- 652 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yazar sefa Sami ile
Yazar SEFA SAMİ.” Hiç okumadan yazmak teçhizatsız harbe katılan asker misali gibi olmaktır. Okuyarak bilgi dağarcığını zenginleştirerek yazmak bir ayrıcalıktır”
SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz, bugüne kadar nerelerde çalıştınız?
SEFA SAMİ-Adım Sefa SAMİ. 1984 yılında Erzurum’un o dönemler Karayazı şimdilerde Karaçoban ilçesine bağlı Erenler Köyü’nde doğdum. İlkokul eğitimini köy okulunda tamamlayarak 1997 yılında İstanbul’a geldim. Orta ve lisenin ilk iki senesini Silivri’de son seneyi de memleketinde Karaçoban Çok Programlı Lisesi’nde tamamladım. AÖF İlahiyat bölümünde eğitimime devam etmekteyim. İç Anadolu Bölgesi yerel gazetelerinden “Lale Haber Gazetesi’’nde iki yıla yakın köşe yazarlığı görevini üstlendik. Mesaj FM’de 30 Ekim 2019 tarihinden beri her Çarşamba “EDEBİYAT SAATİ’’ isimli programı hazırlayıp sunuculuğunu yapmaktayım. Çeşitli Televizyon programlarına stüdyo konuğu olarak katılımda bulunduk. “Gebze’nin Sesi Gazetesi’’nde aktif olarak şimdilerde köşe yazarlığı görevini sürdürmekteyiz. İstanbul Anadolu yakasında ikamet ediyorum.
SORU - Yazmaya başlama hikâyenizi anlatır mısınız? Nasıl yazmaya başladınız?
SEFA SAMİ- İstanbul’a geldiğim ilk yıllardan beri zaman zaman ufak denemeler yazarak başladım. Geçen yıllarla birlikte ele almış olduğum deneme, hikâye v.b. çalışmalarımı bir araya toplayarak dosya haline getirdik. Zamanın ilerlemesi ile paralel olarak ele almış olduğumuz çalışmalar birden çok farklı kitap halini aldı. O gündür bugündür yazılarımıza devam etmekteyiz.
SORU- Yayınlanan kitaplarınızı anlatır mısınız? Konuları nedir?
SEFA SAMİ-“Kalbe İnen Kurşun’’ isimli ilk roman çalışmamız oldu. Dediğimiz gibi türü romandır. 161 sayfadan oluşmaktadır. Küçük yetim ve öksüz bir kız çocuğun hayatla olan mücadelesini ele aldık. Nisan 2018 yılında piyasaya çıktı. Bunu tüm samimi duygularıma dayanarak söylüyorum. Okuyucularımdan çok güzel tepkiler ve dönüşler aldım. İlk eserdir. Elbet ki hatalar olacaktır. Lakin hiç beklemediğim kadar memnun edici dönüşler oldu.
2) İkinci çalışmamız da şahsen kendimde bölüm yazarı olarak yer aldığım, 17 yazar bir araya gelerek 17,5 Yazar 17,5 Masal sloganıyla “Bal Gibi Masallar’’ isimli güzel ve verimli bir çalışma eseri oldu. Bu ikinci eserimiz ise yaklaşık beş-altı ay oldu piyasaya çıkalı. Özellikle ilk ve ortaokul düzeyindeki çocuklar tarafından oldukça beğenilerek okunan bir eser oldu. Zaman zaman böylesine güzel tepkiler ve mesajlar alınca ister istemez mutlu oluyoruz.
3) “Zalimin Pençesi’’ isimli üçüncü ve son eserimiz de raflardaki yerini daha yeni yeni almaya başladı. Konusu doğudan batıya doğru uzanan ve bir eğitimcinin cehaletle vermiş olduğu mücadele anlatılmaktadır. Gerçek hayatta yaşanmış bir hikâyedir. Toplamda üç lakin roman türünden ikinci eserimiz olan bu kitap, daha çok yeni olduğu için net bir şey söylemem doğru olmaz. İnanıyorum ki bu yeni çalışmamız da en az önceki eserlerimiz kadar beğenilecek ve sevilecektir okuyucularımız tarafından.
SORU- Yazmak mı, yayınlamak mı daha zor?
SEFA SAMİ-Hem yazmanın hem yayınlamanın kendilerine göre zorluk tarafları vardır. Lakin bir işi gönülden isteyerek yaptığında birer set gibi önünde duran o zorluklar, engeller zamanla bir bir yok olup gidiyor. Zorlukları kolaya çevirmenin tek yolu, istemek, gayret etmek ve sabretmekten geçer. Yazmak, benim için yaşamın en güzel eylemlerin başında gelmektedir. Yazınca tüm sıkıntılarımı unutuyorum. Yazınca, psikolojik olarak içerisinde olduğum o an ki stresten arınıyorum. Yazmakla birlikte okumak da ruhu rahatlatan, huzura kavuşmasına vesile olan ana araçlardır. Benim için hem yazmak hem okumak, olmazsa olmazlarımdır.
SORU- Hem kitap yazarı, hem radyo programcısı, hem köşe yazarlığı, hem ailevi sorumlulukları… Tüm bunları bir arada yapmak zor değil mi?
SEFA SAMİ- “Gülü seven dikenine katlanır’’ boşuna söylenmiş bir atasözümüz değildir. İşte tam da şu an ki durumumu en güzel şekliyle anlatan bir sözdür. Severek ve isteyerek bu faaliyetlerin içerisinde yer aldıktan sonra her ne kadar zor olursa olsun. Zorluklar, içerisinde bulunmuş olduğum hizmetlerin ne kadar kıymetli olduklarını anlatır bana.
SORU-Çok okuyor musunuz? Hiç okumadan yazan çok da bu konuda ne diyeceksiniz?
SEFA SAMİ- Herhalde okumadan geçirmiş olduğum pek günüm olmamıştır. Yeri gelir beş sayfa, yeri gelir 150 sayfa okuduğum günlerim oluyor. Zamanın genişliğine, müsait olduğum vakitlere göre okumalarımı sürdürmeye gayret ediyorum. Okumadan geçen bir gün kendini uçurumdan boşluğa bırakmak gibi bir şeydir. Hiç okumadan yazmak teçhizatsız harbe katılan asker misali gibi olmaktır. Okuyarak bilgi dağarcığını zenginleştirerek yazmak bir ayrıcalıktır.
SORU- Geleceğe yönelik planlarınız nelerdir?
SEFA SAMİ- Şahsen en büyük hayalim alanımda kendimi olabilecek en iyi şekliyle yetiştirebilmek ve milletime, devletime faydalı hizmetlerde bulunabilmektir. Gelecekteki plânlarımın arasında kendi imkânlarımla sayısız eserlerin barınacağı bir kütüphane açarak milletimin hizmetine sunmaktır. Başka bir plânım ise daha doğrusu düşüncem ileri ki yıllarda birkaç Yazar ve Şairlerle bir araya gelerek Edebiyat konulu bir dergi çıkartmak niyetindeyim.
SORU- Türkiye kitap okumuyor mu? Okuyacak kaliteli kitap mı bulamıyor sizce?
SEFA SAMİ- Ne yazık ki günümüzün Türkiye’sinde okuma oranları çok düşük seviyelerde bulunmaktadır. Okumayı toplumumuzda neredeyse yok seviyesine indirebilecek ana etkenlerin başında ilerleyen teknoloji ve internet gelmektedir. Özellikle çocuk ve genç nesillerimiz en çok okumaya ihtiyaç duydukları bu kıymetli zamanlarını boş, faydasız oyunlarla veya gereksiz uğraşlarla heba etmekteler. Bu yan etkilerin yanında kalitesiz kitapların piyasada varlığını güçlü bir şekilde sürdürebilmeleri de mevcuttur. Her önüne klavyeyi alan iki satır yazar yazmaz kitap çıkarmaktadırlar. Üzülerek söylemeliyim ki piyasada ki yayınevlerinin çoğu da işin asıl amacından öte ticarete dönüşmüş olmalarıdır. Bunca olumsuzluklarla baş edebilmenin başlıca çareleri arasında gerek belediyeler, gerek il-ilçe milli eğitim müdürlükleri, gerekse vali ve kaymakamlıklar tarafından çeşitli, etkili faaliyetlerin düzenlenmesinde büyük faydalar olacağına inanıyorum. Tabi ki burada medyamıza da büyük görevler düşmektedir. TV ve radyo kanalları daha çok kültür ve kitaplar üzeri programlar yapabilirlerse daha iyi olacaktır.
SORU- Çocuklarımıza kitap okumaya nasıl sevdirebiliriz?
SEFA SAMİ-- Her şeyden evvel ebeveynlerin çocukları için gerek yaşadıkları evin içerisinde gerekse bulundukları diğer ortamlar içerisinde kitap okuma ortamlarını hazırlamaları gerekir. Çocukların kitapları ve okumayı sevmeleri için eğlenerek, oynayarak benimsemeleri lazım. Elbet ki seviyelerine göre güzel hikâye, masal, v.b. gibi kitapları seçebilmek önemlidir. Tabi ki bu da ebeveynlerin başlıca görevleri arasındadır.
SORU- Başka ne anlatacaksınız?
SEFA SAMİ- Ülkemiz için faydalı, bilgili, geleceğe güzel hizmetlerde bulunacak fertler yetiştirmeliyiz. Milletçe zor günlerde geçmekteyiz. Her ne olursa olsun birlik ve beraberliğimizden vazgeçmemeliyiz. Aramıza fitne ateşi sokmak isteyen ihanet şebekelerine fırsat vermeyelim. Çünkü bizim başka ülkemiz, başka vatanımız yok. Gidecek başka bir Türkiye’miz de yok. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, aile ve tüm sevenlerine de sabırlar diliyorum. Ülkemizin, devletimizin başı sağ olsun.
Başta şahsınıza ve Tokat Gazetesi ailesine bana böylesine güzel bir fırsat verdiğiniz için teşekkür ederim. İnşallah Rabbim cümlemizi güzel hizmetlerde, vatanımıza faydalı hizmetlerde buluşturmayı nasip eder…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.