- 833 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
BÜYÜDÜKÇE KÜÇÜLDÜM
Küçücük yüreğimle bir dünya umudu sırtladım,
Kocaman dünyayı ise ufacık avuçlarıma sığdırmaya çabaladım ...
İşte böyle bir zaman diliminde gezinirken çocukluk anılarıma rastladım.
O günleri hatırladıkça yerli yersiz ’ahh ulan ahh ne günlerdi ’’ diyerek-ten iç geçirir dururum. Bir an dalıp gidesim gelir o güzel günlere...
O günlerde de acı tatlı bir çok olay yaşanırdı hayatımda ama ben çocuktum. Beni anlık mutluluklardan başkası ilgilendirmezdi. Acıya dair hiçbir şey hatırlamam o günlerden mesela. Zaten duyarsızdım! Ancak duyduklarıma inanır ve onlara körü körüne bağlanırdım. Bildiğim tek bir şey vardı gamsız,anlık sevinçlerle dolu geçen dop dolu günlerin sayısının giderek her gün daha da artması. Bu dönemlerde kendi kahramanını kendin kurgulardın sonrasında onu doyasıya yaşamak sana kalırdı,genelde de hakkı verilirdi bu çabaların hiçbir şey boşa gitmezdi.
Hayallerimin en zirvede olduğu altın çağımı yaşarken burnum kaf dağına gider gelirdi.
Karışanın görüşeninin en az olduğu ender zamanlardı, birkaç tane iyiye yakın arkadaşın varsa dünyanın en mutlu insanıydın. Çeşitli nesnelerden oyuncaklar yapar, kendi oyunumuzun değerini yine kendimiz belirlerdik.
Oyunun kurallarını koyan taraf hep biz olurduk.Başka kurallara karşı hep bir alerjimiz vardı bizden ötede ki kuralları tanımaz,bilmezdik.
Hem oyuna dalarken zaman bugünkü kadar hızlı da geçmezdi, her şey tasarrufluydu bizim için.
Bir o kadar da ekonomik yaklaşımlarla kendi düzenimizi kendimiz belirlerdik ...
O yaşlarda ne ülkenin durumuyla ilgilenir, ne sevgilinin nedensiz gidişine kafa yorar nede mezuniyet sonrası iş kaygısı yaşardık.
O çocukluk dönemi geride kaldı artık. İyisiyle,güzeliyle bir çok anıyı geride bıraktım ardımda.
O zamanlar kötü denebilecek bir anı olsa bile ya hatırlamam yada en alasından güler geçerim. Bir daha o güzel günlere dönemeyecek olmanın üzüntüsünü nedense hep içimde yaşarım.
Önceleri fiziksel olarak büyümekle işe başladım ve enime boyuma imkanlar dahilinde Allah ne vermişse büyüdüm.Ardından manen ve madden büyümeye evrimime hız verdikçe daha da büyüyordum benim içimden bir ben daha çıkıyordu adeta. Çocukluktan ilk çıkışımdı alışık olmadığım bir ortamda seyrediyordu düşüncelerim. Heyecanlı bir o kadarda sabırsızdım.Farklı bir ortama kapılarımı ardına kadar açmıştım artık.
Sonraları büyümeyi fazla gözümde büyüttüğümü hissettim. Aslında büyümekle hep yeni sorunlar bir sonrasını davet ediyordu.Hep bir zorluk bir çaresizlik hoş geldin diyordu artık yaşantıma.
Büyümekle sorumluluk almak, hayata karşı hep mahlup durumda olmak, meğerse hep doğru orantıymış bu hayatta! Aslında yaşça büyüdükçe eziliyor daha bir küçülüyordum!
Neden sonra yanlış yolda olduğumu anladım, artık manen büyümek ve büyüdüğüm kadarıyla küçülmek istiyordum.
Bundan sonra işin çok zor oğlum dedim, kendi kendime !
Hem büyüyecektim hemde küçük görünecektim !
İşin özü sadece buydu ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum. Daha yolun en başındaydım ve öğrenmeye hevesliydim.
Artık kararımı çoktan vermiştim!
Sonrasında kendimle her hesaplaşmam bir başka oldu. Bu yüzden bir başkasının fikirlerini benliğimde saygıyla yoğurdum. Çocukluğuma ise büyüme kıvamında yaklaştım ve daha bir yakınlaştım.
Şimdi o güzel günlere özlemle dalıp giderken, her iç geçirişimde aslında bir yandan da büyüyordum hissetirmeden.
İşte bu yüzden hep sonraları
’’Büyüdükçe Küçülmek’’ istedim ...
Yazan: Salih Yıldırım
YORUMLAR
Ve... Öyle günlere geldik ki bu gün.
"O günler geride kaldı gün bugün" dediler.
Bilselerdi o günlerin değerini
Suçluyumuş gibi boyun eğerdiler.
Teşekkürler iyi bir yazıydı.
Salih Yıldırım
teşekkürler hocam güzel yorum için.
Büyüdükçe Küçülmek ne güzel kavram. Başak gibi olgunlaştırır insanı. Olgunlaşan birey başkanının fikrine saygı duyar.
Güzel bir paylaşımdı tebrikler.
Saygılarımla....
Salih Yıldırım
Aynen hocam insanda böyledir. Saygı ve Sevgiyle...
teşekkürler yorumunuz için.
''Büyüdükçe küçülmek'' mecazi manada güzel gerçekten tevazu demek bu... Bir de çocukluk var. İçimizde ki çocuk var değil mi? Zaman zaman aklına gelir insanın o çocukluk. Gam yok kasavet yok, dostluk arkadaşlık var hem de çıkarsız bir dostluk. Ne güzeldi zaman zaman hatırlamak... Kutlarım...