- 548 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GEÇMİŞTEKİ GÜZEL GÜNLERİN HATIRINA
Cok uzun süredir eşiyle ayrı yaşıyordu ve birazda karanlık bir adamdı. Zamanında çok para kazanmış ama hepsini de yemiş yiyemediklerinide başkalarına kaptırmıştı. Şimdi az denecek kadar bir emekli maaşı ile geçinmeye çalışıyordu.
Sababh sabah arkadaşı Regın’ı aradı.
- Aloo ne yapıyorsun Regın ben Cek.
Regın, eşinden yeni ayrılmış henüz yeni bir aile hayatı kuramamış yalınız yaşayan biradamdı. Ama hayatından memnun olduğu her halinden belli oluyordu. Zamanını güzel kullanan güzel yaşamaya çalışıyordu.
- Ooo cek iyiyim sen ne yapıyorsun
- Bende iyiyim işin varmı? müsait misin? Bir yerde iki tane çiçek var senin arabayla getirelim biri senin olsun biri benim olsun.
- Cek; ben çiçeğe bakamam zaten işten güçten doğru dürüst eve bile geldiğim yok. Yine de gidelim getirelim ama ikiside senin evde kalsın sen bakarsın.
- Tamam gel bakalım sana vereceğim çiçeği bir gör de ondan sonra karar verirsin. Alt tarafı çiçek nesine bakamayacaksın.
- Tamam geliyorum.
İki kafadar arabaya bindiler yola çıktılar, Cek, çiçeği alacakları evin yolunu tarif etti kısa zamanda evin önündelerdi. Onları bekliyorlarmış ki onlar daha kapının zilini çalmadan kapı açıldı. Kapıyı açan çok güzel 30 lu yaşlarda olduğu tahmin edilebilecek bir kızdı. Ama güzel di gerçekten, bakmaya doyum olmaz dediklei cinstendi. Kız hemen içeriye geri gitti biraz sonra kucağında kocaman boyu bir metreyi aşan saksıda dikili bir çiçekle geldi. Cek, hemen kızın kucağından saksıyı aldı arabanın arka koltuğuna koydu, yanına da kendisi de oturdu.
- Regın senin çiçekde ön koltukda gitsin
Regın daha Cek’e tamam demeye fırsat bulamadan o güzel kız geldi ön koltuğa oturdu.
- Gidalim Regın
- Gidelim mi bende sandım ki bir çiçek daha gelecek.
- Kardeşim geldi ye işte o da senin çiçeğin. Şimdi, sabahki dediğin gibi hala bakamam diyorsan benim eve götürürüz ben ikisine de bakarım, bakarım diyorsan beni artık evime bırakın sizde nereye gidecekseniz gidin.
Regin bir kıza baktı bir de döndü arkadaki Cek’e baktı
- Yok yok ben onu şaka söylemiştim biz seni ve çiçeğini evine bırakalım.
Çiçekleri herkes evine götürdü, ama Regın adını bile soramadığı (çiçekle) pardon kızla beraber eve çıktılar.
- Çiçeğim şimdi bana söyle bakalım, in misin cin misin, nereden gelip nereye gidiyorsun, sen bir şakamısın, yok sa bu bir rüyamı, hadi bana bir cimdik atsana rüya ise uyanayım, yok yok sakın sakın cimdik atma, rüya ise bile bu rüya ile biraz daha yaşayayım.
- Beni adım Roza annem öldükten sonra babam bir kadınla tanıştı. İlk başlarda çok iyi anlaşıyorduk. Evlendikten sonrada beraber yaşar gideriz diyordu. Ne yazıkki öyle olmadı babamla evlenince her şey değişti. Nikahda keramet var derler ya keramet bu olsa gerek. Bir akşam “Ben bu kıza katlanamam. Ya bu kız evden gider yada ben giderim” dedi. Babamda benim gitmemi istedi baba yapma nereye giderim dediysemde beni gönderdi.
- Roza çok üzüldüm ama hiç sorunyok biz birbirimize bakarız. Seni aldığımız evde mi kalıyorsun
- Evet bir kız arkadaşımla kalıyorum arkadaşım çok iyi onunla iyi anlaşıyoruz.
- Ben de kendimi tanıtayım
- Ben sizin hakkınızda herşeyi biliyorum arkadaşınız bana anlattı.
- Çalışıyor musun?
- Henüz çalışmıyorum ama iş aramaya başladım.
- Tamam Roza ben sana maddi manevi destek olurum biraz daha dinlen sonra iş de buluruz. Ben de sana iş verebilirim.
- Tamam teşekkür ederim çok iyi siniz.
- Günaydın
- Günaydın nasılsın Roza
- İyiyim teşekkür ederim, bana kahvaltıya gelsene.
- Tamam geleyim bir şey istiyormusun
- Yok herşey var ama istersen, gelirken bir kepekli ekmek al.
- Tamam canım
Regın fırından bir adet kepekli ekmek aldı. Roza’nın kapısına vardığında bir adet erkek ayakkabısı vardı kapının önünde. Hiç bir anlam veremedi birazda tedirgin bir şekilde kapıyı çaldı. Kapıyı Roza açtı ama sanki kapının arkasında duruyordu daha bir sefer tıklatmıştı kapı açıldı.
- Merhaba kapıda bir erkek ayakkabısı vardı biraz terettür ettim yanlış kapı mı diye.
- Haa o mu kimsenin değil, evde erkek var havası vermek için koyduk. İki yalınız kız olduğumuzu düşünmesinler insanlar istedik.
- İyi fikirmiş valla.
Regın ile Rozanın tanışmaları neredeyse altıncı ayına yaklaşıyordu. Zaman zaman Regın, Roza’yı aradığında telefonu kapalı oluyordu, özelliklede beraber olmadıkları akşamlar. Neden telefonun dün kapalıydı diye sorduğunda şarjı bitmişti yanıtını alıyordu. Ama bu cevap Regın’ı pek tatmin etmiyordu acaba bir başkalarıyla daha mı görüşüyor diye düşünmekten kendini alamıyordu. Kararlıydı bir gün habersiz evine gitmeyi düşünüyordu. Güvenmek istiyordu ama yine de içinde bir kuşku vardı.
Bir sabah haber vermeden gitti Roza’nın kapısını çaldı. Kim o bile demeden kapı açıldı karşısında pijamasıyla bir erkek duruyordu. “Buyurun” dedi. Regın kendi çok hızlı toparladı.
- Ben TürkTelekomdan geliyorum internet istemişsiniz galiba.
Adam başını içeri doğru çevirdi “Hayatım bakarmısın beyefendi internet bağlamaya gelmiş sen internete mi yazıldın.” Dedi. Roza o anda korudordan gözüktü o da pijamalıydı. Regın’ı görünce ne yapacağını şaşırdı ama Regın onu rahatlattı zira çok hızlı bir şekilde oradan ayrıldı.
Bir kaç gün boyunca ne arkadaşını aradı ne de Roza’yı ikisinide hiç aramadı. Cek’e çok kızmıştı ‘’bunu bana nasıl yapar, evli bir kadınla beni nasıl tanıştırır. Bu naıl olabilir Roaz’nın evli olduğunu Cek de mi bilmiyordu acaba, yoksa bu çetenin ele başı Cek miydi. Yoksa yoksa Roza’nın kocası da bu işin içinde miydi. Olayda baştan beri o adamdamı vardı. Benden para sızdırmak için mi yapılmıştı acaba. İkisinin yüzünü de birdaha görmek istemiyourm diyordu. Roza’ya da kızıyordu ama Cek’e daha çok kızıyordu. Vay anasına. Ne ise bu konuyu kapat artık ucuz atlatılmış bir olay olarak düşün ama bunudan da ders alarak kapat bu konuyu. Ne ise yaşandı bitti artık.’’ Dedi.
Bir Pazar günü iş yeri kapalı Regın balkonda kuş sesleri eşliğinde kahvaltı yapıyordu. Balkonuna çok yakın olan o koca çam ağacında bir guguk kuşu sesi duyuluyordu. Diğer ağaçlardaki serçelerin sesi guguk kuşuna göre daha çok çıkıyordu. Guguk kuşunun sesini bastırıyor çok dikkatli dinlemezsen onun sesini duymakta zorlanıyordu. Biryandan kahvaltı yapıyor , biryandan kuş seslerini dinliyor ama hayatı ile ilgilide derin düşüncelere dalmadan yapamıyordu ‘’ hayatam boyunca kimseye söyleyemediğimi düşündüğümde ne çok şey var’’ dedi.
Komşulardan biri sabah sabah balkonunda tadilata başlamıştı. Regın’ın canı sıkıldı ‘’bu da yapılırmı, şurada kafa dinleyeceğimiz bir günümüz var’’ diyerek balkondaki manzaradan , kuş seslerinden vazgeçerek eve girdi.
Telefon çalmaya başladı, baktı Cek arıyordu, ‘’Ne arıyor bu adam beni şimdi bunca yaptığı şeyden sonra’’ dedi. Telefonu açmadı iki senedir görüşmüyorlardı. ‘’Görüşmek istemiyorum ama ısrarla çaldırıyor yine başı derttemi acaba yoksa amaaan bana ne’’ dedi içinden. Telefonu çalırmayı bırakmıştı ama hemen arkasından telefona bir mesaj geldi. ‘’Roza aradı seninle görüşmek istiyormuş, çok önemliymiş. Önemli olmazsa aramazmış telefonunu istedi bende verdim şimdi seni arayacak’’ Regın çok kızdı bu işe hele kendisine sorulmadan telefonun verilmesi onu deli etmişti. Telefonu eline aldı şunu kapatayım bari kimseyi çekemem hele Roza’yı derken telefon çalı. Birsüre bekledi ne söylemesini gerektiğini düşünür gibiydi. Telefon kayıtlı değildi Roza olabilirdi.
- Aloo buyurun
- Regın, ben Roza beni tanıdınmı
Roza’ın sesini duyunca birden kendisine yapılan ihanetler, bir sinama filimi gibi gözünün önünden geçti
- Merhaba Roza
- Çok özürdilerim çok zor durumda kalmasam seni aramaz seni rahatsız etmezdim geçmiş günlerin hatırına beni bir dakika dinlermisin lütfen rica ediyorum.
- Buyur dinliyorum
- Geçmişte çok güzel günlerimiz oldu. Onun hatırına seni rahatsız etim. Benim eşim bir trafik kazasında öldü. Eşim ölüncede kayın anam , kayın babam zaten beni sevmiyordu beni evden kovdular oğlumla beraber, şimdi iki aylıkda hamileyim ikinci çocuğuma. Gidecek hiç bir yerim yok, ne olur bana yardım et. Bir kaç ay beni evine al ben bir iş bulur sonra giderim, geçmiş güzel günlerimizin hatırına rica ediyorum senden.
- Bunun olmayacağını sende biliyorsun çünkü söylediklerinin hepsi yalan uydurmadır yıllar önce yaptığın gibi yalan söylüyorsundur sana inanmıyorum.
- Geç miş güzel günlerimizin hiç mi hatırı yok.
- Geçmiş güzel günlerin hatırına diyorsunda ben o güzel günleri neden hatırlayamadım, aramızdaki geçmişimiz bana göre çok acıydı, beni başkasıyla mı karıştırdın yoksa. Eşinle beraber olupda kandırdığınız başka bir kişi olmasın bu güzel günler yaşadık dediğin kişi.
- Demek öyle mi diyorsun, öyle olsun bakalım orospu çocuğu kork ozaman benden senin korkulu belan olacağım.
Regın telefonu kapattı ‘’bu neydi böyle, hayat boyu hep söyleyemediklerimi düşündüm daha da çok düşüneceğim galiba bu gidişle’’ dedi
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.