- 846 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
GARCİA'YA MEKTUP
Amerika Birleşik Devletleri ve İspanya arasındaki savaşın bir aşamasında ABD Başkanı, çok acele olarak Küba’daki isyancıların önderi Garcia’ya bir haber göndermek ister. Garcia, hangisinde olduğu bilinmeyen Küba dağlarında, nerede oldukları bilinmeyen onlarca sığınaktan birinde saklanıyordur. Birliklerin birinde, Rowan adında bir çavuş vardır” “O görevlendirilir. Rowan, yola çıktıktan sonra, gecenin karanlığından da yararlanarak Küba sahilinin açıklarına varır. Küba’nın, balta girmemiş ormanlarına dalıp, adanın öteki yakasında ortaya çıkar. Garcia’ya mektubu teslim eder.
Niye verdim bu örneği?
İstanbul Alemdağ’da görevli iken Üsküdar’da bulunan 1 nci Ordu Komutanlığından birliğimize zaman zaman yazılar gelir, işinin Ehli Emniyet mensuplarının ya da Üniversite görevlilerinin vereceği kurslara, seminerlere personel katılımı sağlanırdı.
İki kursa katıldım ben. Birincisi daktilo tamiri. Diğeri de bir Emniyet Mensubunun verdiği BULUNABİLİRLİK başlıklı bir kurs. Daktilo tamiri kursundan öğrendiklerimin çok faydasını gördüm. Bu işten para kazandığım da oldu.
Ama diğer kursu bitirdiğimde “Ne işime yarayacak bu bilgiler?” diye düşünmüştüm. Kurs yukarıda özetini verdiğim Garcia’ya Mektup isimli hikâyeyle başladı. Daha sonra hiç akla gelmeyen basit bilgilerle bir kişiye ulaşmanın yolları anlatıldı. Bize uygulamalar yaptırdılar. Bulunamaz, bilinemez denilen kişilerin adresine bilgilerine ulaştık. Hayretler içinde kalmıştık.
Bu sitede birbirimizi sevdiğimiz birisi, kalitesine uygun kelimeler içeren, beni kast ettiği bir yazı yayınladı. Yazısına cevap vermemin önüne geçmek için de, zil çalıp kaçan çocuklar gibi beni engelledi.
Bazen güneş olur doğarım. Bazen dolu olup yağarım. Bazen de bir pire için yorgan yakarım.
Sevgili kardeşim benim. Yazında anlattığın hikâyede bir fizikçiden bahsetmiş kendini ona benzetmişsin. Yazının en çok o bölümü etkiledi beni. Yiğit, cesur kardeşim benim.
Bilgi böyle bir şey. Şimdi lazım oldu işte. O kursta öğrendiğim bilgilerin ve de teknolojinin de vereceği imkânlar doğrultusunda eldeki verilerle seni bulmam hiç te güç olmayacak.
Seninle tanışmaya can atıyorum. En kısa zamanda İstanbul’a gelecek seni bulacağım. Biliyorum beni karşında görünce ne kadar heyecanlanacağını, sevineceğini. Bende aynı duyguları yaşayacağım.
Seviyorum seni mert, yiğit, cesur kardeşim benim.
Görüşmek üzere…
YORUMLAR
Bedri Tokul
Selam ve Sevgiyle...
(Asıl demek istediklerimi sayfanda paylaşacağım.)
Bedri Tokul
Ama önce kendisi, kişiliği olması olması gerekli.
Selam ve sevgiyle Deniz...
Canım Ağabeyim,
Ben Garcia'ları hiç muhatap almıyorum.
Zira biliyorum ki ne yaparsan yap böylelerini etkilemek mümkün değil..
Benim için yok hükmünde. Tabii bu benim tercihim.
Hep söylüyorum; ok gibi doğru olmak lazım. Bu Garcia'lar "şöyleyken şöyle ama böyleyken böyle olma ihtimalleri ihtimal dahilinde olma ihtimali de olabilir" derdinde. Bence olması gereken şu şudur, bu budur bitti.
Saygımla ellerinden öpüyorum..
Hele hele kelden..
Bedri Tokul
O da bana ertesi gün 21.45.28 de cevap verecek.
Ohhh... Ne ala ne keyif diyorsun. Değil mi?
İş senin düşündüğün gibi değil canım gardaşım.
Battaniye elimde,boş bir yatak buldum. Uyudum.
Sonra;
Kayın peder bana bir on lira verdi:
"Git bu parayla evin bütün ihtiyaçlarını al gel." Dedi.
Yeni girdim eve...
Haklısın onu adam yerine koymamak , rakibin bile dengini seçmek lazım amma huyum kurusun duramıyorum işte...
Öpüyorum gözlerinden...
Bedri Tokul
Vay benim abim paranın alım gücünü de unutmuş deme sakın.
İki yaşlı misafirim var ya.
Onların para anlayışını anlatmak için bu örneği verdim.
Sen değil de başkaları belki yanlış anlar. Biliyorum 350 lira olan çeyrek altın bu gün 550 lira... Aradan geçen zaman altı ay. Enflasyon yüzde 8 varın siz hesap edin...
Sevgili Rowan abim harika bir yazı olmuş :)
Umarım mesaj yerine ulaşmıştır.
Ama sana bir kez daha diyorum ki, yarım porsiyonluk Garsia için değmez.
Gerçi Allah her yerinden yaptığı tasarrufu dilinden esirgemiş ama olsun boş ver sen Garsia'yı.
Bunu söylerken benim de canım çekmiyor değil hani :)
Ama gerçekten bizi ayıplarlar.
Ya sabır deyip az daha sabretmekte yarar var.
Seni seviyorum abim.
Öptüm ellerinden.
Bedri Tokul
Terkos suyu değil bu!!!
İdare et gardaş...