- 661 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MÜFTÜ VE İMAMLAR NE YAPAR
… Müftülüklerimiz, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı kurumlardır. Diyanet işleri başkanlığımız ise 03 Mart 1924 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle kurulan ve o dönemde Başbakanlığa bağlı olan resmi bir kuruluştur. 09.07 2018 tarihinde ise direkt olarak Cumhurbaşkanlığına bağlanmıştır. Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze kadar ülkemizin en gözde kurumlarından biri olan Diyanetin başlıca görevleri şöyle belirtilmiştir: İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli kurumdur. İlk Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Rıfat Börekçi’dir.
… Cumhuriyet’in kurulduğu yıllarda Gazi Mustafa Kemal’in protokol da ilk 5’in içine aldığı ve makam aracı tahsis ettiği ender kurum başkanlarından biri de Diyanet İşleri Başkanı’dır. Bir dönem maalesef ki protokolde 52. sıraya itilmiş olan Diyanet İşleri Başkanlığı, yapılan son düzenlemeyle 10’ uncu sıraya yükseltilmiştir.
… Buraya kadar verdiğimiz bilgiler Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgiliydi. Bilgisi bulunmayan insanların bilgi sahibi olmalarını istedim. Bundan sonra ki bölümde ise daha fazla taşrada görev yapan Müftülüklerimiz ve imamlarımızla alakalı olacaktır.
… Müftülerimiz ve imamlarımız halkımıza sahih bir dini bilgi vermenin yanında, doğumundan ölümüne kadar vatandaşlarımızın yanında olan kişilerdir. Bir anne doğum yaptığında imam çağırılır ve kulaklarına ezan ve kamet okutulur, anne ve babayla sevincini paylaşır. Askere evlat uğurlanırken imam çağırılır ve dua ettirilir. Gençlerimiz evlenirler imam çağırılır ve nikahları kıyılır. Yine anne babasıyla mutluluklarını paylaşır.
Bir esnaf dükkan açarken imam çağırılır ve dua ettirilir. Ölmek üzere olan bir kişi için imam çağrılır üzerinde Kur’an okutulur ve kelime-i şehadet telkin ettirilir. Ölen kişinin cenazesini yıkar, kefenler, cenazesini kıldırır ve sonrasında cenaze sahibiyle birlikte günlerce taziyesinde bulunur, acısını paylaşır. Görev yaptığı yerlerde halkla iç içe yaşar ve her derdinde, tasasında, sevincinde halkın yanında olur. Yeni cami ihtiyacı varsa cami yaptırır, imam evi ihtiyacı varsa imam evi yaptırır. İnsanların huzur ve güven içinde ibadetlerini yerine getirmesi için sürekli bir gayret içerisinde olurlar.
… Müftülerimiz ve imamlarımız bu görevlerinin dışında günümüzde, engelli vatandaşlarımız için engelli yaşam merkezleri, kadınlara yaşam merkezleri ve 0 - 6 yaş çocuklar için Kur’an Kursları ve kreşler yaptırmaktadırlar. Hastanelerde hastalara manevi destek, Kredi Yurtlar Kurumunda gençlere rehberlik, ceza evlerinde mahkumlara çeşitli konularda eğitimler veriyorlar. Bayan Kur’an kursu öğreticileri aracılığıyla her mahallede Kuran Kursu açarak özellikle bayanlara Kur’an ve dini dersler veriyorlar. Uyuşturucu ve alkol kullanan gençlerle iletişime geçiliyor ve tedavi ettiriyorlar. Vermiş oldukları vaaz ve hutbelerle toplumu organ bağışı konusunda bilinçlendiriyor ve teşvik ediyorlar. İçinde yaşadığı toplum da insanlar arasında dövüş, kavga ve kan davaları olduğun da olaya müdahil olur ve insanlar arasında barışın temini için gayret sarf ederler. Vatan, millet ve devlet sevgisini insanlara aşılamak için bütün ilmi birikimini kullanırlar.
… Müftü ve imamlarımızın toplumun en saygın kişileri olduğunu biliyoruz. Müftü ve imamlarımız nasıl ki toplum tarafından seviliyor ve sayılıyorsa, müftü ve imamlarımız da insanlarımızı o kadar hasbi seviyor ve sayıyorlar… Bazı art niyetli kişilerin İmam ve müftüleri karalamaları ve çeşitli iftiralarda bulunmaları elbette ki toplum tarafından bilinmekte ve kınanmaktadır.
... Selam, saygı ve dualarımla…
Erdinç Tip
Yazar- şair
YORUMLAR
"Müftülerimiz ve imamlarımız halkımıza sahih bir dini bilgi vermenin yanında, doğumundan ölümüne kadar vatandaşlarımızın yanında olan kişilerdir. Bir anne doğum yaptığında imam çağırılır ve kulaklarına ezan ve kamet okutulur, anne ve babayla sevincini paylaşır. Askere evlat uğurlanırken imam çağırılır ve dua ettirilir. Gençlerimiz evlenirler imam çağırılır ve nikahları kıyılır. Yine anne babasıyla mutluluklarını paylaşır."
ne doğumda ne de ölümde imam veya dinci çağırmaya gerek yok. hayatımda bir komşumun çoğunun kulağına ezan okumuştum. şimdii aklım olsa okumam..
imamların duası ya dua değil ya da kabul edilmiyor yoksa milyarlarca insan dua edecek ve Tanrı duyacak da insanlık bu halde olacak?? Veya Tanrı insanların dualarına yetişemiyor da olabilir? Ya da insanların duaları birbiriyle çelişiyor ve bu çelişkiden boşluğa düşme doğmuş da olabilir. bilemiyorum..
"Ölmek üzere olan bir kişi için imam çağrılır üzerinde Kur’an okutulur ve kelime-i şehadet telkin ettirilir. Ölen kişinin cenazesini yıkar, kefenler, cenazesini kıldırır ve sonrasında cenaze sahibiyle birlikte günlerce taziyesinde bulunur, acısını paylaşır."
arapça okunup ne dediği anlaşılmayan imam çağırmaya gerek yok, kelimei şahadet konusunda imama gerek yok ...
size bir soru?? kelime şahadet konusunda neye şahit oluyorsunuz.. tarihsel anlatılara mı?? görmediğiniz, birlikte yaşamadığınız bir insanın peygamberliğe ne kadar doğru şahitlik yapabilirsiniz?? Hadi tanrıya şehadet getirmek bir bakıma olabilir,çünkü hiçbirşey yokken bir tetikliyeci veya bir başlatıcı olmalıki sistem başlasın, yaşam veya döngü devam etsin peki ya peygamber?? binlerce yıl önce ölmüş insanlar için nasıl şahitlik yapabiliz düşünen bir insan??
imamların ve müftülerin maaşlarını kesin, bakalım ne kadar müslümanlar bir test edelim???
"Vatan, millet ve devlet sevgisini" ümmetçilikle zıttır. ümmetçilik varsa millet ve devlet sevgisinden bahsetmek caiz değildir.
esen kalınız
saygılarımla