- 479 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Hallac-ı Mansur -Vlll -
Üçüncü kadının da İbni Davud’un sözlerini ve siyasi suçlamalarını onaylayınca
salonda yine karşılıklı atışmalar başlayınca o zamana kadar sessizce izlemekte olan
Baş Kadı Ebu Umar dayanamayıp otoritesini kullanma gereği duydu.
Ayağa kalktı verdiği emirle sessizlik sağlanınca, kadılara döndü.
" Burada sadece konuşmaya hakkınız var siyaset yapmaya değil’ diyerek onları azarladı.
Hallac’a acımalı sempati karışımı bir bakışla baktı. Bu baş mabeyinci Nasr’ın gözünde
kaçmadı.
Ama bir mana da veremedi.
Hallac ise sanık korumalı yerinde kelepçeli haliyle sessizliğe bürünmüştü. Artık hiç bir
şey söylememeğe karar vermişti. İçi şimdi huzur doluydu. Etrafını saran karanlığın
farkındaydı, buna rağmen kendisini hafiif içini aydınlık his ediyordu. İçi pırıl pırıl bir
şıkla dolmuştu sanki. Hocalarından Sahl Tustari’nin
öğrettiği gibi sükunet konuşmaktan daha hayırlı daha iyiydi.
Derken baş kadı üç kadıyı yanına çağırdı ve diğerlerinin salonu boşaltmalarını emr etti.
Hallac dahil herkes salonu tek edince Baş Kadı, " Üç aydan beri devam eden bu
yargılamadan hoşnut olmadığını, salonunun seyircilerden ayrı tutulmasıyla sonuca
varılabileceğini..." söyledi, devamla bazı tarihi olayları izah edip" İyiden yana olup kötüyü
terk etmesini öğütleyelim" demesi üzerine
Birinci kadı " Bana kalırsa ibreti alem olması için onu cezalandırmalı" devamla tüm
kargaşaya rağmen dinimize sövmüş hakaret etmiştir. Bu husustaki ifadelere inanıyorum"
İkinci kadı , garip ve ürkek bir sessizliğe bürünmüştü.
Üçüncü kadı hararetle başını sallayarak birinci kadının kararını onayladığını doğru
bulduğunu söylemesi üzerine,
Birinci kadı " Ben karar metnini hazırladım" dedi, yazılı metni Baş Kadı Ebu Umara uzatarak
" İmzalarsanız bu iş burada biter. biz de imzalarız elbet"
Baş kadı huzursuz ve kararsızdı." Ben de Hallac’ın aşırılığını biliyor ve katılmıyorum. Ancak sucu yani
yaptıkları ve söyledikleri ölüm cezasını gerektirir derecede görmüyorum, her suçlamaya verdiği
cevaplar açık " deyince
Kadılardan biri "zaten mesele de bu ya" nasihatlarda bulunuyormuş! Nasihatla ihanet arasında
nasıl bir çizgi olduğu yerine ve zamana göre değişmekte değil mi!"
Birinci kadı " Ya toplumun ya burada bu kararı beklemekte olan kitlenin saldırısının cevabını kim verecek Elbette en başta SEN ve biz..."
Hararetle belgeyi tekrar ileri sürünce
Baş kadı Ebu Umar Kağıdı önüne çekti baktı baktı... Gözleri dolu doluydu.
Kalem tutan eli tir tir titriyordu. Rengi gitmiş yığılacak gibiydi.
Birinci kadının desteği ile kalemi kağıdın altında çizitti...
Devam edecek İNFAZ ZULMÜ
a.g.e. Sf 217 vd.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.