- 386 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SHERWORD ANDERSEN
Sanayi toplumuna karşı isyan dolu bir delikanlı olan Andersen, 1876-1914 yılları arasında yaşadı. Andersen Amerikan roman ve hikaye yazarıdır. Gençliği türlü sıkıntı ve bunalımlar içinde geçen ünlü romancı, edebiyat hayatına kırk yaşına doğru atılmış ve Chicago Grubu’nu oluşturant T. Dreiser ve C. Sandburg gibi edebiyatçılardan yardım görmüştür. 1919 yılında söz konusu yazar dostlarının maddesel desteğiyle yayınladığı Uzun Hikayeler kitabıyla ün kazanan yazar, 1921 yılında Dial dergisinin edebiyat ödülünü alınca, ilkin Avrupa’ya gitmiş; dönüşünde de New-Orleans’a uzanarak bir süre Faulkner’la birlikte oturmuştur. Anderson orada, aralarında Van Vick Brooks ve Waldo Frank gibi marksist eğilimli yazarların da yer aldığı ve bu görüşteki yayın organlarının desteklediği ünlü ’’Sosyal içerikli edebiyat hareketi’ ne katılmıştır. Daha önce Windy Mcperson’ın Oğlu, Zavallı Beyaz ve Yumurtanın Zaferi adlı romanlarıyla bazı şiir kitapları da yayınlanmış olan Anderson, geniş okur yığınları tarafından tanınmasını ve eleştirmenlere kendini kabul ettirmesini, Art Arda Evlenmeler, Siyah Gülüş ve Arzunun Ötesinde adlı yapıtlarına boçkudur. Genellikle, anormal gibi gözüken tipleri ve bu tiplerin bunalımlı dünyasını ele alarak işleyen Anderson, Çağdaş Amerikan edebiyatının en önemli öncülerinden biridir. Özellikle cinsel hayata, keskin bir gözlemci ve soğukkanlı bir gerçekçi olarak eğilmesini bilen sanatçı, büyük bir betimleme gücüne sahip olduğunu da göstermiştir. Modern hayatın getirdiği çatışmaların ve insan ruhu üzerindeki etkilerinin incelenmesine ayrıca önem veren Anderson, daima basit ve sade kalmasını bilen bir üslupla alabildiğine karmaşık duyguları ve Amerikan toplumunun kök salmış olan sosyal konformizme beslediği tiksintiyi eşsiz bir başarıyla dile getirmiştir. Ünlü yazar, ayrıca Bir Hikayecinin Hikayesi genel başlığı altında kendi özyaşam öyküsünü de yayınlamıştır.
Andersen, yazar hakkında görüşlerini şu sözlerle dile getirmektedir:
Yazarın, hayatı iş edinmesi gerekir kendine: Çağının hayatını; duyduğu, sezdiği ve tattığı şekli içinde hatatı.
Alçak gönüllü ve sevgi dolu bir insanın parmakları sayesinde şeylerin gerçekliğine şöyle bir dokunup geçen bir hoş kokudur sanat.
Faulkner bir yazısında sanatçı için şöyle demektedir:
Benim de mensup olduğum Amerikan yazarları kuşağının babasıydı o: Bizden sonrakilerin sürdüreceği geleneği canlandıran adamdı. Hiç bir zaman kendi öz değeri biçilmemiştir ona. Dresier onun ağabeyi idi; Mark Twain de, her ikisinin babası.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.