- 415 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
PAZARCI
PAZARCI
’Domatesler Çanakkale Abla. Tarladan bunlar, tarladan.’
’Pardon? Anlamadım.’
’Gerçekten Çanakkale Abla, dün toplandı bunlar. Mis gibi kokuyor.’
’Ona inandım, zaten belli güzel ve organik oldukları.’
’İtiraz neye o zaman Abla?’
’Abla derken?’
’Yaşlısınız, benden büyüksünüz anlamında değil Kur’an çarpsın Abla, sadece saygıda. Bir de ağız alışkanlığı işte. Ayrıca sürekli müşterimiz olunca. Kusura bakma.’
’Ben öyle şeylere dikkat ederim. Ne öyle Abla falan? Bir daha senden sebze meyve almam. Hatta tezgahının önünden bile geçmem.’
’Özür dilerim Hanımefendi, bir daha asla.’
’Şimdi iki kilo domates doldur. Eziğini, çürüğünü koyma sakın. Eve gidince bakarım. Alır getirim.’
’Asla Hanımefendi. Zaten bende ezik, çürük mal olmaz. Taze taze satarım. Başka bir şey ister misiniz?’
’Biber acımı?’
’Az acılı, onlar da Çanakkale, tam kıvamında yani acısı. Çok lezzetli, kızartmalık.’
’Anlaşıldı, anlaşıldı, ben de dolmalık demedim zaten, bir kilo da ondan tart.’
’Hemen tartıyorum Hanımefendi. Salatalık da Kanlıca, vereyim mi bir kilo?’
’Olur, bir kilo da ondan tart.’
’Hemen Abla.’
’Pazarcı, ben sana ne dedim? Ağzına biber sürerim bak.!’ Abla yok demedim mi sana?’
’Özür dilerim Abla ağız alışkanlığı dedim ya.’
’Bak halen Abla diyor. İnadına mı yapıyorsun sen? Kendini bilmez. Benim nerem abla ayol? Daha Nisan’ın dördünde kırk üçüme girdim. Almıyorum senden bir şey. Boşalt hepsini.’
’Hay Allah senden razı olsun. Ben de bir an önce gitse de, kurtulsam şu kadından diyordum.’
’Bak şuna hem terbiyesiz, hem ukala. Allah seni bildiği gibi yapsın. Başka bir şey demiyorum.’
’Güle güle Hanımefendi. Az olsun satışım razıyım, onurumla gideyim evime, çocuklarımın gurur duydukları babası olayım.’
İSMAİL MALATYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.