- 475 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Boşluk
Sev beni; gönlümün oyuncağı, içimdeki haz, ağrısız bedenim, hafiflemiş ruhum, kanatlanmış yüreğim, şahlanan bedenim, mutluluk hormonum, umudum...
Al artık, al beni götür; berrak denizine, sıcak sofrana, masum fikrine, saf iklimine.
Kimseler görmesin, duymasın kıskanır. Gece ışıkla uyanır. Gündüz dağın ardında ufukta baharlar canlanır. Beni bir buhran alır. Yanarım külün olurum. Anka kuşu omzumda küllerimden yine yine doğarım. Sonsuzun olurum. Aşkla tutkuyla sev beni bu gece hiç bitmesin geceler bizim olsun. Sabahlar rötar yapsın teninde tenim kalsın.
Sarıl bana! Fark etmez evrenin halleri savaşlar çıkmış kimin umurunda ısınır hayallerim senin sıcak koynunda.
Nerdesin? Hiçliğin sarhoş eder ruhum darlanır, gözlerim puslanır, "Aşkım" deyişin uzayda yankılanır. Parçalanır vicdan, uyanır hüzünlü destanlar güz gelir aşka, yokluğun düşüm olur, umudum sende kalır. Uçuşur hayaller, atomlar çarpışır kimyam bozulur. Bizi bize bağlayan görünmez yol usul usul kaybolur. Yazılır kara tahtaya “Zalim Ayrılık”, kayar gider gemiler sisler içinden, uzanır kara bulutlar, yağmur yağar, soğukta titreyen adam üşür, ıslanır, Hatırlar geçmişi, üzdüğü benliği, örttüğü kapıyı, kustuğu acıyı, kırdığı kalbi, masum gözyaşını, yağan yağmuru hatırlar. İçi içine kapanır.
Buz tutar gece, ısınmaz yürek, pişmanlık vurur alnına, kanar yaraları, sızlar yüreği, eskiye dönmez hayat gelecek muamma, mutluluk batan gemi, ufuk karanlık, gün çok uzakta, ne olur gel aydınlık.
Gel hadi göçmen kuşum, kanatların güçlensin, ışıldasın gümüşe çalan rengin, parlasın güneşte tüylerin, sırtına hayallerim yüklensin. Uçur beni sılama, anama, masum çocukluğuma, bırak beni güzel hatıralarıma, aralansın zaman dursun dünya yine o tatlı çocuk koşsun topacın ardından. Hayalleri büyüsün yine düşsün yine kalksın yine acıları paylaşsın.
Ölüyorum! Gel kurtar beni bilinmezden sıram geldi sırıtır sivri dişleriyle iblisler, pusuda bekler Azrail işte sıra sende gel der sonsuzluğa, eriş derin huzura.
Sana kavuşmadan gidemem! Giremem sensiz toprağa üstümü örtmeyin üşürüm. Korkuyorum! Ya gelmezsen gittiğim yere alırlarsa seni iyi melekler götürürlerse cennete, kavuşamazsam seni kimde bulurum, bir yanım bulut bir yanım yağmur olurum.
Durdum! Sırat köprüsünde, günahım bitmez, yol uzun sorgu uzun boğuşurum talihsiz kaderimle altım sonsuz karanlık zebaniler çağırır, üstüm bembeyaz aydınlık ak güvercin uçuşur. Önümde ışıklı kapı, arkamda acı hayat, bırakamam sensiz dünyayı gidemem Ne cennet kabul eder ne cehennem beni, Araf’ta kalırım ruhum çıkmaz bedenimden, hayat senle güzeldi ne olur gel benimle ölüm sensiz anlamsız haydi gel gelmezsen gidemem ruhum çıkmaz içimden.
Döndüm! Ruh terk etmedi bedeni, sıkıştı içimde nefesim sevgin çıkmadı canımdan, yine bırakmadı hayalin beni, yine bulur muyum acaba seni?
Sabah oldu. Yüzümde güneş ışığı, martılar uçuşur tepemde. Tutulmuş her yanım, soğuk işlemiş içime, sızlar kemikleri. Bu eski battaniye, bu yırtık palto, yosunlu bu tekne, yosunlu hayat, her yanım rutubet, tutmaz dizlerim, yine umut yok hayattan, yine kahır, yine dert, açlıktan midem guruldar, cigaramda bitti. Benden uzakta yine koşturan bir hayat, yine keşmekeş, Arabalar, Vapurlar insanlarda bir telaş bir telaş koşturmaca, boş vermişim umursamam dünyayı, rüyalarım hep tatlı, hayallerim anlamlı, geçmiş geri gelmez, anılar burnumda tüter, kafam hep güzel olsun, şarabım bana yeter.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.