- 791 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Eski Olay Yeri İnceleme Uzmanı ve Yazar Naci Bayburt ile...
Emekli Olay Yeri İnceleme Polisi ve Yazar Naci Bayburt ile Kan Donduran Anlar-2 Kitabını Konuştuk .”Toplumumuz Korktukları şeylerden emin olmak istiyorlar. Bence toplum normlarına ters, insanların canını yakan şeyleri anlamak istiyorlar”
SORU-.Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okulları okudunuz bugüne kadar?
NACİ BAYBURT- Amasya İlinin Gümüşhacıköy İlçesi doğumluyum. İlk, orta ve lise tahsilimi Gümüşhacıköy’de tamamladım.1987 Yılında Nazilli Polis Okulundan mezun oldum. Daha sonra Anadolu Üniversitesinde, sonrasında da Bahçeşehir Üniversitesi Hükümet Liderlik ve Siyaset Okulunda okudum. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğünde çalışmakta iken 2017 Yılında yaş haddinden emekli oldum. Bir dönem Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsünde Olay Yeri İnceleme derslerinde eğitimci olarak bulundum.
SORU- Kan Donduran Anılar bayağı satış yaptı. ne kadar basıldı ve satıldı? Bu kadar ilgi görmesinin sebebi nedir? İlk kitapta bir çok anınız vardı.
NACİ BAYBURT- İlk kitabım üç yıl içinde 10. baskısını yaptı. Okuyucular teveccüh gösterip kitabıma büyük ilgi gösterdiler. Bence nedeni meslek hayatım boyunca içinden cımbızla çekip aldığım insanlara ders niteliğinde yol gösterecek tamamının gerçek olaylardan oluşuyor olması. Yani polisiye ve bizzat kendi yaşadığım gerçekler okuyucuların ilgisini çok çekti. Her iki kitabımda anılarımdan oluşuyor. Tek bir anımdan tek bir roman bile yazılabilir. Bense yaşadığım gerçeklikten uzaklaşmamak adına kurgusal tek bir kelime dahi eklemedim.
SORU-.Yeni kitabınızın konusu nedir? Yeni kitapta neler anlattınız?
NACİ BAYBURT- Okuyucularımın yoğun ısrarları üzerine yazılmış bir kitap. Hikaye çok. Bir kitaba sığdırmak zor. İlk kitabı yazmamdaki amaç gerçek yaşanmış bu olaylar hakkında toplumda bir farkındalık yaratmaktı. Yani böyle şeyler filmlerde dizilerde olmuyor. Gerçek hayatta da böyle şeyler var daha da beterleri var demek, hem de içimi dökmekti. Unutmak istediğim bir çok şeyi tekrar tekrar hatırlayıp yazmak ruhsal açıdan çokta kolay şeyler değildi. Yeni Kitabım birinci kitabın devamı niteliğinde. Birinci kitabın en birinci amacının; Parmak izi ve DNA bankasının, suçun belirlenmesi suçlunun yakalanmasında ne kadar önemli bir unsur olabileceğine dikkat çekmek olarak söyleyebilirim. Bu kitabımda ise yine aynı konunun önemi devam ettiği gibi başta insan ve vatan sevgisi, milli servet duygusu gibi konulara dikkat çekmek. Kitabı okuduğunuzda üzülüyor, ağlıyor, gülüyor, seviniyor, şaşırıyor merak ediyorsunuz. Yani bir polisin evet! ama bir insanın hayatı boyunca, çocukluğundan ihtiyarlığına kadar yaşaması çokta muhtemel olmayan olayları içerisinde barındıran harmanlanmış ders alacağımız hayat hikayelerinin olduğu bir kitap. Aynı zamanda yakın çevremde benim için çok değerli kayıpları anmak ve yaşatmak, genç kuşaklara model olmaları açısından yad etmek istedim. Bu değerli insanlar, 30-40 yıl önce o dönemlerin zorlu koşullarında Gümüşhacıköy’ün yetiştirdiği, okul hayatları boyunca hep birincilikler elde etmiş, her ikisini de genç yaşta kaybettiğimiz Emniyet Müdürü Zeki KÜÇÜK ağabeyimiz ve Hakim kardeşimiz Deniz ÖZKAPTAN.
SORU-. Polisiye anıların okunmasını neye bağlıyorsunuz?
NACİ BAYBURT- Tabi ki ben bir psikoanalist değilim ama psikolojik olduğunu düşünüyorum. Korktukları şeylerden emin olmak istiyorlar. Bence toplum normlarına ters, insanların canını yakan şeyleri anlamak istiyorlar. Bilinmeyeni merak etme duygusu. Belki kendileri ve yakınları için tedbirler almak, belki empati kurarak kendini bu olayları yaşayan insanların yerine koymak, yada heyecan duymak, belki bir puzzle bilmece çözme duygusu yaşamak. Tabi bütün bu duygulara sürükleyen asıl nedenin ise okumayı düşündükleri yada okudukları anıların tamamen gerçek yaşanmış anılar olması en birinci etken diye tanımlayabilirim.
SORU -.Sizce Türkiye kitap okumuyor mu? Yoksa kitaplar okura yeterince tanıtılmıyor mu?
NACİ BAYBURT- Türkiye’mizin birçok İlinde çok sayıda kitap fuarlarına katıldım. Fuarlar okurlara ulaşmak okurlarında kitaba ulaşmak için buluştuğu önemli organizasyonlar. Bir çok kitaba aynı anda ulaşmak, incelemek, iskontalı olarak satın almak büyük avantaj.
Genel olarak çok okuyan bir toplum değiliz ama kitap kurdu diye adlandırdığımız okuyan bir kesim var. Genellikle kadınlar daha çok okuyor. Fuarlardan ve sosyal medya takipçilerimden edindiğim izlenimlerimden 13-20 yaş arası genç kızlarımız kitap kurdu olarak adlandırdıklarımızdan. Kamu görevlileri içinde başta meslektaşlarım polisler, öğretmenler, din görevlileri okumayan gruplardan, sağlıkçılar kısmen okuyan grup. Beni en çok mutlu eden şey ise sosyal medyadan bana dönüş yapanlardan çoğunun hayatında hiç kitap okumadıklarını, ilk defa benim kitabımı okuduklarını ifade etmeleri.
Her fuara katılmak ve tanıtım faaliyetleri yapmak bütçe gerektiren işler. Yeterince tanıtım yapılıyor diyemeyiz. Sosyal medyadan faydalanmaya çalışıyoruz.
SORU-.Fuarlarda okurla her zaman yüz yüzesiniz Okurun genelde istediği ne?
NACİ BAYBURT- Fuarlarda okuyucu ile buluşmak tanışmak ayrı bir mutluluk. Her yaş grubundan, her mizaçtan insanla tanışma fırsatı yakalıyoruz. Sağ olsunlar teveccüh gösteriyorlar. İlgi ve alakalarını esirgemiyorlar. Sosyal medya üzerinden de bu ilgilerini devam ettiriyorlar. Kitapla ilgili yorumlarını görüşlerini belirtiyorlar. Genelde hayata dair, dünyaya dair, kitaplar üzerine sohbetlerimiz oluyor. Daha çok yazmamız hususunda iyi niyetle ısrarcı oluyorlar. Birlikte birbirimizin gönüllerine dokunduğumuzu hissedebiliyorum. Hepsine sonsuz teşekkür ederim.
SORU-. Ülkemizde okuma oranının artması için neler yapılmalı?
NACİ BAYBURT- "Ağaç yaşken eğilir." Atasözü bu sorunun en özet cevabıdır diye düşünüyorum. Çünkü okumak bir alışkanlıktır, davranış biçimidir ve bunun için de anne, baba, aile bireyleri, yakın çevre modeldir. Tabi ki çocuğun ilk öğretmeninin de bir çocuğun eğitim hayatındaki kırılma noktası olduğu da bilinen bir gerçektir. İlk kitabımı okuyanların bana bu konuda hak vereceklerine eminim. Çocukken edinilmeyen kitap okuma alışkanlığının sonradan edinilmesi oldukça zordur. Kendimden örnek verecek olursam Lise bitene kadar hayatımda okuduğum tek kitap Fakir BAYKURT un YILANLARIN ÖCÜ kitabıdır. Evet şimdilerde tabii ki çok okuyorum. Ama erken yaşlarda bu alışkanlığı edinmiş olsaydım iyi bir eğitim hayatım, bakış açım, vizyonum çok daha başka evrilebilirdi. Belki çok daha erken yaşlarda yazmaya başlar, çok daha fazla üretir, çok daha başka ışıklar tutabilirdim. Kitap okuma alışkanlığı ile ilgili sürekli zihnimde oluşturduğum projelerim var. Bu projeleri gerçekleştirme şansı bulmayı ümit ediyorum.
SORU-Fuarların daha faydalı olması için ne önereceksiniz. özellikle Anadolu’daki fuarlar için.
NACİ BAYBURT-İdari ve yerel yönetimler ile sivil toplum kuruluşlarının desteğinin en üst düzeyde yer alması. Duyurular ilanlar ile il ve ilçede yaşayan her bireyin fuarlardan haberdar edilmesi. Fuarlara küçük büyük her yayınevinin katılımının sağlanması. Yazarı ile buluşacak okuyucu fuara gitmekte çok daha ısrarcı davranmaktadır. Bu nedenle çokça yazar davet edilmesi fuara ilgiyi artıracaktır. Fuar alanlarına kolay ve ücretsiz ulaşımın sağlanması, küçük öğrencileri heveslendirmek için kitap alabilecekleri ücretsiz kuponlar dağıtılması gibi önerileri çoğaltabiliriz.
SORU-.Başka ne anlatacaksınız.
NACİ BAYBURT- Sadece kitabı yazmış olmak ve yayınlatmanın yeterli olduğunu düşünmüyorum. Bu nedenle Anadolu da dahil bütün fuarlarda bulunmaya gayret ediyorum. Çünkü kendimi ve kitaplarımı anlattığım gibi yukarıda da belirttiğim gibi her yaştan her mizaçtan bireylerle sohbet etmenin ve onları gözlemlemenin de benim dağarcığımı daha da zenginleştirdiğini düşünüyorum. Herkes gibi benimde ülkemizin geleceği için daha çok okuyan üreten bireylerin çoğalması en büyük dileğimdir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.