Dîlba'ya mektup
Merhaba Dîlba!
Bu mektubun başlığı sensin, ama yazılan bütün mektupların içindesin.
Hep şiir yazacak değilim ya gelmeyişine, bu gün mektup yazıyorum belki vesile olur gelişine.
Afedersin! Unutmuşum. Nasılsın? Iyı olduğuna ikna ediyorum kendimi seni düşündüğüm her vakit.
Ağlıyor musun hâlâ? Göz yaşların uçurtma uçuran çocuklar gibi sevinçle yüzünün her kıvrımını ezberleyip
Birikiyorlar mı gamzelerine hâlâ?
Biliyor musun? Sen ağladığında her şeyimi verirdim tenine dokunan göz yaşı olabilmek için.
Utandım şu an. Yüzüm kızardı, dünyanın en acı yemişlerini yutmuşum gibi.
Içimde o kadar çok şey var ki, hangisinden başlasam bilemiyorum! Zaten başlasam bile sonunu getiremeyeceğimi biliyorum. Neden yazıyorum sana, bilmiyorum! Onca şiir ve mısranın içinde olduğunun farkında olmayan sen bu neyin nesi olunduğu bilinmeyen mektubun noktalarında mı bulacaksın kendini?
Okuyacağından bile emin değilim! Ama olsun yine yazacağım, kim bilir!
Belki gülüşüne denk gelir.
Ah Dîlba! Güldüğünde gamzelerine gömsen beni taşa toprağa gerek duymadan, o etten
kabirde uyusam sonsuz uykumu. Kızma ne olur, kalbimin ceplerine seni bestelediğim ıslıklar dolduruyorum her gece.
Senin yüzüne söyleyecek kadar cesaretli değilim! Hem zaten seninle karşılaşıp yüzüne baksam
Gözlerim anlatırdı her şeyi şiirden kirpiklerine.
Ama kalemimin yazabileceği kadar, defterimin dayanabileceği kadar anlatacağım.
Hayır! Hayır! Özür dilerim! Yüreğim o kadar (da yanmıyor) dayanmıyor.
Burada bitireceğim. Elim ayağım titremeye başladı, içim kıpır kıpır.
İçine seni doldurup kalbime kilitlediğim şiir kabını başından aşağı dökmemek için zor tutuyorum kendimi.
Kalbini görüp, sesine dokunmak için tüm melekleri başıma toplayacağım. Ve öldürteceğim kendimi olmayışına.
Özür dilerim. Bitirmeliyim. Sana daha fazla aşık olmamak için (sonumu) sonunu getirmeliyim.
Iyı bak kendine Dîlba! Içimde kal. Olamadığın gibi kal.
Gamzelerinde gömüşürüz!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.