- 626 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Mantığını Oluşma 4
Mantığını oluşma yazı dizisine çok kısa bir önsöz yazsam, ne yazardım?
Camları siyah bir gözlük taktığınızda çevrenizi yeşil, kırmızı, sarı, mavi vs. görme olasılığı hemen hemen yoktur. Hemen hemen diyorum, çünkü parçalı durumlarla olan evren salt içermez. Evren üst üste durumlarla da parçalıydı. Parçalı olanın bütünlüğü, bütün olanın parçalı olmasıydı.
Bir yandan oluşamayan diğer yanda oluşmakla ikamedirler. Görünmez olanın görünür olanıdırlar (görünmezin görünürü olurlar). Sağıyla olamayan soluyla belirir. Solda bulunmayan sağıyladır.
Yine camları kırmızı bir gözlük taktığınızda bile görme şansınız olsa da renkleri tam bir doğrulukla görmezsiniz. Görüleni doğru ifade edemezsiniz. Görüleni kontur lama şansınız oldukça azalır.
Siyah cam, kırmızı cam görüleni, değerlendiren anlama ise; renk te anlamaya konu olan ayrıntı ve daha çok bilgi veya enformasyonu örnekler.
Enformasyonu değerlendiren, bilgiyi işleyen beyin hücreleri arasında doğduğumuz zamanda bile sinaps bağlantıları, azalan süreçlerle bir süre daha devam eder.
Bu sinaps bağları dil gibi öğrenme gibi, öğretme gibi düşünme gibi süreçlerin eşliğinde oluşursa sinaps bağıntı yatkınlıkları bizim için anlama ve anlatım süreçlerinde hayli etkin olurlar.
Sosyal çevre ve biz türlü durumlarla birbirimizin karşılıklı haberdarı ve enerji alış verişişiyiz. Karşılıklı iletim bizim anlama ve anlatım yeteneğimizi hayli geliştirir. Dil dış dünyayı iç dünyaya aktarıcılardandı.
Sözcükler dışta gelenin, iç sesi düşünmeyi oluşması, beyin iç dünyasında işlem görmesi sonrasında iç dünyanın dışa gideniydi.
Sözcükler her durumla bilgi veya enformasyon bindirişleydi veya modülasyon taşıyıcıydı. Sözcükler bu haliyle iç ve dış enformasyonları veya bilgi ve haber verilerinin, bilgi işleme konu olmasını ve yine bilgi işlem sonrasının eylemli uygulama dönüşmelerde taşıyıcıydı.
Sözcükler bilgiye enformasyona açılan, gelen bilgiye, işlenen ve giden verilere, görmenin gözü; anlamlandırmanın sözü oluyordu. Söz söyleyen söz söylenen ve sözü içte anlamlandıran durumların içindeydik. Bilgiyi sadece sözle içe ve dışa aktarmıyorduk. Aktaran, aktarılan işlemleyken durumlarla durumsal ve görseliydik
Kendi izlek duyumlu görsel ve manyetik aktarım kuplajların yanı sıra; bilgilenme, bilgi edindirme belirişi veren sözlerle enformel edileni görüp, anlayıp anlamlandırıp anlatıyorduk. Söz aktarımı yapılırken verilen duruş; izlekti görsellik (ışıyan manyetikle) kuplajı da yapılan aktarımlardandı
Bu girişme ve gelişmelerdeki sözler beyine aracı ve beyinin alan laması, alarmı olmakla gelişmenin girişme giriştirme yanıt etki alanıdırlar. Beyindeki sinaps bağlantılarının oluşmasında dil hayli etkindir.
Dil beyin toplacına dek görmeyi gözlük camının saydamlığını, duyarlığı artırır. Dil kalıpları saydamlıktır. Saydam olandan süzülenleri kategorize eder. Depolar. Dil gözlük camı saydamlığına benzer bir analoji ile adeta siyah gözlük camını saydamlığa götürür.
Gözlük camının göz kusurlarını gidermesi gibi sözcükler de beyinsel işlemin olası kusurlarını giderir. Kısıtlı dil saydam olanı da karartır. Cam optiğin; dil de anlağın; sisler bulvarını, aydınlığını, karanlığını veya bulanıklığını oluşmaktadır.
Dilin anlağa doğru olan aktarımları içinde dilden kaynaklı bulanıklık vardır. Dil ayrıntılı değilse gözden kaçmalar artar. Düşünmeler azalır. Net olmayan görüntü verir. İyi bir dilde ayrıntılar vardır.
Ayrıntılar kavrayışça görüş keskinliğini artırırlar. Bir dilin anlatım kıtlığı, anlağın ayrıntılı görü yapmasında engeldir. Ayrıntı bilgiyi veriyi üslü durumlarına, çarpanlarına ayırmaktır.
Gözlük camının göze perdeleme yapması gibi kıt enformasyon aktaran dil de aklımıza perdeleme yapar. Ayrıntılayan mantığın oluşmasını sınırlar.
Sosyal dil şüphe etmeyen, aksini düşünmeyen, hızı sevmeyen, yavaş gelişme seyirlidir. Böyle bir dil kaygılarla, kurulu düzeni sürdürme üzerine anlama, anlatmadırlar. Ve çoğumuzun dili de budur. Bu nedenle bilimsel olmayan sosyal dil çoğu kez aklın perdelenme sınırlığıdırlar (sınırlık lığıdırlar).
Kaygı bizi tetikte tutar. Kaygı bu yönü ile hayatta kalma şansını artırır. Dikkati ortaya koyan uyarılmadır. Kaygı korunan yasadan olmakla her şeyin önüne geçer. Sosyal yaşam da hayatın korunmasına denk yükselmiş kaygılar ortaya çıkarır.
İşte bu kaygılar çoğu yerde sosyal dilin mantığı olmakla aklın görme, anlağın akıl erdirmesini, zekânın anlama ve anlatımların uyarılması kadar, bunları perdeleyen, bunlara engel olucu arızaydılar. Çoklukla sosyal öncülerde aktarılan bu tarz arızalı kaygı dili, genelde aklı perdeleyen arızadırlar.
Arızalar ve arızalı dil aklın görmesini, düşünmesini sınırlar. Düşünmeyi anlamayı anlatımı engelli kılarlar. Ama her arıza gibi bunlar da giderilir.
Bu yazı, göremediğimizi görmek; gördüğümüzü görünmez kılan eylemin düşüncesi, düşüncenin eylemini oluşan bilimsel verilerde çıkarımlarıyla bu tarz aksaklığın akla dek perdelenmelerini; aralamayı amaç edinen çalışma, gayretinin ürünüdür.
xxxxxxxxx
NOT
Değerli yetkililer mesajla e postayla size ulaşamıyorum. Ya da sizden ileti alamıyorum. Askı yapmak, size ulaşmak için yanlış iş yapıp abonelik açıyorum. Her aboneliğe bir iki giriş sonrasında sayfam girilmez oluyor. Asıl sayfam olan Bayram Kaya 1 in aktif edilmesini, girişimin sağlanmasını ve açtığım feyk aboneliklerin silinmesini istiyorum. Çaresiz kaldığım için bunu yapıyorum. Yazı asar asmaz butona basar basmaz mesaj ve bildiri kısmında içi boş gönderi beliriyor . Artık mesaj bildiri olanağını da kullanmıyorum. saygılarımla
YORUMLAR
Bayram abi merhaba,
Bir soru ve bir de anlamadığım yer var...bilgi ses ile mi başladı?
"Enformasyonu değerlendiren, bilgiyi işleyen beyin hücreleri arasında doğduğumuz zamanda bile sinaps bağlantıları, azalan süreçlerle bir süre daha devam eder."
Bilginin işlenmesi için başlangıç nasıl oluyor. Ben bir tür elektriksel çift taraflı atlamalar olarak anladım, doğru mu anladım...
Huzur ve saygıyla.
daldalan (Bayram Kaya 1)
Yazının not kısmında belirttiğim gibi bildiri ve mesajları açamıyorum. Belki sizlere virüslü mesaj gider diyen kuşku nedenle mesajları açmıyorum. Yazılara özel bir tarama yapıp bakmadıkça yorum yazılardan haberim olmuyor. ve gecikme yaşanıyor.
Okuduğum bilimsel yazılarda ya da bilim adamlarının çalışmalarında esinle yine bilinen yasalara uygun olmasına kendi dar, sınırlı, ilgi ölçeğim içinde kendime özgü felsefi mantık çıkarımları ortaya koyuyorum.
Bilginin sesle başladığı söylenemez. Elbette ses hayat için bilginin kaynaklarındandır Ama senin de bildiğin gibi evrende hava titreşimli ses söz konusu bile değil. Bütün sitemler geri beslenmeli iletimle, durumdan haberdar, Kendi kontrolünü veya sapmaları düzeltmekle bilgilidir. Bunlar insan anlamasının ifade şeklidir.
Konuyu felsefe boyutundan çıkardığımız zaman uzmanlık alanına girer. uzmanlık alanı da felsefe değildir. yani sinapsın çalışması hakkında az çok kıtlıkla okuma bilincim var. Ama bunlar konu özelini anlaşılır yapar.
Bilgi konusuna sırf felsefe, fizik, kimya yasaları özelinde girersem az çok söyleyeceğim epey konu olur. Doğanın işleyişi bizim bilgi işleyişimizden, söylem ve anlam bağıntılamalarımızdan müstesnadır.
En basitiyle Radyasyon, ışıma, ışık görseli bizde bir bilgi işlem verilerine dönüşen sembollerle hayatın kendisine özgü yaşantı aşmasıdır.
Yine büyüğün küçüğe oranı doğada bir baskı basınç eş deyişle potansiyel bir gerilim alanı olmakla iki oran arasında gerilimler alanı olan akış bağıntısıyla bilgi alışverişidir.
Bunu ısı olaraktan da düşün sıcak olandan daha soğuk olana ısı enerji aktarımı bizim anlam etmemize göre bir bilgi işlemdir. Bir iletime bir haberleşme bir geri bildirişimdir.
Bilgiyi hep bize öğretilen şablon ya da şematik oluşla kavradığımızdan kendimizi sınırlar dışına çıkamadığımız çemberle çizeriz. Bu durumda evren anlaşılmaz olur.
Sizin koku olarak aldığınız bir eşleştirme, bir tehdidi size algılatan korunmaya dönük bir bilgidir. Aynı koku kösnümüş aynı tür bir hayvan için cinselliğe davettir. Dikkat ederseniz aynı bilgiyi hayat farklı yorumlamaktadır. Yani doğa bizim bilgilere göre davranmaz.
Bilgi kolektif anlama olmadıkça bilgi de değildir. Yani kişinin edinimleri bilgi ise de genellik arz etmeye bilir verili düzlem ilişkilerinden öte gitmeyen güdüler biçiminde paket davranışlardır. Plastik davranışlı bilgiler sosyo-toplumsa ıralıdır.
Bilgiyi felsefe bağlamında şöyle bir ortak anlayışla söyleyebiliriz. Kişinin ya da insanların kolektif veya sosyo toplumsa emeği ile ortaya çıkardığı nesnel dünyanın yasalı ilişkilerini düşüncesinde yeniden üretme işine bilgi diyebiliriz.
Dikkat ederseniz bu bilgi tanımı ne fiziğin ne kimyanın, ne matematiğin ne psikolojinin, ne ekonominin vs. özel tanımına girmez veya hepsine bira atıfla yaklaşan bir belirtmedir. Ama bilgi tanımı illa da bu değildir.
örneğin mantıkta bilgi nedir? önermelerin ve yargıların gerçekliğe uygunluğu bilgidir. Bir üçgen üç kenarlıdır söylemindeki önerme ve yargı bilgidir. Ama bir üçgen beş kenarlıdır önerme ve yargısı yanlış bilgidir. Burada doğrudan bir kolektiflik var mı?
Bilgi bir şey ile başlamaz bilgi üstel durumla üst üste durumların bir durumla kendisini tekrar eden ölçmelerle üst üste durumu bir sürece çöktürmedir. İki farklı süreç, birbirine alan ve alan etkisidir. örneğin iki farklı süreci sayısal olarak azlık çokluk bağlamla 2 ve 3 olarak söyleyelim.
Burada ikiden üçe doğru çokluk 3 ten 2 ye doğru azlık gerilimler alanı oluşur. Bize göre azlık çokluk bilgisi oluşur. Bunu sıcak olarak ölçersek sıcağın daha az sıcağa doğru akışı gibi.
3 ve 2 ilişkisine İnsanın boy duygulanımı açısından bakarsak; 3 birim olan büyük boyu övünç olarak görür isek küçük olan 2 birim boy aşağılık kompleksine (duygusuna) kapılan bir bilgiyi bize verir.
Yine 3 ve 2 sayısal tekrarlarını 3 ton ve 2 ton olarak düşünürsek. 2 ton üç ton içinde bir kez kendisini tekrar eder. Bu iki tekrar denklik olmakla direnci birbirine karşı koyması dengededir. Buna sıfır nokta diyoruz.
Oysa 2 nin üç içinde kendisini tekrar edip ölçüşemediği bir birim ya da bir ton fark fazla nicelik daha vardır.
İşte bu bir ton farkı olan nicelik 2 ton olan niceliği "ezer". Bu bilgi şimdiye kadar verdiğimiz iki örnekten başka bir bilgidir.
Ama örneklerin hepsinde 3 ve iki birim vardır. Konuyu burada kesmekte yarar var. Bize göre bunlar anlağın araçlarıdır. Oysa sıcak soğuk, ağır hafif, uzun kısa vs. bağıntılımalar başka evrenden bu evrene dönüşen malzeme içinde bunların hiç birisi yoktur.
Sevgiyle...