- 661 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KORONA GÜNLERİNDE TEFEKKÜR
SON KEZ İNSAN OLSAN!
(Korona günlerinde tefekkür)
Dediler ki "iki hafta otur evinde, dinlen. Çıkma sakın bi’yere, misafir de alma, kimselere dokunma,öpme, kimsede sana dokunmasın sakın, aman. Ne ailen, ne akraban, ne de dostun, uzak tut kendini, bakalım iyiysen, sağ çıkarsan devam edersin yaşamaya!"
Ne olur! Neler olur?
Dayanabilir misin?
Dört duvarın arasında saltanatın kaç saat sürer, servetin, kibrin, günahın kabûs olur da çöker mi üstüne? Üzdüğün masûmlar gelir mi aklına, ağlattıklarının gözyaşı denizinde boğulur gibi mi uyanırsın bölük pörçük uykularından? Yediğin yetimin öksüzün hakkıydı, 82 milyon ile nasıl helâlleşilir diye fetva arandın mı!
Şimdi karantina da var hazır, cenazen yoksulların ki gibi kaldırılır, gelen olmaz, helâllik isteyecek kimse de olmaz, daha iyi giderken bir de yalan söyleterek günaha sokmamış olursun milleti.
Kalanları boş ver, atan deden öldü sen nasıl yaşadıysan, onlarda yaşarlar öyle. Çabuk unuturlar seni, senin geçmişi unuttuğun gibi.
Sahi, koca 14 gün vermiş sana Azrail, hiç hayır yapmak geldi mi aklına? Gelmez tabii, niye gelsin, can tatlı, telâşen büyük, kim uğraşır öyle ufak şeylerle, değil mi!
Tövbe ediyorsun ama aklın hâlâ dünyada, dünyalıkta, alacaklarında, gözün kalmış onun bunun varında, namûsunda. Gebermek ne zormuş değil mi!
Helâllik istemeye yüzünde yok, en iyi sen biliyorsun çünkü suçunu. Yüzüne tükürürler, biliyorsun. Telefonla ya da internetten de olmuyor ki bu işler.
Milyon, milyar zulanda saklı ya, sanki sen de ölmeyeceksin ve rüşvetle canını kurtarabileceksin, kurduğun köşkün, haramdan sarayın başına geçmeyecekmiş gibi mağrûr gezdin bunca vakit. Sövdün savdın kırdın yaraladın, bıraktın nicesini.
Akrabaların var sofrasında yemeği tam değil, ne çocukları var kıyafeti eksik, yıllar olmuş harçlık olmamış ceplerinde ama sana ne bunlardan, değil mi?
Komşuların var, üç kurban bayramı geçmişte bir parça kemiklisinden de olsa et girmemiş tencerelerine, sorsalar "haberim yoktu" dersin, utanmazsın da.
Bir düğüne 100.000 garibanın maaşını harcadın, bir tatilde bir o kadarını daha, araban milyon milyon paraya, bir saate verdiğin para ile iki dükkân kurar da 2 aile geçindirirdi garibanlar ama sen nereden bileeksin bunları!
Oysa daha çok değil bir nesil evvel sen de fakirlerdendin. Açtın, açıktaydın, ay sonunu borç almadan geçiremezdin ama çok çabuk unuttun hepsini.
Oysa sana bunları haber vereni kovun kapından, işsiz bıraktırdın kimleri kimleri, "hain" dedin, "alçak" dedin, "dinsiz, imânsız" dedin ama senden büyük münafık yoktu çevrende.
Tövbe et, Allah’ın rahmeti sonsuzdur ama sen de biliyorsun ki "kûl hakkı ile" gelme diye emretti O güzel Allah...
muharremali
Koronanâme
18 Mart 2020