- 467 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ah şu Gençler
AH ŞU GENÇLER
Çeşitli vesilelerle her gün birçok yerde birçok gençlerle tanışıyoruz. Kimisi ziyaretimize geliyor, kimisi sosyal medyadan sohbet ediyoruz. Sosyal medyada okul konuşmalarımızın haber ve fotoğraflarını gören gençler “ Konuşmalarınızda biz de bulunmak isteriz” diyorlar. Bu güzel temennilerden heyecanlanarak okul konuşmalarımıza genç yaşlı demeden tanıdıklarımızı da davet ediyoruz. Onları da motive edici güzel sözlerle takdim etmekten mutlu oluyoruz tabii ki.
Ne yazık ki, “konuşmalarınıza biz de gelmek isteriz” diyen gençler ne hikmetse konuşma yapacağımız zaman işleri güçleri çıkıyor. Ama gerçekten samimi olan yaşlı yazar ve eğitimci dostlar gerçekten samimi oldukları için geliyorlar konuşmaları dinliyorlar ve sonra da okul yöneticileri ile tanışarak okul kütüphanelerine katkı sunmak istediklerini belirtiyorlar.
Amacımız farkındalık oluşturmak olduğundan dolayı da bu etkinliklere dostların gelmek istemesi de gerçekten güzel asıl gelmesi gereken gençlerin gelmemesi bahane üretmesi de gerçekten üzücü. Gençlerle röportajlar yaparak da onların kendini yazılı ifade etmelerine ön ayak olmak istiyorum. Asma bu da çok zaman anlaşılamıyor. Öğrenci iken kendini ifade edemeyen, sosyalleşemeyen, söz verdiği zaman sözünü getiremeyen gençler iş hayatına atıldıkları zaman da zorlanıyorlar. Halbuki iş hayatı kendini ifade eden, konuşan, sosyal ve iletişimi güçlü insanlara gülümser, daha halk dilinde ifade ile “ hayat bu gençlere torpil geçer “Bu gerçekleri de konuşmalarımızda gençlerle paylaşmaktan her zaman sevinç duyarız. Gençleri davet etmekteki amacımızda okullarda gençlerin tecrübeli öğretmenler ile ve gençler ile tanışarak kaynaşması ve sosyalleşmeleri. Sosyal olmak iletişimi güçlü insan olmak insana her zaman mutluluk verir. Sosyal olmayan insanlar tabii ki bunları anlayamaz. Olumsuz düşünen insanlar bu çabaları her zaman “boş” olarak görmeye her şeyi maddiyat gözlüğünden bakmaya devam ederler. Onlara göre günü kurtarmak en güzelidir. Çünkü uzağı göremeyenler gibi gerçekleri de herkes göremez. Geleceği görerek planlamak ve çocuklarımızın gelişmesi için onları kitaplarla buluşturmak güzel bir duygudur.
Konuşmalardan sonra en sevdiğimiz şey en çok okuyan 3 gence kitap hediye etmek. Bunu da severe yaptığımızdan gençlerin kitap okuyarak gelişmesini görmek mutluluk verici. Gençler aslında kitap okumayı seviyor, kitap hediye eden insanları daha çok seviyorlar. İmkanımız 3 kitap hediye etmeye müsaade ederken imkanı olanların gençlere kitap hediye etmemesi tavsiyelerimizi ciddiye almaması da üzücü. ”Çocukların” onlara var da bize niye yok” tarzı bakışları ile karşılaşınca üzülüyoruz. Keşke mevki makam sahipleri ve maddi imkanı olanlar bu konuda destek olsalar da gittiğimiz okullarda bizi dinleyen herkese kitaplarımızı hediye ederek 3 kişiyi değil üç yüz kişiyi mutlu etsek. O günleri de umutla beklemekten başka ne gelir elimizden
Gençlerin kendilerini geliştirmek isteyenlere karşı söz verdikleri zaman sözlerinde durarak gelişimlerini hızlandırmaları böyle davetlere icabet ederek yeni insanlar ve ortamlar ile tanışarak hayatı daha iyi anlamak için adım atmaları ilerde iş ve aile hayatında onlara artı değer katacaktır. Tabii ki bu davetlerimizin, röportajlarımızın “boş şeyler” olduğuna veya “zamanı olmadığını” söyleyenlere karşı söyleyecek sözümüz de yok. Gelişmek yürek ister çünkü. Emek ister.
Tüm bunlara rağmen davetlere gitmeye ve kitaplar hediye etmeye gençlere artı değer katmaya, konuşmalarımıza gençleri davet etmeye devam edeceğiz. Çünkü bu gençlik bizim geleceğimiz herkes onların gelişmesi için gücü oranında gerçekten bir çaba içinde olursa hayat hem onlara hem bize daha çok gülümseyecektir.
Tokat Sosyal Bilimler Lisesindeki “ İşitme Engelliler ve Farkındalık “ konulu konuşmamıza konuk olarak gelen değerli eğitimci ve yazar Osman Kablan abimize ve Tokat 15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi Müdürü değerli eğitimci ve ilahiyatçı İbrahim Mermertürk’e teşekkür ederim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.