- 938 Okunma
- 3 Yorum
- 3 Beğeni
Ölüm Allah'ın Emri, Şu Kalleşlik Olmasaydı
Ölüm Allah’ın Emri Şu Kalleşlik Olmasaydı
İnsanları gütmenin en kolay yolu, mavera tesellisi sunmak.
Gözler fal taşı gibi açılır, iştah kabarır, ağız sulanır.
Seve seve kurban da edilir, kurban da olunur.
Evlatlarımız ölüyor, hep aynı klişe laflarla geçiştiriliyor. Ölene şehit diyoruz. Şehitler ölmez diyoruz, kanıyoruz, inanıyoruz.
Her Allah’ın günü evlatlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz.
" Şehitler ölmez - vatan bölünmez’’.
Nerde o günler.
Çocuklarımız sapır sapır ölüyor, vatan çatır çatır çatırdıyor.
Şehitlik haysiyetmiş/şerefmiş, cennetle ödüllenirmiş.
Ulan, çocuğunu koynundan silkip "güç" ve "tahakküm" sahibi olma uğrunda psikopatlaşanların eline verenler nasıl şereften bahsedebilir.
Ey vicdansızlar !
Koltuk sevdasına kişiliğini satanlar.
Ey timsah gözyaşı madrabazları.
Utanmak bilmez gözlerinizdeki riyakarlık okunmasın diye, kara güneş gözlüklerini takıp ön saflarda boy göstermeye doyamadınız.
Ne acı tecellidir ki; sizden iğrenenlerin bile yaşaması-ölmesi sizin isteğinize bağlı oldu.
Vatan borcu, namus borcudur diyorsunuz.
Peki neden bu borcun tek mükellefi yoksullar, garibanlar oluyor.
Bu aynı zamanda, ‘’namus/şeref/haysiyet denen kavram sadece garibanda var’’ anlamına gelmiyor mu.
Ey Adem oğlu !
Niye hiç sormazsın:
“Oğlum ne uğruna öldü?”
Ey adem oğlu, sen bilmez misin; vatan savunanlar, milletin yüce değerlerini savunanlar şereflenir, yüceltilir, bu yolda şehit olur.
Canından can kopuyor, hayatın cehenneme çevriliyor. Ne vatan umurlarında, ne de milletin yüce değerleri. Ama senin hayatınla, geleceğinle oynuyorlar.
Ey tesellinin dozunu kaçıran azap çeşmesi; sen hala “diğer oğlum da feda olsun, dedikçe; evlatlar iblis uğruna ölüyor, vatan çöküşe devam ediyor.
Ey Adem oğlu!
Olur-olmaza inanıp, hayır mıdır-şer midir irdelemeden güce boyun eğersen, maruz kaldığın haksızlığın hesabını sormazsan, her gördüğün sakallıyı baban zannedersen; ezilmeyi, sömürülmeyi, hakarete uğramayı ve de ölmeyi hak eder olursun.
Ey güzel ülkemin ciğeri yanan anaları !
Kurtuluş savaşında, Çanakkale’de milletin varlığı için ne evlatlar feda ettiniz, acılarını sineye çektiniz, ölenlerle şereflendiniz.
Şüphe yok ki gene yaparsınız, gene aynısını yaparız. Yeter ki vatan konu olsun, yeter ki milletimizin yüce değerleri konu olsun.
Ama kendisini vatanına adamayan, karma karışık hesapları olan birileri cinayetler işliyorsa ve senin çocuğun da kurban seçilmişse, “vatan sağ olsun” diyemezsin. Bu acıyı yenemezsin, bununla şereflenemezsin. “Diğer oğlumu da al” diyecek kadar vicdansız olamazsın..
Ağanın-paşanın, patronun-dalavereci siyasinin bir başka deyişle feodal ve köleci zihniyetin sorumsuzca at koştur-duğu, üretim ve paylaşım ve hatta yaşam hakkında söz sahibi olduğu topraklara sen nasıl “vatan” diyeceksin, ey Adem evladı..?
İnsanları ayrıştırılmış, sınırları delik-deşik edilmiş, toprakları yağmalanmış, birliği ve dirliği darmaduman edilmiş, ucubelerin-ceberrut iblislerin oyun alanına dönmüş dünya parçasında; hamasi teranelere, şehit-cennet-öbür yaşam inancına sığınmak yürekleri serinletmiyor artık. Haklı gerekçeler bekliyor gönüller.
Allahsız kapitalizmin kanlı emperyal elleri- liboş dilleri, faşist din madrabazları, kanı bozuk leş kargaları; cemaatiyle, tarikatlarıyla, ağalar-paşalar, mankurtlar-maşalar aracılığı ile ensemizde boza pişirdiği sürece, hiçler uğruna ölmeye devam edecektir evlatlarımız.
*Müsadenizle*