- 359 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hallac-ı Mansur -lX-
Hüküm sonrası
Baş kadı Ebu Umar Kağıdı önüne çekti baktı baktı... Gözleri dolu doluydu.
Kalem tutan eli tir tir titriyordu. Rengi gitmiş yığılacak gibiydi.
Birinci kadının desteği ile kalemi kağıdın altında çizitti...
Akşam olduğu zaman karar önce Hallac’7a sonra diğerlerine okundu
Karar idamdı.
Bağdat Şehrinin Utanca Boğulması
Böylece o zamana dek kutsanmış olan " Barış Şehri’nin"
kadıları ve ileri gelenleri, kendilerinins ve şehirlerinin
şöhretini sonsuza dek karalamış oldular.
Hallac’ mahkum edenler ve ettirenler İşte bunu bilmiyorlardı elbet!
(Not. Halen kan kokan şehir olması da Hallac’ın ve Kerbelanın
ahından olsa diye düşünmekten kendini alamıyor insan )
Çevresindeki pek çok insan tarafından son derece adil ve dindar
biri olarak kabul edilen bir insanını aynen Yunan Bilgesi Sokrates
olayında olduğu gibi hayatını elinde alan bir hükümdü bu.
Fakat Halac’ ın en büyük dileği de yerine gelmiş oluyordu.
Mesih İsa’ın başına gelen de, Mani adlı büyük insanın başına gelenler de
böyle değiller miydi. Peygamber Hz. Muhammed’de Mekke’li tacir tüccar
putperestlerin elinde canını zor kurtaranlardan olmamış mıydı.
Kadıların verdiği bu hüküm şartlanmış kaval sesine alışkın davar sürüsünden
farkı olmayan halkın kin duygusunu yatıştırmaya yetmemesi üzerine Hallac
bir kez daha en ağır şekilde ağırlanmaya başlandı tükürüldü sövüldü taşlandı...
Hallaç tam üç gün böyle sokak sokar gezdirilip teşhir edildi. Dahası en aşağılık
suçlular ve kafirler için uygulanan işkencelerin uygulanacağını da düşümüyor değildi.
Fakat bunların hiç biri Hallac’ın umrunda değildi.
Onu fikirleriyle vaazlarıyla daha iyi tanıyan vicdan sahibi adalet yanlısı insanlar ise
ona acıyorlardı. Onun adalet ve iyi idare adına ve uğruna verdiği mücadelenin
farkındaydılar.
Onun gibi büyük bir dehanın en ufak bir müdafaa ve destek olma girişiminde
bulunulmadan onun ölüme terk edilmesi de o insanları derinden yaralıyordu.
Özellikle tüm insani zaaflarıyla Ebu Bekir Şibli’yi çok takdir ediyordu. Bir de
İbni Fatik. Bunlar tüm bu olup bitenleri görüyor izliyorlar ve gelecek kuşakları
aktaracaearına inanıyordu.
Mesela İbni Fatik " Yaşamak için çok az günü kalmış olan Hallac’ın yanına vardım.
Namaz kılıyordu. İkinci rekatını tamamladıktan sonra kalktı ve ’ bu yalancı namazdır
asıl namazım celladın önünde olacak’ diyecek kadar güç bir irade ve inanca sahipti,
çökmüş olan avurdu ve yara bere içinde olan haline rağmen" diyecektir.
İdam günü ve saati yaklaştıkça sık sık ’ El Kafirun’ okuduğu da bilinmektedir.
Alman araştırmacı Profesörün ve dostlarının " Barış Şehri’ne " gelişleri:
Devam edecek
a. g. e. Sf 220 vd.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.