KARANTİNALI GÜNLERE DEVAM:
KARANTINALI GÜNLER:
Günaydın, yarıkapalı cezaevi gibi günlerden bir günden.
Bu yaşıma geldim, pekçok olay yaşadım, yaşadık ülke olarak bu iktidar kadar duyarsız kendilerinden başkasını düşünmeyen emek düşmanı bir iktidar görmedim, duymadım.Ne zaman bitecek bu karabasanlı günler kimse bilmiyor.Corono’dan saklanırken ruh sağlığımızı kaybedeceğiz durum onu gösteriyor..Para bir şekilde kazanılır, benim yaşımda olanlar için artık hiçbir şey kolay değil ama gençler daha yolun başında olduğu için hallederler ama sağlık gitti mi gider. Giden sağlığın geri gelmeyeceğini hepimiz çok iyi biliyoruz.
Aileler, yaşlılardan şikâyetçiler.-Zorla dışarıya çıkaramıyordum annemi şimdi ise evde tutamıyorum ille dışarıya çıkacağım diye tutturuyor-,diye yakınan yakınana. Denizli belediyesi de onca uyarıya rağmen bir türlü yaşlıları parklardan uzaklaştıramayınca çareyi parklardan bankları sökmekte buldu, güler misin ağlar mısın bilemedim şimdi…
Dün yazacaktım ama yazamadım, o kadar çok yoruldum ki iş yapmaktan, akşam yatağıma yarı ağlamaklı girdim vücuduma giren ağrılar sebebiyle. Bulaşıkları makine yıkayabilir ama o zaman ben ne yapacağım diye düşünüyorum, sonra da, e o zaman çamaşırları da elle yıka madem ki iş yapmak istiyorsun, bu düşünceme de hak verdim aslında ama çamaşırları elde yıkamak çok zor onu yapamayacağımı çok iyi bildiğimden dolayı hemen sildim bu düşünceyi kafamdan, iyi ettim dimi…
Oğullarım, hemen her gün iş yerine gidiyorlar anne iş yerini insanlar unutmasın diyorlar bana giderken.Benim dışarıya çıkmamı da istemiyorlar, örneğin dün semt pazarı vardı beni götürmediler sanırım onlarda annem yaşlandı diyorlardır içlerinden.Gel ki henüz (60 )olmadım ama yakındır eğer o günleri sağlıklı bir şekilde görebilirsem çok sevineceğim.Bu duam herkes için, tüm yakınlarım için geçerlidir ve sanki elimizde duadan başka bir şey kalmamış gibi.İktidar yok, yoksul halkı koruyan bir hükümet yok,muhalefet ise her zamanki gibi bağırıyor ve asla sesini kimseye duyuramıyor, halkta duymuyor zaten.Demek ki zamanlamaları hep yanlış yaptılar ve şimdi de kimseye ulaşamıyorlar inşallah ulaşırlar..
Bayağı bir bulaşık vardı tezgahın üzerinde. Ben de bulaşıkları yıkamak için suyun başına geçtim,birde baktım ki komşu bir hışımla gidiyor.Mutfak camım sokağa baktığı için çok seviyorum mutfağımı, iyi oluyor hem bulaşık yıkıyor hem de gelen geçeni seyrediyorum, yemek yaparken de bazen lak lakta ediyoruz komşularla..
Komşum biraz ağar işittiği için arka arkaya yüksek sesle ona seslendim, nereye gidiyorsun kız?
Komşum bir durdu,etrafı dinlerken bir kez daha seslendim iyice beni duysun diye..
Başını benim cama doğru çevirdi ve –sen mi seslendin-
Evet, ben seslendim nereye gidiyorsun?
-Belki korona değil ama bu adam beni öldürecek, ev de ya, sürekli bana karışıyor, onu öyle yap, yok ellerini yıka, yok şunu şuraya koyma, deli etti beni ben de kardeşime gidiyorum-deyince nasıl güldüm anlatamam.Ben gülüyordum ama Komşum hiç gülmedi çünkü çok sinirliydi..
.Diğer bir komşum da alış verişe çıkmış ve iki çanta dolusu ayakkabı, çizme aldı kendisine-annem söyledi ucuzluk başlamıştır ne istiyorsan al kendine ben sana parasını veririm dedi ben de alıyorum- deyince.İyi o zaman madem ki bu kadar bonkör annene var annene selam söyle dedim..
Komşu güldü anladı ne demek istediğimi-sana da mı alsın- dedi ve de gülüştük...
. Mutfaktan çıktıktan sonra yeni yıkadığım yatak, yorgan çarşaflarını söküp yeniden yıkaması için makineye koydum, makine çamaşırları yıkarken ben de yerleri, kapıların kollarını ve ellerimizin değdiği her yeri çamaşır suyu ile sildim temizledim. Ha bu arada sık- sık suyu değiştirdim var ya çok su harcanıyor, bu gidişle barajlarda su kalır mı bilmiyorum. Bu sıkıntı da bir de su kesilirse var ya iyice deliririz. Zaten halk olarak çok sağlıklı bir ruh yapısına sahip değiliz o kadar sıkıntı yaşıyoruz ki,daha ne gibi sıkıntılar bekliyor bizi o da belli değil,normaldir delirmemiz yani.
Bekâr olarak benim iki oğlum, bide eski oturduğumuz semtten bir arkadaşları var üçü birlikte dolaşıyorlar POKEMAN avlıyorlar. Dün akşam aradığımda,-özgürlük parkındayız- dediler bana. Ne yapıyorsunuz orda, oğlum görmüyor musunuz ortalığı deyince. Küçük-merak etme anne etrafta hiç insan yok bizden başka- dedi…
Özgürlük parkı bile boşalmışsa işin vahametini varın siz anlayın gayri..Özgürlük denince,gözlerim doldu nasılda özlemişim özgürlüğü.Belki de bu yüzden rüyamda kendimi hep kendi memleketimde ve de o bağırdığım, küfrettiğim dağlarda görüyorum,ne kadar haksızlık ettiğimi şu günlerde çok daha iyi anlıyorum.Özgürlük gibisi var mı bee..
Gündüz Yavuz…21,03,2020 Cumartesi,.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.