Karanlık Odam
Bu gece farklı bir şey yapacağım. Yine odama geçtim. Genellikle geceleri odama geçer, bir saat gibi karanlıkta oturur, öyle uyurum. Bu kez, sadece, bu yazımı bitirene kadar ışık biraz açık kalacak. Bakalım neler çıkacak bu gece bu odadan?
Siz, içinde hep aşk besleyip aşksız yaşamak nedir bilir misiniz? Gece olunca yalnızlığı kabullenip bir tarafa dönüp uyumak nedir bilir misiniz? Bileniniz vardır.
Ben çok iyi biliyorum. Parasızlık batsın ki uzun senelerdir, günlük birkaç hikaye hariç, yalnızım. "Tembelsin" dediğinizi duyar gibiyim. Ama ben çok çalıştım. Devir, kemiklerimdeki iliklerime kadar sömürdü beni. İşim adına neyim var neyim yoksa aldı, sildi süpürdü. Yine de, yetmedi. Çok yokluk çektim. Dolayısıyla sevgi ilişkilerim de olmadı. Herşey paraya bakıyor.
Ben hep şuna inandım. Çalışkanlık, üretim, zeka olan yerde para da olur diye. Demek ki eksiklerim var daha. Neyse. İşte bu karamsarlıklar yıllar yılı sindi bu odanın kireç duvarlarına.
Her karanlık gece zihnim sorularla dolu. Ülkem, aşk, annem, yakınlarım, gerçek mutluluk vs. Kendimle derin tanışmam böyle gerçekleşti.
Bir başka kişiyle aynı yatakta uyuyamıyorum bir yandan. Gerçekten samimi ve yakın hissediyorsam farklı tabi. Ama nadiren olur bu. Evlenmek pek bana göre değil zaten. Şu aralar aşıyorum bu sorunu. 2 tane sevimli mi sevimli peluş aldım. Yatağımın kenarında duruyorlar. İyi geliyor.
Özetle bu geceler uzun geldi artık odama, yoruldular, biraz da siz dinleyin.