14
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1120
Okunma
Ağlamak, bazen içtendir bazen dıştan. Ama bir gerçek var:
Öz ağlamadan göz ağlamaz.
Duygulara etkisi ve gerçeği / sahtesi üzerine çok şey söylenen ağlamak sözcüğünün kökü ve kökeni üzerine de çok şey söylenir.
Ağlamak sözcüğün farklı köklerden geldiğini düşünenlerin ispat olmasa da kendilerince savundukları tezleri vardır.
- ‘gözyaşı zehirdir, ağlarsan rahatlarsın.’ sözünü dayanak olarak kullananlar, ağlamak sözcüğünün ‘ağu’dan türediğini söylerler. Zehir anlamındaki bu sözcükle içimizdeki üzüntülerin zehire dönüşmeden ağlayarak atılması anlatılmak istenmiş olsa gerek. Gözyaşındaki baskın tuz oranı düşünüldüğünde de kökle türemiş sözcüğün arasındaki anlam bağı güçleniyor gibi.
- Dillerin doğuş teorilerinin en güçlülerinden biri olan ‘yansıma kuramı’ burada da karşımıza çıkarak ağlamak sözcüğüne kayıtlara girmemiş haline bir açıklık getirmeye çalışmaktadır. Bu teze göre, bebeğin ağlarken çıkardır ilk ses gruplarından biri olan ‘agu’ ( ne söylediği anlaşılmayacak kadar karışık ses grubuyla yapılan konuşma çabası ) yıllar sonra benzer seslerle yapılan bu eyleme isim ebeveynliği yapmaktadır. ‘Yani sözcüğün kökü ‘agulamak’tır aslında’ diyenlere göre sözcük, ses düşmeleri ve değişimleriyle günümüzdeki kullanımına dönmüştür.
Bir sözcük iki farklı ve uzak anlamlı kökten türeyemeyeceğine göre bu tezlerden biri okuyana daha yakın gelmeli.
Üstelik bunların hiçbirinin yazılı metinle ispatı olmadığına göre birer tezdir ve hepsinin antitezi de olabilir.
Ama itiraf edeyim ben bu sefer çok da taraf tutamıyorum!... ))))
Hem gözyaşının bir zehir olduğu tecrübesinden hem de dünya dillerindeki birçok sözcüğün kökeninin yansıma kuramından ( doğayı taklit etmekten) geçtiği bilmekten dolayı olsa gerek…
Üstelik bütün dünyada kadınların ömür ortalamalarının daha uzun olmasının bir etkeni de bu eylemi ( kökü nereye bağlanırsa bağlansın ) daha çok gerçekleştirmiş olmalarından olabilir mi?... Erkeklerin duygularını kontrol etmeleri ve ağlayarak kolay kolay ifade edememeleri de yaratılmışlığın farkının dışında kültürel bir olgunun gerçeği olabilir mi?
Her neyse!.. )))
‘Bu seferlik ikisini bir düşünsek olmaz mı?’ diyesim geliyor…
Yüzünüzün, gözünüzün, gönlünüzün her zaman, hep beraber ve içten gülmesi dileğimle….
26. 02.2020 Serap IRKÖRÜCÜ