- 306 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hallac-ı Mansur -Xl -
Hallac-ı Mansur -Xl-
Alman profesör Had ve Şıbli çarmıhın önüne geldiklerinde
Hallac’ıan vücudunun nerdeyse bir bebek büyüklüğünde
kalmış olmasına rağmen ne söylediği kolaylıkla ve net
olarak anlaşılıyordu. Bu nedenle Prof’un yazı metinleriyle
nakl ettiği yani Hallac’ın ağzından nakl edilen üç ay
süren savunmasının çarmıh önünde kendilerine tekrarlanan
savunmasının özeti olan bu anlatım ve aktarımların
doğruluğundan şüphe edilmemesi gerekir.
Ölmekte olan adam ilkolarak oğlu Had’i ve
talebelerinden Şıbli’yi tanıdığına dair bir işarette bulundu
sonra yavaş yavaş kesik kesik son ki hata yapmamaya
özen gösterir bir gayretle anlatmaya başladı. (Sayfa 231 )
Hallac’ın Çarmıhta tekrarladığı
savunmasının kendi ağzından özeti
" Bismillahirrrahmanirrahim her şeyin yaratıcısı ve şekil vericisi
alemlerin efendisi, nefsimiz üzerinde kudret sahibi olan ve tüm
sırları bilen yaşam ve ölüm veren Allah’a hamdüsena olsun.
Kendi adıyla seçilmiş olan peygamberler peygamberine evliya-
ların mührü Muhammed’e de hamdüsena olsun,Selam ve rahmet
onun ve tüm tüm ev halkının üzerine olsun!
"Ey inananlar!Bilin ki vakti geldiğinde her canlı ölümü tadacaktır.
Yaşayan Allah böyle der ve yakında onu ben de tadacağım. Henüz
bugün güneş batmadan önce vadem dolmuş olacak. Oysa sizin
de bildiğiniz gibi daha önce binlerce kez ölmeme rağmen, Hiçliğe
ulaşmaya çabalayan bizlerin kendimize şiar edindiğimiz
’Ölmeden önce ölün!’ ben de daima bu söze uygun yaşadım.
İçinizde bazılarının üzgün olduğunu ve benim için yas tuttuğunu
görüyorum. Bunu yapmalarına gerek yok. Yüce Allah’ın sevgilileri
olan bizlerin değişik alametler altında doğduğunu ve değişik
alametler altında yaşadığını bilmiyorlar mı! Ruhumuz bedenimize
girmeden önce kaderimiz belirlenmiştir. Bunu hiç bir şekilde
değiştiremeyiz. Çünkü her şey Allah’ın Mahlukatıyla yaptığı en
eski anlaşmaya uygundur, ’ Ben sizin Rabbiniz değil miyim’ diye
sormuştu Yüce Allah. Mahluklar ise şöyle cevap vermişti.
’Evet, buna şehadet ederiz Kur’an dabuna şehadet etmektedir.
Ve her şeyden önce biz sufiler bu cevabı vermişizdir.
’ Ölmeden önce ölmek !’ bizim şiarımız budur..
Çünkü gelen her şey geçmelidir ve geçmiş olan her şey tekrar
gelmelidir. Zaman bugün dolmuştur. Uzunyıllar boyunca ey dostlar
bu günü tanrısal sevgilimin huzuruna çıkacağım bu saati bekledim.
Evet biz onu böyle adlandırıyoruz. TANRISAL SEVGİLİ çünkü bizimle
ilgili olan her şey bizim değil yalnızca onun etrafında dönmelidir.
Biz aşkın imanlılarıyız. Bu dünyanınhiç bir kuvvetinin ayıramayacağı
RUHSAL AŞK TOPLULUĞUYUZ.
1) Ey kimi keyifle kinle kimileri acıyla endişeyle izlemekte olan insanlar
Şimdi, bizim sizleri İslam cemaatinden uzaklaştırdığımıza, Allah’a şirk
koştuğumuza ikna etmeye çalışıyorlar ve çalışacaklar
Fakat uzun yıllar dostum olanlar şimdi ölüm anımda buraya gelmiş
olanlar ve sen ey Şıbli; bu suçlamalar doğru olabilir mi
Ruhumuz bedenimize girmedenönce var olan dostluğumuz
adına söyle içimizde hangimiz bugüne dek bir kere olsun
tanrıyı taan etiğimiz oldu mu? Etmiş olsak bile Allah öyle ulvi ve
Yücedir ki biz kulların sözleri ona ulaşmaz. İnkarcıların gevezelikleri
bile sonsuz ve ebedi olan Tanrı’yı nasıl rahatsız eder ki
2) Bizim müslümanları toplu halde kılınan namazlardan uzaklaştırdığımız
iddia ediliyor. Allah’a itaatsizliği vaaz ediyormuşum bu nedenle de
bir kafirmişim.
Size söylüyorum ki dostlarım hiç bir iddia bundan daha yanlış olamaz.
Ateist toplum olan Dahristilerin içlerinde bulundum yanlışlarını vaaz
ettim her şeyin temeli olarak gördükleri maddenin bir var oluşlarını
yaratılışlarını savunmuş tanrısal inanca çağırmışım,bu mahiyette olan
mektuplarım mahkeme dosyasındadır. Her şeye ruhları gücüyle
ulaşabilirler.kardeşlerim ruhumuz evrensel olduğu gibi bizim içimizde de
yaratıcı gücünü gösteren yaratıcının gücünün bir parçasıdır.İnancımızınöğretisi
bizeinsaınküçükbir evren evrenindeküçükbirinsanoldiğuusöyler.
Diun alimlerinin Kur’an vasıtasıyla anlatkmaya çalıştıkları ilahi sıfatları işte
bu mecazi anlamıyla düşünmemiz gerekir. Bu karışık bir konudur.
Allah’ın kulakları yok ki sizin gibi işitsin sizin gördükleriniz gibi de görmez.
Onun başı da görüşü de bir başkadır. Senin günah dediğini o nun
günah görmeyeceğini de düşünmeliyiz. O’nun görüşü duyuşu hem bizimkine
benzer hem bizimkinden bambaşkadır.
3) Namaz vecibemi ihmal etmekle günah işliyormuşum.
Bu da öylesine yanlış ki.Ey dostlarım beni daima namaz kılarken görmediniz mi
hatta zindanda hatta işkence altında bile namazımı ifa etmişimdir. nasıl mı
Namazı ifa etmek alnı yere değirmekten ibaret değildir. Tanrıya ya da
üste hatta topluma karşı görünürde namazda görünmekten daha makbulü
kalben ruhen ifa etmektir Vakit ifaları dışında da defalarca eda ederim.
İşte şimdi bu an bile kalben anmakla ruhen eda etmenin huzuru içindeyim.
4) Hac farizesi suçlaması
Devam edecek
Sayfa 331- 334
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.