmesi demek, Rüzgâr’ı hemen her gün görmesi anlamına da geliyordu ayrıca. Rüzgâr’ın babası ilçede esnaftı ya, Rüzgar, ilçede babasının yanında kalıyordu ve ayda bir köye gidip annesini ve de kardeşlerini görebiliyordu ancak.
..Öylede oldu ve bir süre ertelenen Rüzgar ve Leyli’min aşkı yeniden alevlendi.Leylim, kurs çıkışı eve gitmeden önce Rüzgarın iş yerine uğruyordu ve üst baş temizliğinden tutun da yatak yorgan temizliğine varıncaya kadar her şeyini yıkayıp temizliyordu. Herkes, ulu orta yaşanan bu aşka destek veriyor, alkış tutuyorlardı ama gel gör ki bu aşk ilerledikçe, kızın ailesi daha da bi uzaklaşıyordu ve kızlarını bu aileye gelin vermeye de hiç niyetleri yoktu. Sadece kızın anne ve de babası değil, uzak akrabalar da işin içerisine girmiş top yekün kıza baskı yapıyorlardı bu aşktan vaz geçmesi için, ama onlar da kızı bir türlü ikna edemediler.
.Rüzgar, gecenin karanlığında kızın evinin etrafında dolaşıyor, kıza, kaçalım diye ikna etmeye uğraşıyordu ama kız bir türlü kaçmaya yanaşmıyordu. Rüzgar, bu akşam son, eğer bu akşam kaçmazsan beni bir daha göremezsin dese de ertesi günün akşamında hava karardığında kendisini yine kızın evinin etrafında ve balkona kadar uzanan elmanın dalında buluyordu. Rüzgar’la –Leyli’min aşkı hız kesmeden iki yıl bu şekilde devam etti. En sonunda araya birileri girdi ve Rüzgarın ailesini ikna edip yeniden kızı istemeye razı ettiler ve yeniden Leyli’mi istediler. Aile yine kızı vermeyince işler çığrından çıktı, bu iş bitmiştir dedi Rüzgar.
Leyli’me:-İstiyoruz vermiyorlar, kaçalım diyorum kaçmıyorsun, ne yapalım hadi sen bi şey söyle de onu yapalım- dedi.
Bu arada Leyli’min İzmir’de yaşayan yakın akrabası gelmiş ve Leyli’mi götürüp orada başka birisiyle evlendirecekleri haberi de Rüzgar’a ulaşmıştır artık.Rüzgar son bir hamle daha yapmak için gece kızın yaşadığı evin yakınlarına gidip kızla bir kez daha konuşacak, kaçması için kızı ikna edecekti..Leylim,sakın gelmesin,eğer gelirse ona pusu kurdular vuracaklar onu deyip Rüzgar’a aracıyla haber iletmişti.
Rüzgar, buna rağmen yine kızın evine gider ve yine elmanın dalından kızla konuşmak için ağaca çıkmıştı ki, bir de ne görsün,evde kimseler yoktu. Tabi, bu arada İkinci yılına başlayan biçki dikiş kursuna da gidemiyordu Leylim, bu yüzden de Rüzgârdan haber almak için yine Rüzgârın bir akrabasını aracı olarak kullanıyorlardı her ikisi de…
Leyli’mi abluka altına alan aile kesin kararlıydı Rüzgar’a kızlarını vermeyeceklerdi..Otobüs biletini almış gecenin sabahında kızı İzmir’e götüreceklerdi.Leylim o gece hastalandı ve sabaha yakın hastaneye kaldırıldığında ise Doktor aileye,-kız menenjit geçiriyor ona ne yaptınız da bu kızı bu hale soktunuz-,diye sorar. Aile mecburen durumu anlatır doktora ve Doktor aileye-Bu hastanede yapabileceklerimiz kısıtlı, eğer hastayı tam teşkilatlı bir hastaneye yatırırsanız daha çabuk iyileşir ve ondan sonrada sevdiğine verirsiniz olur biter bu iş-der. Aile kızı İzmir de ki hastanelerden birinde yatırır ve Leylim kısa sayılabilecek bir sürede tedaviye cevap verir; Leylim iyileşiyordu…
Kırk- elli günlük bir tedaviden sonra Leyli’min ağzından çıkan ilk söz -Rüzgâr –olur. Rüzgâr ise kızın arkasından gitmemiş, hal hatırını da sormamıştı bile.
.Oysa Leylim, Rüzgârın her şeye rağmen o gece geleceğini biliyordu ve Rüzgâr’ı korumak için anne ve de babasını alıp İzmir den gelen akrabasını ziyarete gitmişlerdi
Leylim, akrabasından aldığı cevap çok ağardı. Rüzgâr senin en yakın arkadaşını kaçırıp onunla evlendi ve sen hala onu sormaya devam ede olmuştur… Leyli’me ikinci menenjit gelmiş aylarca uyanamayacağı bir uykuya dalmıştı artık… Gündüz Yavuz…20,03,2020 pazar
YORUMLAR
Gerçekten kaçırdı mı bilmiyorum...
Ama iyi bitmemiş...
Ah, keşke aileler nereden geldiği, kimin yazdığı belli olmayan töreler yerine çocuklarının mutluluğunu düşünseler...