- 653 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
BEBELERE BALON
Elinde sıkı sıkıya tuttuğu, o balonun ,uçmaya meyilli olduğunu kimse söylememişti ona, herhangi bir uyarı işareti de yoktu üzerinde ! Zaten zar zor , ağlaya sızlaya aldırmıştı o balonu kendine, mükafatını elinde sıkı sıkıya tutarken, avuçlarından nedense birden kayı vermişti balonun hain ipi!
Olanları anlayana kadar, yeni oyuncağı, gökyüzüne doğru çoktan yolculuğa çıkmıştı.
Balonun gökyüzünde süzülüşünü görmesi, oysa ki hiç mutlu etmemişti onu! Sevmeye yeltendiği oyuncağı, onu artık terk etmişti! Balonun kendine geri gelmesini çok istemişti ağlarsam yine benim olur bana geri verirler sanmıştı ama ilk yanılgıyı o gün yaşadı !
Uçan balonunun bir daha geri gelmeyeceğini,dönmeyeceğini ona söylediklerinde gökyüzünden gözlerini çekerek, içli içli ağlamıştı. Ayrılığın acısını derinden işte o gün yaşamıştı. Henüz nedenini bile bilmezken yaşadığı bu olay, onun ilk ayrılığıydı.!
Çocuk yüreğı dayanamazdı bu hasrete, yürek kırgındı. O gözler durmadan ağladı,ağladı ...
Yenisini almayı teklif ettiklerinde , kesinliklikle kabul etmedi! Gururun ne olduğunu ve bir onurunun olduğunu işte ilk defa o gün anladı. Bugün hayatında ilkleri yaşıyordu ama hepsi bir anda sığmadı bu minik bedenine. Alışması biraz zaman alacaktı, işte bu yüzden merak saldı balonlara.
Tüm iyi niyetiyle niyet eyledi baloncukları bir bir üflemeye.Deterjan kutusundan çıkan kımıl kımıl baloncukları gördüğünden gözleri ışıldadı. Ağzı halka biçiminde ki köpükleri plastik çubukla karıştırırken kendinden geçti. Biraz sonra kıvamına getirdikten sonra tek tek üflemeye basladı.
Fakat hepsi havaya yükseldikten bir süre sonra patlıyor,sönmeye mecbur kalıyordu.
Bu hiç hoşuna gitmedi ! O ise uzun soluklu heyecanlar istiyordu. Tek istediği ufak şeylerden mutlu olmaktı ama minik yüreğine bunlar çok görülüyordu. İşte ilk o gün isyan etti.İlkleri yaşamaya devam ediyordu. Haykırdı kendi kendine neden neden diye! Ve işte o gün vazgeçti geçici heveslerin peşinde koşmaktan, anladı ki onun hiç bir zaman onyüzbinmilyon kadar baloncuğu olmayacaktı!
Bu olayların üstünden yıllar yılları kovaladı, nice mevsimler geldi geçti. Bir gün çok sevdi birini, hem de delicesine sevdi... Hayatının her şeyiydi artık o. Onsuz olamıyor, bir gün görmese,sesini duymasa yapamıyordu. Sevgilisine aldığı ilk hediye ; büsssürü büsssürrüü uçmaya hazır bekleyen uçan balonlardı. Sevdiğine bu başından geçen olayları kısaca anlattı ve sıkı sıkıya tembihledi onu : Sakın haa ! Bırakma bu balonların ipini ! Bu balonlar uçmaya meyillidir. Giderse bir daha dönmezler! Bırakır insanın umutlarını yarı yolda !
İşte o gün hayatının en mutlu günüydü. Bir yanında sevdiği insan , onun ellerinde çocukluğunun en sevimli kahramanı, çifte mutluluk yaşıyordu kendince.
Her şey çok güzel gidiyordu. Hayatlarından çok ama çok memnundular .
Günlerden bir gün sevdiği ’’O’’ hayatının her şeyi terk etti onu! Neden diye sordu defalarca defalarca ... Sevdiğinden gelen her cevapta bir nedenin olmadığını söyledi. Ama bir nedeni olmalıydı! Yok dedi sevdiği ısrarla ve çıktı ve gitti hayatından. !
Gidene kal demiyecekti elbet öğrenmişti yıllar önce kendisine tekrar dönmeyen uçan balonundan ! yalvarmayacaktı kimseye, çünkü o gün anlamıştı bir onuru olduğunu!
Ve isyan etmeyecekti artık ! Biliyordu ki bunlar geçici bir hevesti!
Ve sormayacaktı bir daha kendine , neden ? neden? diye, çünkü yine biliyordu ki , en sevdiği balonu gibi o da uçmaya meyilliydi !
Üflediği her baloncuk gibi sevdiğim dediği insan da içi boş umutlarla yüklüydü ...
Yazan : Salih Yıldırım
YORUMLAR
Salih Yıldırım
Neden? diye sorularımızın cevabını , acımasızca hayat öğretiyor işte bize. Tecrübe eden insanı da güçlü kılıyor zaman .